Vizyon ve misyon; şirketlerin sene sonu toplantılarından bildiğimiz bu kavramları Türk boyları binlerce yıl önce kullanmaya başladılar. Ulaşılması hedeflenen Türk karakterini 10 temel maddede sıralandı. Bunlar sırasıyla; metanetle durabilme, sabır, fırsat kollama, yılmazlık, savaşganlık, güçlülük, dayanıklılık, cesaret, kendine güven ve arkadaşa vefa… 
Bu özellikler bu sürede yani binlerce yıl içinde genlere nakış gibi işledi. İşte bu yüzden de yabancı anlayamıyor. Halkın son üç senede ikinci kez sokaklara dökülmesini, gazın, jopun üzerine yürümesini, tankın önüne çıkmasını… Ancak ve ancak Türk milletini tanımayan bir zihniyet 15 Temmuz’u planlamış olabilir. Teröre diz çökebileceğini umabilir. 
Metanetle durabilme; alelade, hızla gitmemektir. Hızla giden önünü göremez, dikkatini veremez ve sonunda dağılır. Fırsat kollama ise; fırsatçılık değildir. Uygun zamanı ve ortamı beklemektir. 
Karşımızda gerçekten ahlaki değerleri olmayan örgütler var. Öyle ki örf ve adetlerimize göre ağırlıkla çocuk ve kadınların bulunduğu kına gecesine bile canlı bomba olabilecek ve planlayacak kadar aşağılıklar. Bir de kendilerini müslüman olarak tanıtırlar. Bu iddiaya ise tahammül bile edilemez.
Ve en sonunda perde kalktı, beklenen oldu… Türkiye geçen hafta Suriye’de yapılanan örgütlere karşı ABD uçakları eşliğinde Suriye’ye kara harekâtına başladı. Lâkin bu “metanetle durma karakterini” fazlasıyla aşan bir gecikme ile oldu. Yıllardır sınırlarımızda halkın canını yakan bu örgütlere karşı ilk şehit verdiğimiz gün bu harekat haktı ve canı yanan millet bunu beklemişti. 
Bunca yıl ve bunca şehit vermeyi neden bekledik bilinmez… Ha bir de düne kadar “YPG terör örgütüdür” bile diyemeyen ABD’nin şimdi neden bu harekâtın içinde olduğu da bilinmez…
Madem şirket vizyonuyla lafa başladık, şirket ile devam edelim. 
İyi bir şirket yöneticisi az konuşur ama o konuşma çok çok değer kazandırır. Kendisi için menfaat planlamadan çalışır. İşler tıkır tıkır işler. İş düzene girince de her şey kendiliğinden oldu zannedilir. 
İşte biz bunu zannedemiyoruz… Maalesef bir türlü sorunlar bitmiyor, hatta artarak çoğalıyor…
Marmelat…
İstanbul Sanayi Odası 2015 yılı Türkiye’nin ilk 500 ve ikinci 500 şirketini açıkladı. 
Bu şirketlerin 985 tanesi özel sektörden. Bu 985 adet şirketin 2015 yılı satış rakamı 180 milyar dolar. Tek başına Volkswagen şirketinin yıllık satış rakamı yaklaşık 250 milyar dolar açıklanmıştı. 
“Cari açıkta tarihi rekor kırdı” diye manşet attığımız Japonya’nın cari acığı 2,8 trilyon yen, yaklaşık 23 milyar dolar. Türkiye’nin geçen yıl ki cari açığı onca tasarrufa rağmen 32 milyar dolar. Fakat tek başına Toyota markasının yıllık üretim satışı 215 milyar dolar. Japonlar “tüketmiş ya da yurtdışından fon alıp yatırım yapmış” adına ne dersen de… Bizim en büyük 985 şirketimizden daha fazlasını tek şirketi yapmış.
Bu 985 şirketin bir önceki yıla göre enflasyondan arındırılmış satış rakamlarına baktığımızda %2 küçüldüğünü yani büyüyemediğini görüyoruz.
Türkiye’nin büyüme rakamı pozitif açıklandı ama en büyük 985 şirketi küçülmüş!.. 
Bunu sürekli söylüyoruz, tekrar söyleyelim. Üretim, üretim, üretim… 
Ancak üretimimizi artırabilirsek, yabancı şirketler ile rekabet edebileceğimiz ürünleri piyasaya sunabilirsek ekonomimiz büyür. İstihdam artar. Kişi başı gelir artar. Ekonomik refah tabana yayılır.
Yabancı’dan borç alarak, borcu tüketmek ekonomik kalkınma sağlamaz.
985 şirkette dikkat çeken diğer bir konu da bu… Türkiye’nin tabanına yayılamamak… İlk 500’ü geç, ikinci 500 şirketimizin bile %35’i İstanbul’da faaliyetini sürdürüyor… Biraz İzmir’de, biraz Bursa’da, biraz Gaziantep’te, çok az da Kayseri’de… 
35 ilimiz de ise en büyük 1000 şirketten kimse yok!..
80 milyonluk koca bir ülke İstanbul’a ve birkaç şehire sıkıştırılmış. Ve daha da sıkıştırılmakta… 
Bugün Türkiye nüfusunun 4/1’i İstanbul’da. Deyim yerinde ise marmelat olduk… Tat verebilmek için, koyu kıvamı tekrar meyve tadına getirebilmek ya da hoş bir hoşaf için suya gereksinim var. Belki de “eşek hoş laftan ne anlar” sözünü “hoşaftana” çevirenler bu lezzeti veremeyenleri işaret etti. Üretimin, ekonomimizin lezzeti için tüm illere yayılmalıyız.