Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, kramp, hafif ateş gibi  yakınmalar ortaya çıkar. Eğer bu yakınmalar, son 3 gün içinde bir mikroorganizma ya da bunun zehiri bulaşmış bir besinin yenmesi sonucu ortaya çıkıyorsa, bu hastalığa besin zehirlenmesi denir.

Besin zehirlenmesi belirli bir alanda bir çok kişiyi etkileyebilir ya da salgınlar şeklinde görülebilir. Bazı durumlarda ise tek bir kişinin yediği besin sonucu zehirlenmesiyle meydana gelir.  Hastalığın şiddeti zehirlenmeye neden olan mikroorganizmanın cinsine göre değişmektedir, genelde hafif seyreden bir hastalıktır. Eğer besin zehirlenmesi bebeklerde ya da yaşlılarda ortaya çıkıyorsa daha ciddi seyreder ve ölümlere yol açabilir. Çünkü bu kişilerin vücutlarındaki sıvı miktarı yetişkin bir bireye göre daha azdır.

Besin zehirlenmesi yapan mikroorganizmalar  genelde bakterilerdir. Bu bakteriler en iyi oda ısısında çoğalırlar ve yaşamlarını devam ettirirler. Bu yüzden yiyecekler hazırlanırken bunların yüksek derecede ve iyi şekilde pişirilmesi gerekir.

Bu bakteriler yüksek sıcaklarda ölebileceği gibi düşük sıcaklıklarda da çoğalmalarını gerçekleştiremezler ve besin zehirlenmesine neden olmazlar. Bu nedenle +4’nin altındaki sıcaklıklarda besinleri saklayarak ve gerekirse derin dondurucu kullanılarak bakteri üremesi engellenmiş olur. Bu şekilde besinler saklanır fakat mutlaka son kullanma tarihinden önce tüketilmesi gerekir.Ayrıca asitli gıdalar ya da ortamlar, nem miktarının düşük olması bakterilerin üremesini engeller. Bu yüzden çay, kahve, pastorize süt, yoğurt, kefir, iyi pişirilmiş yiyecekler tüketilmesi oldukça güvenilir gıdalardır.

Zehirlenmeye neden olan gıdanın bozulması üretim, yetiştirme, işleme, depolama, taşınma veya hazırlanma süreçlerinin herhangi birinde meydana gelebilir.

Bazı durumlarda zararlı organizmalar yüzeyde bulunur ve bir gıda ürününden diğerine geçebilir.

Gıda zehirlenmesinin şiddeti gıdanın bozulmasına yol açan bakteri, virüs ve parazit türüne göre değişmektedir.

Zehirlenmenin etkisi ve iyileşme süresi yine nedenine bağlı olarak farklılık göstermektedir.

Besin zehirlenmeleri içinde en sık görüleni stafilokok bakterilerinin yol açtığı zehirlenmelerdir. Et, süt ve süt ürünleri, salata yenmesinden sonra gelişir.. Besinler alındıktan 2-6 saat sonra kusma görülür. Vücut zehiri çabuk bir şekilde atmaya çalışır. Ağır seyreden bir zehirlenme türü değildir. Bir kaç gün içinde hasta normale döner. Hastaların az bir kısmında ishal görülür.

Bir başka besin zehirlenmesi ise shigella bakterilerinin yol açtığı, et, süt, salata gibi besinlerin tüketilmesi ile ortaya çıkan zehirlenmedir. Ortaya çıkma süresi bir-iki gündür. Az bir bakteri alınması bile yeterlidir. Bulantı, kusma, ateş, kramp şeklinde karın ağrılarının yanında ishalde kan görülür. Hastalığın geçmesi, zehirlenme görüldükten birkaç gün sonrasından, bir-iki haftaya kadar devam edebilir. Bazen ekiri sendromu denilen beyin işlev bozukluğu görülebilir. Salmonella bakterisinin yol açtığı zehirlenmede de bunun gibi belirtiler ile ortaya çıkar. 3-4 gün içinde geçer.

En ciddi ve ölümcül olan besin zehirlenmesi ise clostridium botilinum bakterisinin yol açtığı zehirlenmelerdir. Çünkü bakteriler içinde en öldürücü zehire (botilinum toksini) sahip olan bakteri budur. Hatta bu zehirin bir kaç kilogramı ile dünyadaki bütün insanların ölebileceği bildirilmiştir. Havasız ortamlarda üremeyi sevdiği için konservelerde en çok görülen bakterilerden biridir. Bunun dışında et, meyve, sebze gibi bir çok besinde bulunabilir. 2-3 günde klinik bulgular başlar. Çocukda kabızlık, ishal, ifadesiz yüz,göz kapaklarında düşüklük,  ağızdan salya gelmesi, gevşeklik, düşük vücut sıcaklığı gibi bulgular görülür. Sinir sisteminde felç yapar ve öldürür. Solunumu engeller.

