Dr. Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin’i hedef alan bombalı saldırı, ikisi de Abdullah Öcalan çizgisinde olan PKK ile PYD/YPG arasındaki iktidar kavgasına  bağlanıyor. Fakat, Bahoz’a yönelik bombalı saldırıda, ABD’yi Suriye devrimini sabote etmekle suçlayan Özgür Suriye Ordusu’nun parmağı olduğu ortaya çıkarsa, bölgede kartlar yeniden karılıyor demektir. Bu nedenle, Suriye’de düğümlenen Ortadoğu’nun paylaşım kavgası, bölge barışını tehdit edecek şekilde büyüyecek demektir. Sınırımızın hemen yanındaki paylaşım kavgasının büyümesinden Türkiye çok olumsuz olarak etkilenecektir. 

Görüldüğü gibi, PKK’nın ağır toplarından Dr. Bahoz Erdal’ı hedef alan bombalı saldırı, PKK ile PYD/YPG arasındaki rekabeti su yüzüne çıkardığı gibi, Suriye’de küresel ve bölgesel aktörler arasında sürdürülmekte olan vekalet savaşlarının karmaşıklığını da ortaya koyan çok ilginç bir gelişmedir. 

“Suriye’nin kuzeyindeki Kamışlı’ya tedavi olmak için giden PKK’nın önemli isimlerinden “Bahoz Erdal” kod adlı Fehman Hüseyin, dönüşte uğradığı Himo kampı çıkışında, otomobiline yerleştirilen bombanın patlatılarak öldürüldü.” Olayı üslenen Tel Hamis Tugayı’nın konuyla ilgili açıklamasının özeti böyle, ama resmi açıklama henüz yapılmadı. Hükümet yetkilileri Fehman Hüseyin’in öldürülmesi haberinin uluslararası kaynaklarca da doğrulanmasını bekliyor. Bilmece henüz çözülmedi, ama Dr. Bahoz’un bu kadar uzun süre sessiz kalması mümkün değil. PKK kendini enaz yıpratacak bir açıklama üretme hazırlığında olmalı. 

Bahoz Erdal’ın arabasına yerleştirilen bombanın uzaktan kumandayla patlatılarak öldürüldüğü kesin gibi, fakat hükümet yetkilileri böylesine önemli bir gelişme konusunda ters köşe olmamak için, kesin bir açıklama yapılmıyor. Çünkü, Fehman Hüseyin’in öldürülmesi, yalnızca PKK ile sınırlı bir konu değil. Bahoz Erdal’ın öldürülmesi önemli bir gelişme ve çok boyutlu sorular barındırıyor. Bombalamayı üstlenen Tel Hamis Tugayı’nın kimliğine uzanan kısa bir araştırma hamlesi bile karşınıza birbirine geçmiş istihbarat örgütlerini çıkarıyor. Dünya enerji kaynaklarının yüzde 60’ını barındıran bir paylaşım savaşı söz konusu olduğundan, Ortadoğu’da yaşanan her gelişme gibi, Bahoz’un öldürülmesi de çok boyutlu bir sorular ve sorunlar yumağına dönüşüverdi.  

Rusya ve İsrail’le ilişkilerin yeniden normalleştirilmeye çalışıldığı, komşularla görüşmelerin yeniden başlatıldığı bir dönemde Türkiye, sislerin dağılmasını, ve fotoğrafın netleşmesini bekliyor. Bahoz Erdal’ın herhangi bir görüntülü açıklaması yayınlanmayınca, haberin kesinliği ağırlık kazanıyor, ama yetkililer, terörle mücadele konusunda önemli ilerlemelerin sağlandığı bir dönemde moral bozukluğu yaşamak ve yaşatmak istemiyorlar. 

Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin desteği ile elde ettiği bazı kazanımların heyecanıyla Türkiye’de barış sürecini dinamitleyen bir terör ortaklığının (PKK ile YPG) önemli isimlerinden birisini hedef alan bombalı suikast, dikkatle irdelenmesi gereken bir gelişmedir. Bahoz Erdal’ı hedef alan bu saldırı, PYD siyasetini kaçınılmaz olarak etkileyecek ve  Kandil ile Kamışlı   arasındaki iktidar mücadelesi tırmanışa geçecektir. Daha da önemlisi, Bahoz Erdal’ın gerçekten öldürülmüşse ve bu saldırıda Suriye Özgür Ordusu rol oynamışsa, Suriye’deki çatışmalar aniden boyut değiştirebilir. Bu olasılık, Suriye’deki çatışmaların istenmeyecek bir biçimde tırmanışa geçmesine de neden olabilir. 

KİM, NEDEN ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİR?

Bahoz Erdal’ı hedef alan saldırıya ilişkin sorular, yorumlar havada uçuşuyor. Bölgede yıllarca terör estirmiş PKK gibi bir örgütün üst düzey bir yöneticisinin, PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG’nin kontrolünde olan Kamışlı yakınlarındaki bir kamptan çıkışı sırasında bombalı saldrıya uğraması, kaçınılmaz olarak biz dizi sorunun birbirine kenetlenmesine neden oluyor. 

