Geçtiğimiz akşam siyasal iletişim kampanyalarından birine daha şahit olduk. Bir iletişimci olarak böyle bir kampanyayı görmüşken hemen yazmak istedim. Başbakan Başakşehir Fatih Terim Stadının açılışını yaptı. Ve açılış sonrasında Futbol oynadı. Bilmeyeniniz yoktur ama yine de söylemek istedim. Başbakan, 1970’li yıllarda İETT’te başarılı bir futbolcuydu. Şimdi, tam da Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi onun geçmişteki yeteneği, hobisi sergilenmek istendi. Pek tabii ki Başbakan sıradan bir açılış yapıp konuşmasından sonra tribüne geçip maç seyredebilirdi. Ama yapmadı. Yaptırmadılar. Birileri çıkıp onun eski futbolcular ya da futbol ile yakından ilgilenen ünlüler ile maç yapmasının olası artılarını anlattı. 

Peki nedir bu artılar? 

Öncelikle Biz Başbakan Erdoğan’ı genellikle asık suratlı ya da bağırırken görüyoruz. Bu bir gerçek! Onu maç yaparken izlediğimde oldukça keyifli olduğunu gördüm. Öncelikle gençliğini hatırladı. İnsanlar geçmişte yaptıkları hobilerini yıllar sonra tekrar yaptığında keyif alırlar. Bu genel bir gerçektir. Başbakan da gerçekten mutlu oldu. Bir diğer önemli ayrıntı başbakanın, Cumhurbaşkanı olduğunda nasıl bir tavır takınacağı ve ne tür davranışlar sergileyeceğine dair bir ön gösterimdi. Öncelikle Başbakan, Cumhurbaşkanı olduğunda bir takım oyuncusu olacağı sergilenmek istendi. Bunu yapabilir mi ya da ne kadar yapar o şu anki tartışma konumuz bu değil. Ben sadece kampanyanın verdiği mesajları irdelemeye çalışıyorum. Birileri Başbakana bu işin böyle gitmeyeceğini anlatmayı başardı. Belki de Vladimir Putin örnek gösterildi. Kaldı ki Putin genç yaşlarından beri judo ile ilgilenir ve siyah kuşak sahibidir. Basında Judo karşılaşmaları ile ilgili videoları da yayınlanmaktadır. Tabii ki o videolar daha çok güç gösterisi ve karizmatik liderliğin örneği olarak yayınlanıyor. O başka bir durum. Başbakan bu zamana kadar hiç bu şekilde pozitif yönlerini sergileyen bir aktiviteyle ekranlarda olmamıştı. Çünkü bu sefer verilmesi istenen mesaj farklıydı. 

Bu mesajda Tayyip Erdoğan’ın diğer yanı sergilenmek istendi. Yani görünenin ardındaki yanı… Başbakan uzlaşmacı olmaya çalışacak, daha çok takım oyuncusu olacak ve belki de daha güler yüzlü olacağı imajı sergilenmeye çalışıldı.

Videoyu tekrar tekrar izledim. Başbakan yaptığı aktiviteyle mutlu olduğunu yüzünden anlayabilmek çok mümkün. Ardı ardına gol attı. Gücünü gösterdi. Gol attıktan sonra takım arkadaşlarıyla sevincini beden dilini göstererek paylaştı. Kendinden emin ve rahattı. Bu kampanyanın tek eksi yanı oğlu Bilal Erdoğan’ın da yanında olmasıydı. Buradaki mesajı da son yolsuzluk olaylarında oğlunun masumiyetine inandığını göstermek olabilir ama halk bunu istemiyor. Bilal Erdoğan’ın halkın gözünde negatif bir imajı var. Ve Başbakan’ın amacı kariyer hayatına Cumhurbaşkanı olarak devam etmek ise oğlunu bu işe pek karıştırmaması gerekiyor. 


Tüm bunların sonucunda ben yapılan bu siyasal iletişim kampanyasını başarılı buluyorum. Keşke daha önce yapılabilseydi. Eğer başarılı kampanyalara devam edilmek isteniyorsa Başbakan için imaj çalışmasına devam edilmeli. Bu çalışmalar daha eğlenceli, daha modern, daha uzlaşmacı olmalı.

Başbakan “Sefie” yapabilir…

 Örneğin Başbakan tıpkı Obama gibi kendisi fotoğraf çekebilse hem de selfie yapsa nasıl olurdu? Bunun yararını Devlet Bahçeli “Özçekim” adıyla yaptı. Ve gençler arasında bu durum çok pozitif bir yankı uyandırdı. Herkes bunu konuştu. Devlet Bahçeli’den beklenenden fazlasıydı. Ekibini kutlamak gerek…

Örneğin ben Başbakanı dans ederken görmeyi çok isterdim. Bence herkes görmek ister. Çünkü Cumhurbaşkanlık makamı Başbakanlıktan daha farklı. Daha dışa dönük. Temsil yeteneğine daha çok ihtiyacın duyulduğu bir makam. Burada karizmatik liderliğin pek işe yaramadığı bir gerçek. Başbakan’ın daha fazla imaj çalışmasına çaba harcaması gerekli. Ve bu aralar agresif tutumlardan uzak durmalı. Zira Seçimlere çok az kaldı…

Haftaya Ekmeleddin İhsanoğlu’nun siyasal iletişim kampanyasına göz atacağız. Bakalım neler çıkacak. 

Herkese iyi bayramlar dilerim…