Ah Çocukluğum!
Birkaç hafta öncesinden başlanırdı evlerin köşe bucak temizliği.
Ailece  alışveriş yapılırdı.
Çocuklara rengarenk giysiler alınır.
Mutfak dolapları tıka basa doldurulurdu.
Bayrama gelen misafirler sadece kahve ile ağırlanmazdı, yemek sofraları hazırlanırdı. Bin bir çeşit geleneksel yemeklerle…
Tatlılar tepsi tepsi özenle hazırlanılırdı.
Bir başkaydı, böreklerin çöreklerin, yaprak sarmalarının, baklavaların aşurelerin tatları.
Ne yemek yapmaktan nede ikram etmekten yorulmazdı aile büyüklerimiz.
Türk gelenekleri anlamında yaşanırdı.
Bayram namazına babaların yanında erkek çocukları da eşlik ederdi..
Camiden gelen babayı bütün aile bireyleri kahvaltı masasında karşılardı.
Bayramlaşma önce aile de başlardı. Büyük anne, büyük babanın eli sırasıyla öpülürdü. Çocuklara minik hediyeler yada harçlıklar verilirdi.
Kurbanlar kesilir, yoksul ailelere paylaşılırdı.
Aileden, kaybedilenlerde hatırlanılır,mezarlara ziyaretler yapılır. Çiçeklerle dualar okunurdu.
Bayramda kimseler uzak yerlere tatile gitmezdi.
“Daha doğrusu bayram demek tatile çıkmak değildi.!”
Konu komşu,yakın uzak akrabalara  sırasıyla ziyaretlerde bulunurdu.
Yaşlılar unutulmasın diye daha çok dikkat edinilirdi.
Dört gün içine ne de çok sevgi bağları yerleştirilirdi.
Bayram sevgiyle kutlanılırdı.
Kardeşlik, barış en önemlisi insanlar arasında güçlü sevgi bağı vardı.
Zengin fakir ayrımı yapılmadan insanlık bütünlüktü.
İnsanlar birbirinin açığını bulmak için  uğraşmazdı.
Yoksul ya da acı hüznü olanlara daha çok sevgi duyulurdu.
Ah çocukluğum!
Benim sizin ve diğerlerinin bayramı hep böyle öneminde kutlanılırdı.
Günümüz bayram çocuklarına göre elbette ki bizler çok şanslıydık.
Çocuktuk, büyüdük; güzel yaşayıp keyif aldığımız bayramları çoğaldıkça, eksilttik.
Büyütüp günümüze kadar taşıyamadık.
Büyüklerimizden aldığımız kutsal bayram olgularını örseledik.
Umursuz tavırlar sergileyip, hem çocukluğumuza  hem de aile ilişkilerimize haksızlık yaptık.
Şimdilerde bayramı dört gözle bekliyoruz;dini  bayramı anlamından uzakta tatil beldelerinde eğlenmek için.!
Geleneklerimizi, dünümüzü hiç edip,çocuklarımıza çocukluğumuzun huzurunu yaşatmayıp bencil oluverdik.
Varoluşumuzun sahibi büyüklerimizin elini öpmek yerine gözlerini kapıda bekletir olduk.
Bizler;geçmişimize kocaman ayıp ettik.