-Trene, vapura, uçağa, otobüse niçin bineriz?

-Değişiklik olsun, biraz da böyle vakit geçsin! Hem sağı solu da görmüş oluruz, diye mi tercih eder bineriz?

-Yoksa! Evet yoksa, tüm bu vasıta ve araçlar; vasıta / araç oldukları için mi bineriz onlara?

-Yoksa; bizleri maksud ve maksadımıza, gitmek istediğimiz yerlere ulaştıracağı, götüreceği için mi bineriz?

-Elbette, bu kısa veya uzun seyahat ve yolculuk sırasında; etrafı görür, yolcularla hoşsohbetlerde bulunuruz. Ama sırf vasıtaya binmek için binmiş olmayız. Gideceğimiz yere bizleri ulaştıracağı için  bineriz. Yani vasıtaya, varılacak yerde inmek için bineriz. Vasıtada bulunuşumuz; vasıtada olmak için değil; yeri ve zamanı gelince, vasıta ve araçtan inmek içindir.

X

-Çocuk okula niçin gider? 

-Teneffüste / zil çalınca büfeden alacağı gazozu içmek, arkadaşlarıyla görüşmek, hoşsohbet ederek biraz vakit geçirmek için mi?

Elbette teneffüste oynayacak, büfeden bir şeyler alacak, arkadaşlarıyla buluşacak; onlarla şakalaşacak...Ama çocuk aslında okula; okul için değil; okumak için, sınıfını geçmek, zamanı gelince mezun olmak için gider. Yani okula okul için değil; okul sonrası için gider. Okul; gayesine ulaşmakta aracıdır o kadar.

X

-İnsan niçin yaşar? Sadece yeyip içmek, koşup oynamak, evlenmek; kısaca hayattan zevk almak; her yer ve zamanda har vurup harman savurmak için mi? Gününü gün etmek:


Ne gam ne kasvet

Sen eğlenmene devam et


havasını solumak için mi yaşar?


“El için yanma sakın nâra

Yak çubuğunu bak safanı ara”


diyenler gibi olmak için mi yaşar ve yaşamalı?

Dünyaya gelişten ve yaşamaktan gaye:


“Cahiller için yemekle şehvet (her türlü gayr-i meşru isteklerini yerine getirmek)!”

ise de:

“Âkiller (Akıllılar) için seyr-i bedayi' (tabiattaki harikulâde güzellikleri seyir)“


tarzında; yani yaratılmışlardan Yaratana geçmek, O'nu düşünmek, O'nu sevmek, O'nunla hem-hâl olmak. Yapılanda Yapanı görmek şeklinde olmalı.

Yine bu intizamlı, nizamlı ve düzenli; Tabiat denen levhayı, sanatlı yaratım harikalarını seyrederken; fiilde Fâili, nakışta Nakkâşı görmeli.

X

Dünya da bir vasıta ve araçtır be dostlar! Ona da binmiş, daha doğrusu bindirilmiş vaziyetteyiz. Uzayda büyük bir hızla yol almaktayız. Kıyamet sabahı Ahiret durağında indirilmek üzere, Dünya denen araca bindirilmiş durumdayız. Yani Dünya'da Dünya için bulunmuyoruz. Tıpkı tarlada; tarla için değil, kış ihtiyaçlarımızı karşılamak için bulunduğumuz gibi.


Çünkü “İnsan bir yolcudur. Sabavetten (çocukluktan) gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder.”

X

Velhasıl; vasıta ve araca binmek gaye değil; gaye, maksat ve amaca ulaşmak için yapılan bir hareket ve eylemdir sadece.

Aracı bizzat kendisi için değil; amacımıza hizmet ettiği, ona ulaştırdığı için kullanır ve severiz.

-Trene niçin bineriz? Sırf iş olsun diye mi? Yoksa yine bir yere bizleri ulaştıracağı için mi? Keza vapura, uçağa, taksiye vs.

Demek ki, vasıta ve araçları; kendileri için değil; bizlerin amacına aracı oldukları için severiz ve sevmeliyiz be Cânlar!