Barış ve huzur! Kutsal iki kelime! Hepimizin doğasında, içinde sonsuz derecede var ve onlarsız mutlu olmamız imkansız. Dönem dönem insanlık sapıtıp yoldan çıktığında kutsal kitaplar indirilerek Yaradan tarafından insanlara tekrar tekrar hatırlatılmış. Ama günümüzde yine kıymeti bilinmemekte, yine yerle yeksan, yine yerlerde.
Ah şu maddiyat yok mu? Bir de birçok dinde lanetlenmiş olan ondan ona laf taşımacılık, arabozuculuk, fitne fücur yok mu? İşte insanları, toplumları, hatta devletleri birbirine düşüren bu hastalıklı durum dünyaca kanıksanmış durumda! Hatta devlet büyükleri ve politikacıların temel besini olmuş adeta, direkt ordan besleniyor, direkt ordan icraatlarını sürdürüyorlar. Herkes maddiyat, herkes rant peşinde! Memleketimin, yurdumun geleceğini düşünen yok! Yeni genç beyinlere fırsat da yok! Üstelik hiç uğruna feda oluyorlar. Terör almış başını gidiyor, birçok ailenin ocağına kaybettiklerinin, evlatlarının ateşi kor gibi düşüyor! Bunun vebali ve hesabı hangi vicdanlarca nasıl ödenecek, tarifi ve telafisi mümkün değil!
Her köşesi cennet, tarihin en görkemli anlarına şahitlik etmiş, dünya harikalarıyla dolu, verimli topraklara sahip, her yöresi rengarenk böyle bir anayurt kaç ülkeye nasip olur, nasıl her türlü alavere dalavereye karşı böyle dimdik, kale gibi yıkılmaz, ayakta kalır akıl sır erecek gibi değil! Yine zor bir dönemden geçiyor canım Türkiyem! Yine bir olmak, yine birlik olmak, akıllı olmak, oyuna gelmemek zamanı! Savaş değil, barış ve huzur kokusu yayılmalı yurdumun semalarına! Eşi benzeri yok bu mozaiğin! Kıymetini bilelim ve hep beraber yek vücut olup sahip çıkalım! Yürek dolusu sevgilerimle…