Evet dostlarım!  Zor günlerden geçiyoruz. Ama bu zor günlerin enteresan bir şekilde bizi doğru yola götürdüğünü anlamaya başlayacağız. Benim görüşümün ne taraf olduğunu bilen bilir. Bilmeyen de bu yazım ile anlayacaktır. Kimse kusura bakmasın kim kimin olduğunu bilmeden kulaktan dolma bilgileri sevdiğimiz için de bayılırız kulis yapmaya ve atıp tutmaya.

O yüzden herkes iyi bilmelidir ki gerçek olan tek şey var o da Vatan!

İşte dostlarım şimdi yazacaklarım ile siz de beni anlayacaksınız. Devletini ve milletini seven biriyim. Şimdi gelelim asıl konuya Dünya büyük bir tehlikenin eşiğine sokulmak istenirken, Küresel şeytanların Devletimizi ve milletimizi nasıl bir çıkmaza sürüklemek istediklerini kaos ve kandan nasıl beslendiklerini anlayacaksınız. Dünya Liderleri yuvarlak masa toplantıları yaparken insanların kölelik ve yönetilme durumlarını ve zengin yeraltı kaynaklarını pay ve istimlak ederken tek düşündükleri kendi ülkelerinin çıkarlarıydı.  Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, Rusya, Çin gibi kendilerine gelişmiş ülkeler dedikleri ve diğer ülkeleri gelişmeyen ülkeler olarak kale alıp ve bu ülkeleri alt kademede görüp haklarında savaş ve barış üstüne kurdukları planları yapıyorlar iken tek bir devlet dünyanın bağrına ve sinesine bağıra bağıra haykırıyordu.

Çünkü bu küresel şeytanların  hesaplayamadıkları bir şey vardı. Yeni bir lider! Ve baş eğmeyen bir Türkiye!

Üzerinde yaşadığımız topraklar tarih medeniyeti boyunca çok şeylere sahne olmuştur. Ve dahası yüzyıllar süre gelen cihan hakimiyetimiz yine üzerinde yaşadığımız sınırları genişleyen ve daha sonra azalan bir süreç içerisin de vatanı koruyan, devletimizi ve milletimizi yöneten liderlerin anlaşılması dün olduğu gibi bugün de yarın için de son derece önemlidir. Bu kutsal toprakların liderlik tarihi eğer doğru incelenirse, yine bu topraklar ve vatanımız üzerinden tesis edilecek edilecek cihan-ı şümûl politikası bir insanlık medeniyeti üretmenin kodlarının anlaşılması da kolay olacaktır. Medeniyetimizin ve istikbalimizin, yeniden Pir-i Türkistan Ahmet Yesevî geleneğinden başlayarak, Horasan erenlerinin  bağrı Anadolu diyarı genişliğindeki güzelliklerin aklı selim ve insancıl bütün gönüllerin fetihlerine hasrettir.
 

İnsan ile sevgiyi merkeze koyan bu anlayışın, hâkim olduğu tüm coğrafyalarda yeniden vücut bulması ile Tuğrul Bey’in, Alparslan’ın, Osman Gazi’nin, Fatih Sultan Mehmed Han’ın, Yavuz Sultan Selim ve Abdülhamid Han’ın liderlik geleneği de yüzeye çıkacaktır.
   

Dünyayı ben merkezci siyaseti ile yönetmeye kalkanların planlarına çomak sokmamız elbette küresel yapının yoluna taş koyuyor. ABD ve İngiltere’nin sömürge ve köleleştirme planlarının belli bir yere kadar geldiği ama artık birilerinin de başkaldırışı ile  aşağılatılma ve dezanforme bilgiler ile algı operasyonlarına  Türkiye artık piyon olmayacaktı! Çünkü artık diriliş zamanıydı.

Medeniyetin ve insanlığın sahte vücutlarda yüz bulduğu bir şeytanlaşmış   Avrupa! Ya da Batı dediğimiz insanlığın yüz karası olmuş, uygarlıklar medeniyetler boyunca tarihin kara sayfalarında yer etmiş kan emiciler topluluğu dediğimiz tek dişi kalmış canavar olan Batı! Tarih boyunca baktığımızda kan ve vahşetten ödün vermeyen ama insan hakları dendiğinde iki yüzlülüğünü muhafaza eden Batı! Evet tarih sizleri affetmeyecek! Fransa’nın yaptığı soykırımlar, bize Yahudileri katlettiler diye not ettirilip kayıt düşürüldüğü ama ne hikmetse Siyonist ve Yahudi lobisinden beslenen Almanya! Bosna’da Srebrenitsa’ da Sırp kasap ile anlaşan ve tüm dünyanın gözü önünde Birleşmiş Milletler BM’nin bilgisi dahilinde bile bile insanları soykırıma terk eden Hollanda! Sömürge için kıyım yapan ve üzerinde güneş batmayan imparatorluk dedikleri kan emici İngiltere! Soykırım ve kaos ile beslenen İspanya!

Ve dahası dünya medeniyeti dedikleri kendilerini dünyanın jandarması ilan ettikleri 
okyanus ötesinden kendi çıkarları için kaos ve kıyım yapan, terör örgütlerini maşa olarak kullanan kendine daimî müttefik arayan küresel şeytan ABD! Hepsinin dayanamadığı çıkarlarına aman vermeyeni planlarına dur diyen her hamlelerine posta koyan bir lider yani Recep Tayyip Erdoğan.!
 
Küresel şeytani yapı, bilinmelidir ki bizim anlayamadığımız ölçüde tarihimizi anlamış ve anladığı tarih üzerinden Türklerin ve Türk milletinin yeniden medeniyet üretebilme kapasitesi ve gücünü dünyaya meydan okuyan Lideri ile görmüştür. Bu küresel şeytani yapı, son yüz yıldır bu geleneğin tasfiyesi ve tamamen yok edilmesi için bir büyük gayret içerisin de olmuş Bu gayretin en önemli parçası, sistemin bu topraklarda kurmak istediği hâkimiyet yolunun ayakları olan sivil ve askerî bürokrasiye neşter vurmaya kalkmış dahası, siyaset ve iş dünyasından  özellikle son dönemde hedeflerini  belirleyerek ve seçerek akıllarını ve gönüllerini insanlıktan pay almayan ve Anadolu’suz  kıldığı devşirmeler ve içimize zerk etmek istedikleri kukla liderlik  üzerinden yakaladığı  formatı bize ve yönetim sistemimize yerleştirmesidir. Burada bir ekleme yapmak istiyorum zira bu durumla Chp ile Hdp zerre kadar ilgilenmeyip kendilerine de pay çıkarma derdinde oldukları ve  kime hizmet ettikleri de aşikardır.

Böylece yerli ve millî politikalarımızın tasfiyesinde kritik adımlar atmışlardır. O adımlar öyle bir noktada olmuştur ki, yerli ve millî olmak ve de yeniden bu toprakların genlerine ve kodlarına sahip çıkmak, bir şeytanlaştırma planının eşiğine dayanmıştır. İşte bu oyunu gören ve yerli ve milli politikaya sahip çıkan bir lider. Erdoğan’ın, küresel sisteme karşı Türkiye’nin menfaatlerini koruyan ve kollayan duruşu işte bu küresel şeytanların kuklası olan güruhu panikletiyor, endişeye sevk ediyor. Ve korkuyorlar! Daha çok panik olacaklar, çok endişeye düşecekler! Ve korkacaklar. Derdi vatan ve millet olanların arkasında olduğu ve yürü dediği bir lider! 


Bir gün herkes Recep Tayyip Erdoğan’ı anlayacak!