Pirinçte görülen besin zehirlenmesi ise bacillus cereus bakterisinin yol açtığı zehirlenmedir. Stafilokok zehirlenmesi gibi kusma ile ortaya çıkar. Bu süre 3-6 saat kadardır.

Çiğ balık ve istiridye yenmesine bağlı olarak bulaşanlar V.cholerea, Vibrio parahemolticus bakterileridir. Birkaç gün kusma, bol sulu dışkılama olur.Kendiliğinden düzelir.

Campylobacter Bakterisinin Neden Olduğu Gıda Zehirlenmesi: Belirtiler 2-5 gün arasında ortaya çıkabilir. Et ve kümes hayvanlarının işlenmesi sırasında hayvan dışkısının etle temas etmesi nedeniyle görülür. Bu bakteri su veya pastörize edilmemiş süt yoluyla da vücuda girebilir.

 

Clostridium Perfringens Bakterisinin Neden Olduğu Gıda Zehirlenmesi: Zehirlenmenin belirtileri 8-16 saat arasında ortaya çıkar. Genellikle iyi pişirilmemiş ve çok yavaş soğumaya bırakılmış gıdalarla bulaşır.

 

Midenin asidinin azalması, bakterilerin üremesini kolaylaştıracağından risk faktörlerinin başında gelir. Ayrıca şunu bilmek gerekir: Bütün bakteriler vücuda zararlı değildir. Bağırsak florasını oluşturan ve vücut için önemli olan bakteriler vardır. Gereksiz yere antibiyotik kullanımı bu bakterileri de yok edeceğinden, doktor tavsiyesi dışında antibiyotik kullanılmamalıdır. Mide asidini azaltan ilaçları kullanırken de gereksiz yere almamaya özen gösterilmelidir. Bir toplulukta herkesin zehirlenmemesinin sebebi aynı gıdaların yenmesinden dolayıdır.

DOKTORA NE ZAMAN BAŞVURULUR? TANI NASIL KONUR?

Zehirlenmelerin büyük çoğunluğunda belirtiler 1-2 gün içinde hafiflemektedir ,ancak kusma 2 günden uzun süredir devam ediyorsa ve kanla birlikte geliyorsa, dışkıda kan varsa, çift görme yaşanıyorsa, konuşma bozukluğu görülüyorsa hasta hemen bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.İshal hastanın vücudunun ileri derece susuz kalmasına yol açabilir. Ağız kuruluğu, gözlerin içeri çökmesi, idrara çıkamama veya az miktarda koyu renkli ve kokulu idrar çıkarma ciddi susuzluk belirtileridir.Bu gibi bir durumda profesyonel yardım almak en doğru ve güvenli seçimdir.

 

Toplumumuzun sık uyguladığı yöntemlerden birisi pişmiş besini tekrar ısıtıp yemektir. Bu yapılabilir; fakat tekrar ısıtmadan önce mutlaka pişmiş besinin buzdolabında saklanması gerekir. Toplu yerlerde zehirlenme nedenlerinin başında bu uygulama gelir. Tekrar ısıtırken besinlerin 10 dakika kaynatılmasında fayda vardır.

Eğer çiğ bir besin saklanacaksa öncelikle herkesin bildiği gibi temizlik kurallarına dikkat edilmelidir. Bunun uygulanması zehirlenmenin ortaya çıkmasını çok büyük ölçüde önleyecektir. Saklama ortamları soğuk olmalıdır. Alınan besinin son kullanma tarihinin geçmemesi gerekir. Dışarıdan alınan et, süt, balık gibi besinler  taze olmalıdır.

BESİN ZEHİRLENMESİ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER

Bakteriyle temas eden et ve tavuk ürünlerinin yenmesi.

Kümes hayvanlarının, kırmızı etin iyi pişirilmemesi.

Pişmiş yemeklerin 1 saatten uzun süre dışarıda bekletilmesi.

Kusma ve ishal gibi belirtiler gösteren biriyle yemeklerin paylaşılması.

Uzun süre buzdolabı dışında bekletilen süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi.

Dondurulmuş gıdaların soğuk zincirin bozulmasından sonra tüketilmesi.

Çiğ balık ve çiğ istiridye yenilmesi.

İyi yıkanmayan sebze ve meyvelerin yenilmesi.

Pastörize edilmemiş süt ürünlerinin tüketilmesi

Bozuk yumurta yenmesi

Kaynağı belli olmayan sulardan içilmesi

ÇOCUKDA İSHAL(DİYARE)

İshal yaygın olarak görülen bir hastalıktır.Genelde kendiliğinden ve ek bir önlem almaya gerek olmadan düzelen ishal,bazen ciddi hastalıkların habercisi olabileceği gibi uzaması durumunda,özellikle çocuklarda ciddi tehlike yaratan tablolara da neden olabilir. Örneğin ishalli düzelen bir çocukda fışkırtarak kusma ya da  ciddi karın ağrısı ya da kanlı dışkılama bağırsak düğümlenmesinin bulgusu olabilir.  Acil ultrasonla görüntüleme gerekir.

