Hocanın meşhur bindiği dalı kesme hikâyesi gibi ülkem insanlarının bir farkı yoktur fıkradan.  Bizi biz yapan, ayakta tutan milli değerlerimizi bir bir yok etmekteyiz. Akif gibi tarihi şahsiyetlerin üzerinden Atatürk’ü ve rejimi karalama kampanyaları son hızla devam etmektedir. 

Bugün softa kesimin sahiplendiği hakkında asılsız rivayetler yaydığı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy hakkında Atatürk’e karşıymış gibi gösterme gayreti içerisindeki güruh takıma en iyi cevabı yine Akif vermektedir.

11 yıl mısırda kalan ve dönüşünde söylediği şu cümleleri demokrasinin ve cumhuriyetin erdemini anlatmaya yetecektir; “Mısır'da 11 yıl kaldım. Fakat 11 saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane fikrimi söyleyeyim mi? İnsanlık da  Türkiye'de, milliyetçilik de  Türkiye'de, Müslümanlık da  Türkiye'de, Hürriyetçilik de Türkiye'de. Eğer varsa Allah benim ömründen alıp ona yani Mustafa Kemal'e versin” demiştir. Milli mücadele döneminde de elinden geleni yapmıştır.

Cumhuriyetin verdiği özgürlük bir beden bol gelmiştir bir kısım ahaliye. Özellikle 60 ihtilal ilinden sonra gelen hükümetler din simsarlarına oy uğruna yol vermişlerdir. Gayri meşru bu yapılanmalar “Dini eğitim” adı altında milletinin manevi duygularını sömürmüşlerdir. Amaçları Türkiye cumhuriyetini parçalamak yok etmek için dışarıdan önemli destekler almaktadırlar. 

Bugün kontrol edilmesi güçleşen soyu bozuk aslı nesli karışık guruplar devletin kılcal damarlarına kadar işlemişlerdir. Üzülerek belirtmek gerekir ki en büyük güçleri dini istismar silahlarını çok iyi bir şekilde kullanmışlardır.

Bu hainliği yapanlar bilmeliler ki fikir özgürlüğü adı altında böğürmelerini yine ulu Atatürk’e borçludurlar.

Bugün Atatürk’e saldıran sayın beyefendiler bilesiniz ki onun sayesinde vekil oldunuz ballı maaşları ona borçlusunuz.

Cumhuriyete saldıran güruhlar onun sayesinde serbest bir şekilde inancınızı yaşıyorsunuz.

Laiklik kalksın sistem değişsin diyenler bugün yine demokrasi sayesinde o koltuklarda oturmaktasınız. Sözde özgür düşüncenizi belirtmenizi bile saldırdığınız Atatürk’e borçlusunuz.

Eğer bugün kula kulluk etmiyorsanız bilesiniz ki Türkiye cumhuriyetine borçlusunuz. Bir haksızlığa uğrarsanız eğer yargıç size ırkınızı dininizi ve mezhebinizi sormadan suçunuz ne diyorsa bilesiniz ki beğenmediğiniz sistem sayesindedir.

Eğer bugün seçme ve seçilme hakkınız varsa ve yönetimde söz sahibi iseniz bilesiniz ki ayyaş diye eleştirdiğiniz insana borçlusunuz tüm bunları.

Şeriat isterük diye yollara dökülen bacılar bilmenizi isterim ki yaptığınız protestoları ve hatta araba kullanmanızı, kocanızın iki dudağı arasında değilseniz eğer, medeni kanun önünde eşitseniz mahkemeye başvurabiliyorsanız biliniz ki sayamayacağım kadar tüm kazanımlarınızı rejime borçlusunuz. Avrupa’nın birçok ülkesinden önce seçme hakkını elde etmişseniz bilesiniz ki tüm haklarınızı eleştirdiğiniz cumhuriyete ve o yüce insana borçlusunuz.

İşte bindiği dalı kesmek budur eğer o dalı keserseniz altınızda sizi bekleyen Ortadoğu’nun sönmek bilmeyen ateşinini tam ortasına düşeceksiniz haberiniz olsun. İşte o zaman elde ettiğiniz tüm haklarınız tek tek elinizden gittiğini gördüğünüz an iş işten çoktan geçmiş olacaktır.

Ortadoğu denen yerde insanların gözyaşı ve şiddet yaşam biçimleri olmuştur. Laiklik düşmanları bilesiniz ki özlem duyduğunuz sözde İslami, aslında din düşmanı rejimlerde bırakın insanca yaşamayı aynı dine dahi mensup olmanız bile sizi şiddetten uzak tutmaya yetmeyecektir. Zira hangi mezhebe mensup olursanız olun hep karşı mezhebin düşmanısınızdır. 

Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ballı kaymaktan beslenen yediği önünde yemediği arkasında olan beyler. Burada hönk hönk bağıran beylere benim tavsiyem bir süreliğine o âşık oldukları sistemde ve ülkelerde belli bir sürede olsa mecburi ikamet ettirmekte fayda vardır.

Ağır aksakta olsa ülkemizde işleyen bir demokrasi vardır. Bugün din, dil ve ifade özgürlüğü fırsat eşitliği gibi evrensel değerler yasa ile güvence altına alınmıştır ülkemizde.

İnsan onuruna yakışan seni özgür kılacak tüm haklarından vazgeçerek özendiğin dini kamuflajlı otoriter rejimi istemek nasıl bir ruh halidir.

Daha açık bir deyimle; bugün geçmek istediğin düzenden gün gelir aklın başına gelirse çıkmak istersen eğer, bu düşünceni ifade etme özgürlüğün dahi olmayacaktır bilmeni isterim.