Yolda hüzünlü bir şekilde yürüyen adama küçük bir çocuk gülümser. Bu gülümseme adamın kendini daha iyi hissetmesine vesile olur. O kadar neşelendi ki, her öğlen yemek yediği garsona yüklü bir miktarda bahşiş bıraktı. Garson ilk defa birinden bu kadar fazla bahşiş almıştı. Çok mutlu olan garson, akşam eve giderken her zaman aynı yerde duran yolunun üzerindeki fakir adamın şapkasına bir miktar para bırakıvermişti. 
İki gündür doğru dürüst yemek yemeyen yaşlı adam, çok mutlu olmuştu. Önce karnını doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odalı evinin yolunu tutmuştu. Yolda giderken yağmurdan ıslanmış, havanın soğuk olmasından dolayı bir saçak altındaki yavru köpeğe gözü ilişir. Karnının doymasından ve yapılan iyilikten dolayı kendini mutlu hisseden ihtiyar, kucağına aldığı yavru köpekle birlikte bir apartman bodrumundaki tek odalı evinin yolunu tutar. Evde ısınan köpek karnının da doymasıyla birlikte mutluluktan bir o yana bir bu yana koşturmaya başlar. Herkesin uyuduğu gece yarısından sonra her tarafı dumanlar sarıyordu. Kokuyu koklayan yavru köpek öyle bir havlıyordu ki önce yaşlı adam uyandı. Dumanı fark eden yaşlı adam, tüm apartman sakinlerinin zillerine basmak suretiyle herkesi uyandırmıştı. 
Anneler, babalar dumandan zehirlenmekte olan çocuklarını ve kendilerini dışarıya atmışlardı. Kısa sürede söndürülen yangından hiç zarar görmeden kurtulan apartman sakinleri, yaşlı adama minnet duygularını belirtmişlerdi. Daha önceleri önemsemedikleri yaşlı adama karşı bir sevgi duymaya başlamışlardı. Yaşlı adam ise köpeği olmasaydı, tüm bunları yapamayacağını belirti.  Köpeği apartman sakinleri sahiplenmişti. Artık onunda bir evi vardı.
Tüm bunlara sebep olan, hiçbir maliyeti olmayan küçük kızın gülümsemesi sebep olmuştu. Buna “kelebek etkisi” denmektedir. Amazonlardaki bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın öbür ucunda fırtınalara sebep olması şeklindeki felsefe dünyadaki en ufak bir değişimin zincirleme olaylar şeklinde tahmin edilemeyecek boyutlardaki değişimlere neden olabileceğini açıklayan etkidir. Bir insanın başlatabileceği iyi veya kötü küçük bir etki tüm toplumu sarabilir. Kötüye giden her olumsuzlukların başlangıcı, ekilen art niyetle başlamış demektir.
“Bir mıh bir nalı kurtarır, bir nal bir atı kurtarır, bir at bir atlıyı kurtarır, bir atlı bir ülkeyi kurtarır” Hiç önemsemediğiniz bir mıh bile, nelere etki edebileceğini gösterir. Güzel bir örnektir. Yolda, işyerinde veya alışverişte bir tebessüm işlerinizin daha kolay olmasına vesile olacaktır. Eğer ki mutlu olmayı istiyorsanız, ilk tebessüm sizden gelsin. Çevresini mutlu eden kendiside mutlu olacaktır. Mutluluğun gelmesini beklemeyin. Çağırın gelsin. O sizin işaretinizi bekliyor. Sahip olduğunuz duygu, mutlaka bedeninize yansıyacaktır. Yüzünüzü asın, kaşlarınızı çatın. Bilerek yapın bunu birkaç dakikalığına. İnanın rolü bile sizi mutsuz edecektir. Her şey daha kötü görünmeye başlayacaktır. Aynı nesnelere bakan mutlu ve mutsuz insanların gördükleri ve algıladıkları farklıdır. 
Bilim insanları vücudun hareketlerini sağlayan 650 civarında adale (kas) grubu bulunduğunu, asık bir surata sahip olmak için 45 tanesini harekete geçirmemiz gerektiğini, gülmek için sadece 15 tanesi yeterli oluyormuş. Yani buda demek oluyor ki asık bir surat, mutsuz bir insanın vücudunu daha fazla yıpratıyormuş. Gülmenin fizyolojik nedenlerini inceleyen bilim “Gelotoloji” ye göre gülme esnasında birçok kas koordineli olarak çalışır ve rahatlamamızı sağladığını söyleyen bilim adamları, birçok hastanelerde mizah odaları kurmuşlardır. Burada ince bir noktaya değinen bilim insanları, gülmekten maksadın kahkaha atmak olmadığını gülümsemek ve tebessüm olduğunu açıklamaktadırlar. Yoksa kahkaha atmanın olumsuz yönleri olduğu belirtmektedirler.
Bugün insanoğlunun yakalandığı hastalılarının % 75’inin zihinsel olduğu konusunda birleşen bilim dünyası, yine hastalıkların % 50’sinin üzüntü ve strese bağlı olduklarını açıklamaktadırlar.
Toplumu yöneten liderlerin, sanatçıların, toplum önünde yürüyen herkese bu konuda daha çok görev düşmektedir. Mutluluk, karamsarlık ve hüzünde yayılabilen bir duygudur. Önemli olan hangisini daha çok beslediğimizdir. Hiç kimse gülümsemesini gösteremeyecek kadar fakir değildir.
Gönlünüzden huzur yüzünüzden tebessüm eksik olmasın dileklerimle…