Bir şey söyleyeceksem bir şeyler söylemeliyim. Söyleyecek bir şeyim yoksa bir şey söylememek gerek.
 Kimi sıfatlar görevdeyken kullanılır. Emekli olunca kullanılmaz. Üniversitelerde kadro ifade etmek üzere Dr. Sıfatı olanlara yardımcı doçent ilave edilmiştir. Yoksa bu insanlar doktora yapmış yani sadece dr sıfatı sahibidirler. Emekli olduktan sonra yardımcı doçent etiketi kullanılamaz.
Şimdi bir yazıdan terimler, ifadeler alarak ne anlama geldiğini tartışacağım. YÖK’ü ıslah etmek ne demek? YÖK nasıl ıslah olur? Bu konuda öneriler sıralamadıktan sonra bir şey söylemeyen bir söylemdir. Eğitim sistemini gözden geçirmek ne demektir? Gözden geçirdik ve eskisi gibi devamına karar verdik, ne olacak? Çağ mantığıyla düşünen nesiller yetiştirmek de anlamsız bir söylem. Çağ mantığı nedir? Bundan ne anlaşıldığı izah edilmedikten sonra çağ mantığı hiçbir anlam taşımaz.
AB ve dış dünya zorlamalarına rağmen katı devletçi yapıdan bir türlü kurtulamıyoruz. AB ve dış dünya bizi neden zorluyor? Bu bir egemenlik zorlamasıdır. Milletini, vatanını seven her insan dış güçlerin zorlamalarına karşı çıkmak durumundadır. Vatansızlar hariç.
Yazar, Cumhuriyet Türkiye’siyle yeni bir uyanış devrine giren yeni nesiller, 21.Yüzyıl Türkiye’sinin gelişmiş ülkeler düzeyine çıkmasını arzulamakta, demektedir. Kim uyanmış, uyanan hangi nesil, cumhuriyet Türkiye’si 90 yaşında en az 4 nesilden bahsediyoruz. Kendi medeniyetini inkear etmiş nesillerden söz ediyoruz. Gelişmiş ülkeler derken kastedilen gökdelenler, teknik alet edevat, rahat ve lüks tüketim ise bu benim medeniyetimde menfurdur. Her medeniyetin kendi değerleri vardır. Gelişmişlik diye dünya kamuoyuna dayatılan şeyler o malları üretenlerin satış numarasıdır. Medeniyetlerin gelişmişlik ölçüsü insani değerlerdir. Teknik alet ve edevat ile her şeyi çok tüketmek değildir.
Yazar, Geçmiş dönemlerin kısır siyaset çekişmeleri yerine akıl ve sağduyuya dayalı, ülke gerçeklerini göz önüne alan eğitim sistemiyle yetişmek istemektedirler, demektedir. Eğitim sistemi siyasi iradenin istediği tipte insan yetiştirir. Siyasi irade ise akıl ve sağ duyu tanımaz. Ülke gerçekleri ise muğlak bir ifadedir. Yani yazar bir şey söylememekte ısrar etmektedir.
Ülkede yaşanan, Terör, işsizlik, şiddet, Obezite (şişmanlık), tırafik, çarpık şehirleşme, gelir dağılımındaki adaletsizlik, az kitap okuyan, bilim ve İslâm’ın değerini tam anlayamamamız; hep eğitim meselesindeki boşlukları ortaya çıkarmaktadır: Osmanlı'nın yıkılışı, nice ülkeler kaybım binlerce gencimizin teröre kurban verilmesi, yıllarca, milyarlar harcayarak dağı taşı bombalamamız, eğitimdeki boşluğu görmemekten kaynaklanmaktadır. Yani bütün bunların sebebi gerçekten de eğitim ise nasıl bir eğitim verilmesi gerektiği ilkeler halinde sıralanmalıdır. Yoksa kimseye bir yol haritası vermeden sorunları sayıp dökmek ve sebebi eğitimsizlik demekle bir şey söylenmiş olmuyor.
Yazar, Otuz beş yıl eğitim içinde kalan bir Yüksek Öğretmenli olarak; acilen, YÖK ve MEB bünyesinden iyileştirme çalışmaları için kurultaylar yapılmalı; mevcut yönetim kademeleri, yapabileceklerdi çözümleri devreye sokmalıdır. İnsanımızı yabancılara kaptırmak, bilim dünyasının verilerinden yararlanmamak, sorun ve sıkıntıları katmerleştirmektedir... Cemaat ve özel kurumların kontrol altına alınması, keyfi uygulamaların olmaması için, Yurt dışı eğitim faaliyetleri Üniversitelerce organize edilmelidir, demektedir. İyileştirme çalışmaları ne anlama geliyor Allah aşkına, iyi nedir, kime göre iyi, vatandaşa, bireye göre iyi mi, ssyasi erke göre iyi mi, hangisi? Siyasi erk kendine göre iyiden başka iyi tanımaz.
Yazar, öğrencilere ödev verilmesine karşı çıkarak güya öğrenci ödev yapmayınca zamanını özel okumalara,sipor, tiyatro ve folklör çalışmasına ayıracakmış. Hadi canım sen de.
İşte böyle yazılar da ağnetlerde yayınlanıyor. Bereket, kimse kimseyi okumadığı için işte herkes yazı yazmış, derin görüşlerini açıklamış oluyor. Okunmaya değer yazılar yazmak gerek azizim. Ya yeni bir şey söylemek, ya da yeni biçimde söylemek gerek. Muğlak terimlerle sıkıntıları sıralamak çözüme katkı sağlamadığı gibi, zihin kirliliği yaparak çözümden uzaklaşmayı da üretir.