Fatih Terim, Milli Takım ve Arda Turan Başta olmak üzere, Ay Yıldızlı formadan kesik yiyen futbolcular üçgeninde işler hepten çıkmaza doğru ilerliyor. A Milli Takımın gruptaki ilk mücadelesi olan Hırvatistan aday kadrosunu gördükten sonra, yazdığım yazıda olayın halen sıcak olduğunu, Fatih Terim’in de öyle hemen geçenleri unutabilecek yapıda olmadığını ve ancak daha sonraki maçlar için Arda’ya görev verebileceğini söylemiştim. Lakin, Terim Ukrayna ve İzlanda maçları için açıkladığı kadroda da yer vermedi bazı yıldız oyunculara.

Hırvatistan maçına çağırılmayan Arda Turan, Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Gökhan Gönül, Caner Erkin, ve Hakan Balta’dan Hakan Balta ve sonradan yapılan eklentiyle Caner Erkin yeniden göreve çağrılan isimler oldu.

Çok açık söylemek gerek. Yukarıdaki isimlerden Arda Turan dünya devi Barcelona’daki formuyla gerçekten parmak ısırtıyor. Arda takımının hem asist hem de gol yükünü taşıyan isimlerden. Yalnızca İspanyol medyasının değil, tüm dış basının şaşırdığı bir kararla Fatih hoca tarafından göreve çağrılmadı Arda.

Oysa son dönemde her iki tarafa da yakın olan isimlerin de seslendirdiği üzere, Fatih hocanın ilan edeceği aday kadroda Arda Turan isminin yer alacağı ve basının önünde gerçekleşecek olan bir sarılıp el öpme seremonisiyle bu işin tatlıya bağlanacağı bekleniyordu. Lakin bu durum gerçekleşmedi.

Burada durup, “Kim haklı” sorusunu sormak mümkün aslında. Ancak bundan daha da önemlisi, kimin haklı olduğu değil, Ay Yıldızlı formanın çıkarları olsa gerek. Öyle ya; kim haklı olursa olsun, her şeyden önce ülkenin, Milli Takımın çıkarları gelemez mi? Ben Fatih Terim’in de bu noktada, bu işi bir inat meselesi haline getireceğine inanmıyorum. Demek ki bu işin arkasında, son zamanların çok revaçta tanımlaması olan bir ‘üst akıl’ var.

Peki kim, ya da nedir bu üst akıl. Biraz düşününce, bu ‘üst akıl’ın Türkiye Futbol Federasyonu olduğu anlaşılıyor tabi ki.

Federasyon yönetimiAvrupa şampiyonası dönüşü Fatih Terim’le yapılan toplantıda, görüşlerini aldıkları hocaya, “Özgürsün hocam. Bu takımın patronu sensin. Biz senin vereceğin her türlü kararın arkasındayız. Ayrıca dışarıya sızan bu prim olayı bizi de rahatsız etti. Bu Milli Takım ne Arda’ya, ne Caner’e, ne Burak’a ne de Gökhan Gönül’e muhtaç. Bu ülkeden ve Avrupa’daki gençlerimizden daha nice yıldızlar çıkar. Çıkıyor da zaten. Salıver iplerini, bırak gitsinler” diyerek bir anlamda destek ve gaz da verdiler.

Tabi ki yönetimin içinde özellikle Arda için çırpınan ve sadece onun bir şekilde affedilerek, yeniden göreve çağrılmasını isteyenler de yok değil. Kaldı ki yönetimden iki ki önemli isimle yaptığım görüşmede de bu durumu teyit ettim. Arda’nın dışındaki tüm isimler için fikir birliği içindeki Federasyon yönetimi, yalnızca Arda konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Bakalım, bu durum önümüzdeki Ukrayna ve İzlanda maçlarında takımımızın üzerine nasıl yansıyacak. Bunu hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Umarım, Türkiye Futbol Federasyonu’nun da arkasında durduğu bu karara imza atan Fatih hocanın inadı takımımıza zarar vermez.

Yoksa, Ukrayna ve İzlanda karşısında alınacak olumsuz sonuçlar geri dönüşü olmayan yollara girmemize neden olur ki, bu hiçbir kimse ve hiçbir şey için iyi olmaz.

Haydi inşallah hayırlısı olur diyor ve takımımıza, bu iki zorlu mücadelede başarılar diliyorum.

Hoşçakalın…