KAHRAMANMARAŞ - Direkli Mağarası'ndaki kazılarda ortaya çıkan kemikler, Anadolu insanının gen yapısına ilişkin ipucu verecek.

Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cevdet Merih Erek'in'in girişimiyle, Kahramanmaraş merkeze bağlı Döngel Mahallesi'nde 2007'de başlayan kazı devam ediyor.

Erek'in başkanlığında yürütülen çalışmalara, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversite öğrencileri de katılıyor.

Bu yılki kazılarda bulunan insan kemikleri, DNA analizi yapılmak üzere ABD'deki bir merkeze gönderilecek.

DNA analiziyle, Anadolu insanı ve bölge arkeolojisine ilişkin önemli bilgilere ulaşılacağı tahmin ediliyor.

Yrd. Doç. Dr. Erek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Direkli Mağarası'nda yürütülen kazılarda kent ve Anadolu arkeolojisine yönelik çok farklı bilgiler elde ettiklerini söyledi.

Kazılarda ortaya çıkan bulguların kendilerini M.Ö 14 bin yıla kadar götürdüğünü anlatan Erek, mağaranın, Anadolu ve Arap Yarımadası'nın kesişme noktasında bulunduğunu anımsattı.

Direkli Mağarası'nın aynı zamanda göç yolu üzerinde yer aldığını aktaran Erek, "Burası, insanların belirli dönemde iskan ettiği bir yerleşim yeri. Besin kaynağı bol olduğu için tercih edildiğini tahmin ediyoruz. Mağarada en çok kaplumbağa ve dağ keçisi kemiğine rastladık. Bulgular bize en fazla bu hayvanların tüketildiğini gösteriyor" dedi.

Erek, mağaradan çıkan insan kemikleriyle genetik araştırmalara başlanacağını vurguladı.

Kemiklerin ABD'deki bir merkezde inceleneceğini anımsatan Erek, şöyle konuştu:

"Bu çalışma bize bölgede yaşayan insanların genetik özelliklerinin ne kadarlık bir alana yayıldığını gösterecek. İnsanların Anadolu'ya dışarıdan geldiği söylenir. DNA analiziyle Anadolu kültürünün dışarıya gidip gitmediği konusunda fikir sahibi olacağımızı düşünüyorum. Gen tahlili birçok konuyu daha iyi anlamamızı sağlayacak. Dolayısıyla elde edilecek sonuçların geçmişe ilişkin önemli ipucu vereceğini inanıyorum."

Direkli Mağarası

Kahramanmaraş'a 65 kilometre uzaklıktaki Döngel köyündeki Direkli Mağarası'nda çalışmalara 1959'da yaptığı araştırmayla ilk ışık tutan isim Prof. Dr. Kılıç Kökten oldu. Kökten'in yazdığı bir makaleden yola çıkılarak yürütülen çalışmalar doğrultusunda bölgede önemli gelişmeler kaydedildi. Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Cevdet Merih Erek'in başkanlığında yürütülen çalışmalar kapsamında, 4 yıl önce bulunan ana tanrıça figürü, dünyanın birçok ülkesinde meraklıları tarafından ilgiyle karşılandı.