İshal  günde üç seferden fazla, sulu ve gevşek dışkılama halidir. Oldukça yaygın karşılaşılan bir sorundur. Genellikle özel bir bakım ve ya tedavi gerektirmeden bir veya birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak uzamış ishal, başka sorunların göstergesi olabilir. Özellikle 2 haftaya geçen sulu ishallerde ikicil gelişen laktoz intoleransı, antibiyotik altında uzamış kanlı ya da kansız ishallerde ise C.Difficile ishali düşünülmelidir. İshal vücudun işlevlerini normal olarak sürdürmesi için gerekli sıvıların eksilmesi anlamına gelen dehidratasyona yol açabilir. Dehidratasyon(sıvı kaybı) özellikle çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek, acilen tedavisi gereken tehlikeli bir durumdur.

 

İSHALE NEDEN OLAN DURUMLAR

İshal viral(küçük çocuklarda en sık rotavirüs, büyük çocuklarda en sık astrovirüs ve coronavirüs),ibakteriyel enfeksiyon(En sık E.coli, Salmonella) gibi geçici bir durum veya bağırsak hastalığı gibi süregelen bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilir. ETEC, shigella dysenteriae ve aeromonas enfeksiyonları hemolitik üremik sendrom denilen ciddi hastalığa neden olabilir.

İshalin en sık gözlenen nedenleri şunlardır:

Su ve gıdalarla alınan bağırsağın mikrobik hastalıkları,

Süt ve süt ürünleri gibi gıdalara tahammülsüzlük,

İnek sütü alerjisi,

Çölyak hastalığı,

Parazitler(G. Lamblia yuva çocuklarında bol, köpüklü ishale en sık neden olan parazirdir)

Müshil kullanımı,

İlaca bağlı yan etkiler(Ağızdan verilen ampisilin sülbaktam sıklıkla ishale neden olur)

İnflamatuar bağırsak hastalığı gibi barsak yapısını bozan hastalıklar,

İrritabl bağırsak hastalığı gibi barsak işlevini bozan hastalıklar.

 

İSHALİN BELİRTİLERİ

Karın ağrıları ve krampları, gaz, bulantı ve sürekli sıkışma hissi ishale sıklıkla eşlik eden bulgulardır.Nedene bağlı olarak ateş ve kanlı dışkılama da bunlara eklenebilir.İshal akut ve ya kronik olarak gözlenebilir.Akut ishal tipi 3 haftadan kısa sürer ve nedeni genellikle mikrobiktir.Kronik  ishal 3 haftadan uzun sürer ve nedeni genellikle bağırsağın kendi hastalıklarıdır.

 

ÇOCUK İSHALLERİNİN FARKI!

Çocuklarda akut ve ya kronik ishale yakalanabilirler.Erişkinler için olan ishal nedenleri çocuklar için de geçerlidir. Ancak çocuklarda ortaya çıkan akut ishallerin en sık nedeni rotavirus infeksiyonlarıdır. Rotavirus ishalleri genellikle 5-10 gün içinde iyileşir. Aşılı çocuklarda genelde 5 gün, aşısız çocuklarda 10 gün sürer. Kış aylarında sıktır. Bol sulu dışkılama olur. Bebeğin bezinden taşar. Çocuk 1 kez bile ishal yapsa çocuğu halsiz ve bitkin duruma sokabilir. Hemen hekime başvurulmalıdır.

Erişkinlerde kullanılan ishal tedavi edici ilaçların çocuklarda kullanılması sakıncalıdır ve gerekli olursa sadece hekimin önerileri doğrultusunda ve gözetiminde kullanılmalıdır. İshal yenidoğanlarda ve küçük çocuklarda son derece tehlikeli olabilir. Sadece bir ya da iki gün süren şiddetli bir ishal bile küçük çocuklarda dehidratasyon gelişmesi için yeterlidir. Dehidratasyon küçük bir çocuğu günler içinde öldürebileceğinden çocuklarda ishalin ana tedaviside hidratasyon,yani yitirilen sıvının yerine konmasıdır.

 

DEHİDRATASYON(SIVI KAYBININ) BELİRTİLERİ

Dehidratasyonun genel bulguları susama, idrara gitmenin seyrekleşmesi ve az idrar çıkarma, cilt kuruluğu, halsizlik,sersemlik ve idrar renginde koyulaşma olarak özetlenebilir. Çocuklarda bunlara ek olarak ağızda ve dilde kuruma, ağlarken gözyaşı gelmemesi, 3 saatten uzun süre altını ıslatmama, karında, gözlerde ve yanaklarda çökme, ateş, huzursuzluk ve cilt esnekliğinin kaybı gözlenir. Çocuğunuzda dehidratasyon geliştiğinden kuşkulanıyorsanız, acilen hekime başvurmalısınız. Ciddi dehidratasyon hastanede tedaviyi gerektirebilir.

