‘’ İnsanların sıkışan elleridir barış, dünyanın masasındaki ekmektir, gülümsemesidir annenin. Budur yalnızca başka bir şey değildir barış…’’ (Egeli şair, Yannis Ritros)


3 Eylül sabahı düşmüştü o fotoğraf karesi vicdanların tam orta yerine… Kavurdu insanım diye atan tüm yürekleri acıyla, kederle…

Adı Aylan Kürdi’ymiş dediler. Öylesine uzanmış yatıyordu, kimsesiz, sessiz ve nefessiz…

Henüz 3 yaşındaymış, savaş denen o acımasız canavarın pençesinde yitip giden binlerce çocuktan geriye kalan acının fotoğrafıymış…

Dalgalar bile isyanda Bodrum’un o seher vaktinde, ipeksi dokunuşlarıyla okşuyorlar Aylan Bebeğin saçlarını, bir an önce uyansın ölüm uykusundan, koşsun, oynasın diyerek o gurbet sahilinde…

Ali Hoca Burnu kumsalı bile utanç içinde... Ama bu bir rüya değil ki, gerçeğin ta kendisi. Aslında insanlığın da öldüğünün anıdır o fotoğraf karesi…

Gazeteler, televizyonlar, dünya basını, haber ajansları hepsi ayakta, tamamında aynı manşet haber, Aylan Bebeğin o masum bedeni. Sosyal medyayı da kaplamış aynı haber, aynı fotoğraf karesi.

Sızlıyor hala insan kalabilmiş milyonların yüreği. Aslında Aylan Bebeği değil, tüm Avrupa’nın da öldüğünü anlatıyordu o manşetlerin haberi…

Dünyayı ayağa kaldıran o görüntü, insanlık tarihine yazılan kara bir leke olarak kalacaktır.

Çünkü gerçekte kıyıya vuran o bebeğin cansız bebeği değil, insanlıktır. Savaşa neden olanların utanç fotoğrafıdır…

Pekiyi o masum tertemiz bebeğin soluğunu kesen kimdir? Sorumluları nerededir? Katilin kimliği nedir?

Bakın yaşadığımız dünyanın son çeyrek asrına! Yakın tarihimizde yaşanan insanlık ayıplarına…

Yugoslavya’dan, Sırbistan’a, Bosna’ya… Afganistan’dan, Irak’a… Iraktan, Libya’ya… İsrail’den Filistin’e, Gazze’ye… Suriye’ye…

Ortadoğu’nun savaşlarla yerle bir edildiği ülkelerin masum çocuklarına, annelerine bakın!

Hatırlayın, TV ekranlarından bir sinema filmiymişçesine seyrettiğimiz emperyalizm markalı Amerikan – İngiliz müttefik güçlerinin hava bombardımanlarını…

Sözüm ona demokrasi ve özgürlük adına, aslı astarı olmayan nedenlerle Balkanları, Avrasya’yı, Ortadoğu’yu yerle bir eden, kan çanağına dönüştürenler kimler?

On binlerce masum insanın kanına girenler, onca insanı yerlerinden, yurtlarından edenler kim?

BOP ( Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını, enerji yollarını sahiplenmek adına milyonlarca Müslüman’ın yaşamlarını, umutlarını yok eden hangi ülkelerdi?

Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Avusturya, Portekiz ve diğerleri değil midir?

Ya bu bölgelerdeki işgaller, insan dramları yaşanırken suskun kalan Avrupa, Amerika basınına ne denmelidir?

Ülkemizi yangın yerine döndüren P.K.K terör örgütüne yurt dışında destek, kaynak sağlayan ülkeler de, bunların arasında değil midir?

Ya PKK terörünü yazmayan, yaşananları saptıran iki yüz yüzlü Avrupa basını, nasıl vasıflandırılmalıdır?

Suriye’de 4 yıldan buyana devam eden iç savaşın içinden IŞİD canavarını yaratan kimdir? Onları besleyip, destekleyip savaş meydanına kimler salmıştır?

Şimdi bu canavar, kendi başlarına bela olmuştur…

Son dönemde, savaş mağduru milyonlarca Suriyeliye kucak açan ülkemde yaşayan bu insanlara kayıtsız kalıp, yapılan tüm yardım çağrılarına kulak tıkayanlar; günümüzde yüz binlerce mültecinin kendi sınır kapılarına dayanmasıyla, sergiledikleri gayri insani davranışlara nasıl bir yanıt bulurlar?

Her gün televizyon ekranlarına, gazetelerin manşetlerine yansıyan o çaresiz insanların kullanmış oldukları derme çatma tekneleri, lastik botları sahillerine ayak basmasın diyerek Ege’nin barış sularında batıranlar, devirenlerin sahil güvenlik botlarının uyguladıkları bu acımasızlığa ne denmelidir?

Ya, İtalya’da, Macaristan’da, Avusturya’da sınırlarında dikenli teller arasında sıkışıp kalan, tren vagonlarına insanlık dışı görüntülerle tıkılan bu insanlara; Avrupa İnsan Haklarının temsilcileri, kara gömlekli yargıçları neden sessizdir?

AB kimliği, ABD kimliği taşıyan insanlara, böylesine insanlık dışı bir uygulama yapılsa, bu ülkelerin tepkisi nasıl olur?

Yoksa insanca yaşamak sadece bu ülkeler için mi haktır?

Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür ki? Bu ayıplı görüntülere sebep olanlar, onların işbirlikçileri, bugün bu vahşete neden olanlar; hiç utanmadan, sıkılmadan:

‘’Bodrum sahilindeki Aylan Bebeğin hesabını tüm insanlık vermeyecek mi? Diye nasıl sorarlar?

Ey Avrupa! Ey Amerika! Ey onların iki yüz yüzlü basını…

Utanın..!

Döktüğünüz timsah gözyaşlarıyla kendinizi ve kamuoyunuzu kandırabilir, vicdanınızı da rahatlatabilirsiniz! Ama tarihin vicdanını asla…

Hadi yapabiliyorsanız durdurun tüm savaşları, uzatın ellerinizi barışa.

Öncelikle ‘’Kos’’ adasında yaşanan insanlık dramının sona ermesi dileğimle, karşı sahildekilere sesleniyorum, hem de onların içinden çıkan Yunanlı şair, Yannis Ritsos’un mısralarıyla:

‘’İnsanların sıkışan elleridir barış,

Dünyanın masasındaki ekmektir,

Gülümsemesidir annenin.

Budur yalnızca.

Başka bir şey değildir barış…’’

Ve…

Aylan Bebeğin o fotoğraf karesi; binlerce söze bedeldir artık…