Günümüzde sanayileşme ile birlikte şehirlerde nüfus oranı hızla artmaktadır. 2014 yılı verilerine göre şehirlerde yaşayan nüfusun, toplam nüfusa oranı % 91,8 dir. Köyde yaşayan nüfus ise % 8,2 dir. 
1927 yılında ise köy nüfusunun oranı % 75,8 olarak geçmektedir.
Yaratılan tüm canlılar Tanrı tarafından doğaya uyumlu ve bağımlı yaratılmışlardır. Nasıl bir ortamda yaşadığımız ruh sağlığımız açısından hayati öneme sahiptir. Çevre, insanın ruh ve beden sağlığını etkileyen önemli bir faktördür.  
Sinir sistemimizin ve bedensel sağlığımızın bozulmasına sebep olan başlıca sebepler; Hava kirliliği, sağlıksız ve kötü beslenmenin yanında belki de farkına bile varmadığımız gürültü kirliliğidir. Tabi tüm bu olumsuz şartlar insani ilişkilerimizi de etkilemektedir. Zor şehir şartları, sevgi, hoşgörü gibi insani duygularımız törpülenirken, kin, nefret intikam ve hırs gibi duygularımız öne çıkarmaktadır. 
Ben bunu bizzat gözlemlemekteyim. Eğer büyük şehirde yaşayan yolda birine adres soracak olursanız vereceği cevap nettir. “İlerden sağa dön”.  Aynı soruyu bir kasabada yaşayan birinden alacağınız cevap daha ayrıntılıdır. Veya sizi bizzat götürür. 
Buradan çıkan sonuç kasaba veya köyde yaşayan birinin hayatının daha stressiz ve huzurlu olduğudur. Aynı zamanda daha mutlu bir yaşam sürdüğü gerçeğidir.
Başlığa dönecek olursak niçin bir köyümüz olmalıdır. Canınız sıkılınca kaçacağınız huzurlu bir limandır köyünüz. 
Çözemediğiniz sorunlar karşısında bunaldığınız an rahatlayacağınız yerdir köyümüz.
Gürültüden trafikten ve iş temposundan yorulduğunuz an kuşların cıvıltısıyla doğal terapi yapabileceğiniz yerdir.
İhtiraslardan makam ve mevki kapma yarışlarından bıktığınız an hoşgörü samimiyet ve sınıfsız yaşanılan bir yerdir köyünüz.
Nefes almakta zorlandığınız ayaklarınız kireçlendiğini fark ettiğiniz an bol oksijen alacağınız ayaklarınızın toprağa bastığı yerdir köyünüz.
Evinizin kapısından çıkınca araba gürültüsü ve egzos dumanı yerine temiz havayı ciğerlerinize çektiğiniz yerdir köyümüz.
Evimize kamera arabamıza alarmın gerekli olmadığı yerdir köyümüz. 
Acımızı paylaşan sevincimize ortak olanların yaşadığı yerdir köyümüz.
Köy hayatı ve şehir hayatını karşılaştırmak gerekirse günümüz gereklerine göre mutlaka her ikisininde artı ve eksiler vardır. Şehir hayatı çocuklarımızı tahsili sosyal alanlara ulaşma gibi bir takım avantajları vardır.
Köy hayatının da şehir hayatına göre bazı artıları olduğu muhakkaktır. Temiz bir hava ve su. Daha organik beslenme kendi yiyeceğinin büyük bölümünü karşılama. Maddi sıkıntıların daha az olması gibi avantajları mevcuttur. 
Doğayla iç içe yaşama gibi sağlık açısından birçok faydası vardır. 
 Komşuluk ilişkileri daha samimidir. Herkesin birbirini tanıması bir değerdir. 
Bazı renkler yaratılış üzeri insan üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkileri vardır. Yeşil ve mavi gibi renklerin etkileri bilinmektedir. Bu renkleri kırsal alandan daha çok görmemiz bizi daha mutlu huzurlu kıldığı gerçeğidir.
Köylerinde zorunlu olarak göç edenlerin şehir hayatında nasıl bir hayat yaşarlarsa yaşasınlar onlar için sıla hasreti hep vardır. Şehirde nasıl bir düzen kurarlarsa kursunlar hep bir özlem vardır köylerine. 
Kim bilir belki de özledikleri köyün dağından taşından çok yalın bir hayattır. Sadeliktir,  samimiyettir. Dostluktur paylaşmayı bilenle bir olmaktır. 
Huzuru mutluluğu parada, pulda, şanda, şöhrette, makam ve mevkide ararken huzuru ve mutluluğu para pula değişmemizdir bize köyümüzü özleten kim bilir.
Köy aslında sadece semboldür belki de aradığımız, kaybettiğimiz, hasret duyduğumuz insani duygularımıza duyulan özlemdir. 
Adaletin tüm bireylere eşit işlediği ve insanların birbirlerine sınıfsız bir gözle bakmaları dileklerimle.