Hayat içinde, hangi yaşta olunursa olunsun, bazı zorluklar, acılar, kederler, üzüntüler, yıkımlar yaşanıyor maalesef. İnsan ruhu Rabbimizin nefesindendir. Ruh halimiz, her şeyden, her oluştan, oluşumdan, duygudan, algıdan etkileniyor. Heyecanlar, çoşkunluklar, bir samimi tebessüm, bir düşük surat, bir sevgi ışıltılı bakış, sertlik ifade eden söz ve davranış, veya kendi ruh halimize göre algıladığımız bir algı manevi dünyamıza bazen bir fırtına, bazen bir bahar havası taşıyor.

Eğer duygu ve algı aleminiz zengin ise edilgen bir kişiliğiniz varsa daha çok etkiye açoık olunuyor.

Face sayfama bir duyuru koydum. Ruh halimi ifade eden bir paylaşım idi. Yazı yazdığım bir günlük gazete ve iki internet sitesi (ağnet)te bundan böyle yazı yazmayacağımı, hikeaye alanında çalışıp dosyalama yapacağımı duyurdum.

Kimi dostlarım ‘hayırlı olsun’ değerlendirmesi yaptılar. Bilhassa Mehmet Nuri Yardım’ın hayırlı olsunu bana başka anlamlar taşıdı. Belki de onun hiç aklından geçmeyen anlamlar.

‘Yolun açık olsun, senden kurtuluyorum. Bir müzmin muhalifimden kurtulmak beni sevindirdi. Senden bu kadar kolay kurtulacağımı sanmıyordum’ der gibi geldi bana. Dedim ya kelimeler birer zarf. Zarflar önemlidir ama asıl önemli olan içindeki mazruftur. Hatta daha da önemlisi bizim o zarfa yüklediğimiz mazruftan çok, muhatabın o mazrufu hangi değerde algılayacağıdır.

Ünlü gölge oyunu sanatımızda Hacivat ile Karagöz arasında ilginç konuşmalar yapılır.

Hacivat derki, Karagözüm bizim oğlan nezarete alınmış. Karagöz buna karşılık derki, Gi

Güle güle otursun. Allah bir ömür boyu oturmak nasip etsin. İşte böyle bir şey. Bazen kelimeleri yanlış seçer insan. Bazen da bilinçaltı dile gelir.

Cafer Vayni bri içtimaiyatçı, cemiyet bilimcisi, İLESAM İstanbul Şubesi Başkanıdır. Çok sevdiğim, muhabbetimiz iyi ve sıkı olan bir dostum.

O da face’deki paylaşımımı okumuş ama bir yorum yapmamış. Sözlü olarak yorumunu bana bildirdi.

Değer verdiğim bir arkadaşımdır. Ben edilgen kişiliğimle çevremdeki insanların görüş ve düşüncelerine değer veririm. Hatta onların beden diliyle söylediklerini bile algılarım.

Ben de İLESAM Denetleme Kurulu Başkanıyım. Bu yüzden başkanın yorumu benim için çok önemlidir.

Bir güzel argo tabirle fırçaladı beni. Eleştirdi.

‘İyi ki ünlü biri değilsin. Ünlü olsan nazından, edandan geçilmeyecek. Şimdi bile şu yaptığına bak. Yazmayacağını söylüyorsun. Niye. Hikeaye çalışması yap. Günün 24 saati yazmıyorsun. Günlük de yazmıyorsun. Okuyucun da var. Abdullah Işıklar gibi, Ayhan İnal gibi değerli okuyucuların da var. Seni yeterince takdir de ediyorlar. O halde yazmayacağım diye niye nazlanıyorsun.’

 Cafer beyin söyledikleri ciddiye alınacak kadar değerlidir benim için, her zaman. Verecek cevap bulamadım. Kanatlarımı indirdim. Yazmaya devam ediyorum. Dostlarımın takdiri kadar eleştirileri de benim tavırlarımı yönlendirir.