Biz Türklere, ecnebilerden geçme bir hastalıklar vuku buldu..
Laubalilik lakaytlık, neme lazımcılık,,,
Sonra, bunları tamamlamak için adına atasözü denen ''yavşakca'' sözler getirdiler..
Bal tutan, parmağını yalar,
Bana ne, el alemin, tüyü bitmemiş yetiminden
Her koyun, kendi bacağından asılır,
Dünyayı, sen mi kurtaracaksın..
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
Herkesin geçtiği köprüden bende geçerim..
 
Ya Allah aşkına ataya bak söze bak ..
Bizim atalarımıza dokunan mı vardı da, dünyaya cihat ilan etti.
Üç müslüman'ın burnu kanadı diye, orduları sevk etmiş imparatorluk, neden her koyun kendi bacağından asılır demedi...
 
Ve en önemlisi .....
 
Bal tutan parmağını yalar...
Ulan terbiyesiz adam , tuttuğun bal senin mi de, parmağını yalayacaksın...
Bunu, en çok devlet idaresi için kullanırlar...
Devletin idaresinde ki adamın, tuttuğu balda doğmamış bebeğin hakkı var ...
 
Allah Rasulü, Muhammet (as)
Beytül malın zeytinyağı bidonlarını temizlemesi dibinde kalan yağları yere dökmesi için kızı Fatıma’ya talimat verir.

 Dediği yapılır lakin, Fatıma  bidonun dibindeki dökülecek olan yağdan saçına parlak gözükmesi için sürü verir…

Rasululullah bu saçındaki bu değişikliği fark eder ve sorar 
Saçına ne yaptın ya Fatıma
 Fatıma olayı olduğu gibi anlatır…
 Zaten dökülecekti diye eklemeyi de ihmal etmez…

 Rasulün  cevabına,  dikkat edelim..

 “Kızım o beytül malın hakkıydı..
 Keşke sürmeseydin yere dökülseydi, böcekler yeseydi toprak yeseydi” Hüküm bu…
Yere dökülüp zayi olan yağı kullanmasına izin vermeyen rasulun ümmetleri…
Devlet aracı ile, evinize gelirken …
Devlet aracı ile pazarda alışveriş yaparken, bu olayı aklınıza getirin… 

Vallahi vücudunda gram kamu hakkı olan, cehennem ateşi ile yanmadıktan sonra cennete giremez..
Çünkü ateşinde su gibi temizleyici özelliği vardır .
Tıp uzmanları daha iyi bilirler!

 Şimdi söylesin, bal tutan parmağını yalasın mı?
 Doğru yolda olana selam olsun!