İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla, hüznüyle ve mutluluğuyla koskoca bir yıl daha 2015 geride kaldı. Ancak geride kalan yalnızca koskoca bir yıl değil elbette. Olumlu veya olumsuz yaşadıklarımızda geride kaldı. Ne var ki 2015 yılında yaşadıklarımızın etkisi belki de bir ömür boyu sürecek.

 

Kayıplarımızın, kazançlarımızın etkisi bizi belki bir ömür boyu etkileyecek. Ancak kalıcılığını koruyacak olan ve durmadan tekrarlanacak bir şey var ki birileri yine hatalarından ders almayacak. Yaşadıkları olumsuzlukları tekrarlamaya ısrarla devam edecek.  Hep bir yerlerde ve bir şeylerle kendilerini haklı çıkarmaya çalışacaklar. Aslında olaylara objektif bakmak, geçmişteki kayıplarımızdan aldığımız dersler, gelecekteki kazançlarımızın temelini oluşturmalı diye düşünüyorum.

 

Yeni yılın, yeni umutları da beraberinde getirsin istiyoruz. Ancak farkında olmadan bazen farkına vararak, yaşamımızda yenilikleri istediğimiz halde geçmişe takılıp kalabiliyoruz. Kendi hırsımıza yenik düştüğümüz için. Geri adım atmamak için geri adım atınca veyahutsa özeleştiride bulunduğumuzda sanki bu bir zayıflıkmış gibi algılanıyor. Önemli olan insanın özeleştiri yapacak gücü ve cesareti göstermesi mühim diye düşünüyorum.

 

Geride bıraktığımız yıl içerisinde yaşadıklarımızı değerlendirmek için herkesi biraz sağduyuya davet etmek istiyorum. Yaşamınız ile ilgili fark ettiklerinizi, başkalarıyla paylaşmanız gerekmiyor. Kendinize itiraf etmeniz, kendinize yüksek sesle paylaşmanız yeterli. Bu bile çok önemli bir gelişim. Gelişmek için değişmek şart. Değişim olmadan gelişim olmuyor. Önemli olan eksikliklerimizin olması değil. Eksikliklerimizin farkında olmamız ve eksikliklerimizi, tamamlamaya çalışma çabamız. Peki, kaç kişi bunu yapabiliyor? Ya da yapmak için çaba sarf ediyor? Herkes yaşamdan bir şeyler bekliyor. Yaşamda en iyisini hak ettiğini düşünüyor. Ancak hiç soruyor mu kendisine, peki ben yaşama ne veriyorum?

 

Sizce yaşama bir şey vermeden ne alacağımızın beklentisiyle yaşamımızın sonunun gelmesini beklemek hem kendimize, hem de yaşama karşı yaptığımız büyük bir haksızlık değil mi? Birçok kişi birbirinin eksikliklerini bulmak için durmadan, bıkmadan etrafındakilerin yaşamlarıyla uğraşıyor. Birilerini nasıl aşağı çekerim diye. Bu tutum bence bizim toplumumuzla özdeşleşmemeli. Biz erdemli yanları ve önemli özellikleri olan bir toplumuz. Birilerinin bastırmaya çalıştığı bize ait güzel özellikleri ve birçok toplumun özendiği yanlarımızı yaşamaktan kendimizi alıkoymamalıyız. Zira bir toplum özellikleriyle vardır. O toplumun özellikleri yaptıklarının ve yapacaklarının da ispatıdır. Günün birinde bu toplumun tanınmaz hale gelmesi demek bizimde tanınmamız ve yok olmamız anlamına geliyor. Bu topluma karşı yabancılaşmaya başladığımızda unutmayalım ki, bizde kendimize yabancılaşırız.

 

Bu yazımı okuyan kimileriniz belki de 2015 yılı içerisinde biten beraberlikler, dostluklar, evlilikler ve iş ortaklıklarını geride bıraktınız. Yazımın girişinde belirttiğim gibi iyisiyle kötüsüyle bir yıl daha geride kaldı. Önemli olan geçmişi unutmadan,  geçmişten öğrendiklerimizle geleceğimizi nasıl yaşayacağımızı şekillendirmek, biten bir yılın ve kayıplarımızın nedenini iyi değerlendiremezsek gelecekteki kazançlarımızdan olacağımızı da unutmamalıyız.

 

Bu yıla kadar yaşamdan ne bekliyorum? Yaşam bana ne verdi? Diyorsanız;  geç kalmış sayılmazsınız. Şimdi ben yaşama ne verdim;  demenin belki de tam zamanı!

 

Hoşça kalın Mutlu Kalın…