Beşiktaş’la Galatasaray’ı hafta sonu karşı karşıya getiren mücadele, birçok ilki içinde barındıran bir derbi olarak tarihteki yerini aldı. Öncelikle sahada sergilenen futboluyla, tribünlerdeki taraftarı ve ekran başındakileri çok büyük bir oranda mutlu etti.
İlk 45 dakikasında Galatasaray’ın bulduğu iki golle öne geçtiğini görenler, “Ne oluyor, Beşiktaş ilk kez derbi maçına çıkacağı Vodafone Arena’da ilk mağlubiyetini alacak herhalde” dedi. Lakin Beşiktaş, ikinci yarıda, sağlam bir ‘U’ dönüşüyle 2-2’yi yakaladı denge sağladı ve puanlar paylaşıldı. Doğrusunu da söylemek gerekirse, bu maçın birçok nedenle böyle de bir skora ihtiyacı vardı. Tabi ki skor anlamında, her iki takımın da kazanıp rakibi önünde avantajlı bir konuma gelmek istemesi doğaldı. Fakat, bu karşılaşmanın özelinde, böylesine bir sonuç ortaya çıkması, sağduyu sahibi tüm futbol severlerin beklentisiydi. 
Nedeni, ya da nedenleri zaten ortadaydı. Vodafone Arena’nın geçtiğimiz sezonun sonlarında hizmete girişinin ardından ilk kez bir derbi karşılaşmasına ev sahipliği yaptı. Yani bir başka deyişle, Beşiktaş’ın açılmasını beklerken bir orada, bir burada oynayıp, göçebe gibi dolaştığı sürecin ardından, ilk defa Siyah Beyazlılar bir başka büyük takımla kendi mabedinde karşı karşıya geldi.
Bir başka ilk ise, 20 Kasım 2011’de başlayan ve beş yıldır uygulanan gerçekten son derece ilkel bir kısıtlama olan, dört büyük takım arasındaki deplasmana taraftar götürmeme yasağının bu maçta kalkmış olmasıydı.
Karşılaşmanın hakemi olan Ali Palabıyık’ın kariyerinde ilk kez bir derbi maçında düdük çalacak olması da ayrı bir ilk olma özelliğiydi. Buradan iki cümleyle Palabıyık’ın genel anlamda maçın altından çok rahat bir şekilde kalktığını ve hiç de sırıtmadığının altını çizeyim. Tebrikler Palabıyık, doğru yoldasın…
Yukarıda sıraladığım nedenlerin kuşkusuz ki üzerinde konuşulması gereken en önemlisi, taraftar yasağının kalkmış olmasıydı.
Sezon başında, ‘Kulüpler Birliği’nin aldığı tavsiye kararına, İstanbul Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve İl Güvenlik Kurulu ‘okey’ dedi ve bu ucube uyguluma ortadan kalktı. Doğrusunu söylemek gerekirse, pek bir olay da çıkmadı. Yalnızca Galatasaray taraftarının oturduğu tribünlerin tuvaletlerinde küçük çaplı hasarlar oluştu. Çok çok büyük bir kesimin sağduyulu davranışının yanı sıra, hasta ruhlu insanların yaptığı bu küçük sayılabilecek hadisenin üzerinden atlamak gerek diye düşünüyorum. Her ne kadar insanın içinden, “Arkadaş, tuvaletteki rezervuardan, aynadan, kapıdan, kilitten, camdan vb. unsurlardan ne istiyorsun? Sokaklarda, “Yasak kalksın, deplasmana gidelim” diye yırtınırken, yepyeni bir stada gidip oraya zarar vermenin hesaplarını mı yapıyordun” diye sorası gelse de, dediğimiz gibi üzerinden atlamak gerek bu ufak olayın.
Evet umarım bu ülke 15 Temmuz sonrasında oluşan birliktelik ruhunun da etkisiyle bir daha böyle uygulamalar gerektirecek davranışlar içine girmez. Futbolun seyir zevkinin en az oynamak kadar önemli olduğunun bilincinde davranır.
Kalın sağlıcakla…