1- Hareketli yaşam zeki yapar. Açık havada parklarda yürüyerek düşünün Ne kadar hareket ederseniz zihinsel veriminiz o kadar artar. Havasız ve kapalı bir ortam da hareketsiz iken verim düşer. Çünkü beynimiz vücudumuza giren oksijenin % 25 kadarını kullanır.

İnsan beyni ayaktayken %20 oranında daha verimli çalışır. Hapishanede yürüyerek volta atarak düşünürler Sokrates öğrencilerine yürüterek öğretir. Spor düşünce verimi arttırmada önemlidir

2- Bol su için. Beynimizin %80 i sudan oluşur. Çok çalıştığımızda, mantık azaldığında yorulduğumuzda artık kafam basmıyor yoruldum der. Beynimiz dışarıdan aldığı oksijen ve sudan aldığı oksijenle çalışır. 8-10 bardak su gereklidir.

3- Otomatikleşmiş davranışlar beyni geliştirmez. Otomatikleşen davranışlarımız da beyin büyük ölçüde devre dışıdır. Beynimizin gelişmesi için zorlama gerekir. Halbuki otomatikleştirdiğimiz davranışlarımız zihinsel zorlama gerektirmez. Bunun için otomatikleşen davranışlardan uzaklaşmak gerekir. Yolumuzu değiştirmek, cep tlf, diş fırçası vb için sol elimizi daha çok kullanmak; yani rutin tuzaklardan beyni kurtarmak gerek.

4- Aklın güncellenmesi gerekir. Bazı insanların beyni havuz gibi iken, bazı insanların beyni ise akarsu gibidir. Akıl tutulması bazen bilimsel algı çerçevesine sıkışıp aynı insanlarla aynı programları seyretmek, aynı şeyler yapmak, bir yerde algı körlüğü oluşturur. Parktaki havuz gibi aynı suyun etrafında dönmesi değil, akarsu gibi olmak farklılıklar içinde olmak önemli. Size tavsiyem her gününüz anınızın farklı olmasına her an yeni şeyler öğrenmeye yeni kişiler tanımaya yeni yerler görmeye çalışın

5- Beyne ne verirseniz onu alırsınız. Beyninizi neyle beslerseniz beyninizden alacağınız da o olacaktır girdiler, çıktıların kalitesini belirler. Zihinsel girdileriniz elinizdedir. Kötü düşünce iyi sonuç üretmez.

6- O olsaydı nasıl düşünürdü, nasıl davranırdı? Zorlandığınız anlarda aklına en fazla güvendiğiniz ne yapardı? Eğer içeren sorular takıldığımız anlarda açılım sağlar. Kafanızda kahraman belirleyin kendinize ve o sizin şartlarınızda olsaydı ne yapardı diye düşünün. "Eğer o olsaydı, nasıl düşünür, ne yapar ya da nasıl davranırdı?"

7- Takıldığın yerde sen varsındır. Takıldığın yer seni ele verir aklının takıldığı yer hayatının takıldığı yerdir! Yani "kafayı taktım bu işe" dediğiniz şey hayatın anlamı olabilir. Aklın takıldığı yerde bütün sistem kendini kilitlemeye başlar şartlar dönmedikçe diğer şartlarda dönmemeye başlar ve her şey kilitlenmeye başlar. O anlarda silkinmek bir ayağa kalkmak, mekan değiştirmek konuya bambaşka açıdan bakmak, ara vermek diğerleriyle konuşmak vb gerekebilir.

8- Sosyal medya da çok takılmak zihinsel verimimizin düşmesine yol açar. Ancak imleci değil, klavyeyi daha çok kullanıyorsanız yani duygu ve düşüncelerinizi gözlemlerinizi yazıyorsanız durum değişir. Sosyal medya çok yoğun resim iletişim kurmamızı sağlarken ihtiyacımız olan düşünmeyi sağlamıyor

9- Sürekli üzüntü, stres, korku, kaygı, hali öfke beyni yıpratır. Beynimiz rahat sakin ve huzurlu anlarımızda en verimli olmaya başlar.

10- Kendinize söyledikleriniz sizi dönüştürür. Yani, "benim bu konuyu anlamam zor" demeniz ya da, "matematiği zor anlarım" demeniz sizi haklı çıkartır. Yani ne düşünürseniz o olmaya başlarsınız. İşin başı inançtır. İnandığımız gibi düşünür düşündüğümüz gibi de konuşur ve davranırız. Odaklandığımıza dönüşürüz.