 

DOKTORA NE ZAMAN GİDİLMELİ?

Genellikle zararsız olsa da ishal bazen tehlikeli durumlara yol açabilir ve bazı ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. Aşağıdaki durumlarda bir hekime başvurmanız gereklidir:

İshal üç günden fazla sürdüyse,

Karında şiddetli ağrı varsa,

39 derece veya üstü ateş oluyorsa,

Dışkıda kan, köpük ya da katran rengi varsa,

Dehidratasyon bulguları varsa.

Döküntü varsa,

2 yaş altı çocuklarda 5 kezden fazla olan ishal, 2 yaş üzeri çocuklarda 7 kezden fazla olan ishal,

Çok sulu 1 kez dışkılama,

Kanlı 1 kez dışkılama,

Kusması olan çocuğun kakasını 24 saat içinde yapmaması.

İshal çocuklarda hızla sıvı kaybına neden olan ve bu kayıp yerine konmazsa ciddi tehlike yaratan bir durumdur.

 

GEREKLİ TESTLER

Öncelikle tıbbi hikayeniz alındıktan ve fizik muayeneniz yapıldıktan sonra hekiminiz durumunuza göre aşağıdaki testlerden bir veya birkaç tanesini yaptırmanızı isteyebilir:

Gaitda virüs antijenleri, tam kan, biyokimya, CRP,

Dışkı kültürü ile bakteri ve parazit gibi infeksiyon etkenlerinin aranması,

Bazı hastalıkları dışlamak için kan testleri(Örneğin çölyak hastalığı, hipertiroidi)

Gıda tahammülsüzlüğünü(Laktoz intoleransı) ortaya koymak için gaitada PH, redüktan madde testi,

İnek sütü allerjisi açısından kan testi,

Kronik ishalde bağırsakları incelemek için sigmoidoskopi veya kolonoskopi gibi endoskopik muayeneler.

 

BESİN ZEHİRLENMESİ VE İSHALİN TEDAVİSİ

Çoğu hastada yitirilen sıvının yerine konması yeterli tedavidir. Probiyotik tedavisi ishallerde kullanılır.İshal durdurucu ilaçların kullanılması yanlıştır. İshallerde ishali durdurucu ilaçları kullanmak, organizmaların barsak içinde kalmasına neden olarak sorunu derinleştirmekten başka bir işe yaramaz. Bu durumlarda hekimler genellikle bu organizmalara karşı etkili antibiyotikleri reçete ederler. Viral nedenlere bağlı ishaller virüsün tipine ve klinik tablonun ağırlığına göre genellikle kendi seyrine bırakılırlar veya destekleyici ilaçlar kullanılır.

 

DEHİDRATASYON(SIVI KAYBI) NASIL ÖNLENİR?

Vücut aşırı miktarda sıvı ve elektrolit (sodyum ve potasyum) kaybedildiğinde dehidratasyon ortaya çıkar. İshal sırasında yitirilen sıvı ve elektrolitler zaman yitirmeden uygun şekilde yerine konmalıdır. Aksi takdirde, vücut normal işlevlerini sürdüremez. Sıvı kaybının önlenmesinde su hayati öneme sahiptir. Ancak içme suyu elektrolit içermez.Elektrolitleri yerine koymak için tuz (sodyum) içeren çorbalar ve potasyum içeren meyve suları, yumuşak meyveler ve sebzeler alınmalıdır. Muz püresi, tuzlu patetes haşlaması, pirinç lapası ishali durdurmada etkilidir. Çocuklarda hekimler tarafından önerilen özel dehidratasyon sıvıları kullanılmaktadır.İshal geçene kadar süt ürünlerinden,yüksek miktarda yağ ve lif içeren besinlerden ve çok şekerli yiyeceklerden uzak durmak gerekir, çünkü bu tür besinler ishali artırır.

TURİST İSHALİ NEDİR?

Turist ishali, seyahat edilen bölgede tüketilen yiyecek ve içeceklerdeki mikroorganizmaların(ETEC(Enterotoksijenik E.coli)) neden olduğu bir ishal durumudur.Bunu önlemek için seyahat edilen bölgede musluk suları içimemeli ve diş fırçalamak için kullanılmamalı, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketilmemeli, çiğ sebze ve meyve (soyulmadan) yenmemeli, et ve deniz ürünleri yenmemelidir. Şişelenmiş sular ve çay, kahve gibi sıcak içecekler güvenle tüketilebilir.