Bahoz Erdal sıradan biri değildi; uzun yıllar, başta ABD olmak üzere, Batılı ülkelerin PKK’ya bağışladığı silahların saklanmasını ve dağıtımını üstlenmiş bir önemli bir isimdi. PKK’yı destekleyen Batılılarla önemli bir sorunu yoktu. Yakın zamana kadar da, ABD’nin Suriye’deki operasyonlarında işbirliği yaptığı PYD’nin vurucu gücü YPG ile de iyi ilişkiler içindeydi. ABD/İsrail Koridoru’nun Akdeniz’e uzatılmasında en önemli engellerden biri olan Menbiç’in kontrol altına alınması operasyonlarında YPG’ye, dolayısıyla ABD’ye güçlü destek veriyordu. 

Suriye’de aldığı kısa dönem veterinerlik eğitiminden dolayı Dr. Bahoz olarak anılan Fehman Hüseyin, kendisini, bir dönem PKK’nın efsane ismi olan Mahsun Korkmaz’ın devamı olarak görüyor ve göstermek istiyordu. İlk ortaya çıktığı yıllarda gazetecilere konuşurken ya da fotoğraf çektirirken arka planda Mahzun Korkmaz’ın görüntüsünün olmasına özen gösterirdi. Dr. Bahoz ya da Fehman Hüseyin PKK kadar PYD için de önemli bir figürdü. “Dr. Bahoz Erdal öldürüldü” haberi o nedenle bu kadar geniş yankı oluşturdu. 

Bu genel tablo karşısında, “Dr. Bahoz’u kim, neden hedef aldı?” sorusu önem kazanıyor. 

PKK İLE PYD/YPG REKABETİNİN NEDENLERİ

PKK’nın, Kandil’in baş aktörlerinden Bahoz Erdal’ın öldürülmesine ilişkin yorumlar, PKK ile YPG arasında giderek artan rekabete dikkat çekiyorlar. İkisi de Apocu olan Kandil ile PYD yönetimi arasındaki bu rekabetin Dr. Bahoz’un öldürülmesiyle su yüzüne çıktığı konuşuluyor. 

PKK ile PYG, bazı konularda işbirliği içinde olsalar da, son zamanlarda birbirlerini kıyasıya eleştiriyorlardı.Aralarında giderek derinleşen bir liderlik mücadelesi başlamıştı. Suriye’nin kuzey parselinde ABD ile ortak operasyonlar gerçekleştiren, bazı kazanımlar elde eden PYD/YPG Kandil’in gölgesinden kurtulmak, bağımsız bir birim olarak sivrilmek istiyordu. Dr. Bahoz Erdal’ın uzaktan destek vermesini kabulleniyorlardı, ama Menbiç’te olduğu gibi, sahaya inmesini, operasyonlarda yer almasını hazmedemiyorlardı. 

Dr. Bahoz’un YPG’nin operasyonlarına bu derece ilgili olmasının, liderlik mücadelesi dışında başka önemli nedenleri de vardı. PKK, Suriye istihbarat servisi El Muhabarat’ın PYD’nin içinde giderek artan etkinliğinden rahatsızlık duyuyordu. ABD desteği ile güçlenmekte olan PYD’nin, ilerde, KDP gibi bağımsız bir örgüt olmasından kaygı duyan Kandil’in, PYD içinde El Muhabarat ajanı olmakla suçladığı kadroları tasfiye etme çabasında olduğu da biliniyordu. Bunun yanı sıra Kandil, ABD’nin, Suriye’nin kuzey parselindeki kantonların birleştirilmesi operasyonlarında birlikte çalıştığı PYD/YPG’ye verdiği desteği, “PKK’ya paralel bir örgüt oluşturma çabası” olarak değerlendiriyor ve bundan rahatsızlık duyuyordu.

Buna karşılık, PYD de Kandil’i, Türkiye’nin kurguladığı bir örgüt olmakla suçluyor, bu nedenle Suriye kökenli olanlara PKK yönetiminde şans tanınmadığını savunuyordu. 

Bu aşamada, Suriye’de kantonların birleştirilmesi, ABD/İsrail Koridoru’nun Akdeniz’e uzatılması operasyonlarında hem PKK’ya hem de PYD/YPG’ye bir terör örgütü olarak değil de bir ortak gözüyle bakan ABD,  Bahoz’u hedef alan saldırıdan büyük rahatsızlık duydu. PKK ile YPG arasındaki liderlik mücadelesinin su yüzüne çıkması olarak değerlendirilen bombalama eylemin sırlarını çözmeye çalışıyor. 

ÖZGÜR SURİYE ORDUSU YAPMIŞ OLABİLİR Mİ?

ABD’nin merak ettiği, Bahoz Erdal’ı hedef alan saldırıda Özgür Suriye Ordusu’nun rolü olup olmadığı konusudur.. Özgür Suriye Ordusu’nun Kurucu Komutanı olan Riyad Esad’ın, ABD kurgusu olan PYD’ye, Suriye halkının bedel ödeteceğini söylemiş olması bu yöndeki kuşkuları artırıyor. 

ABD’yi Suriye devrimini sabote etmekle, PYD üniformasına sığınmakla suçlayan Riyad Esad, “ABD, Suriye’deki katliamlardan Esed, İran ve Rusya kadar sorumludur. Fakat, Kandil’den inip Suriye’de devlet kurmak o kadar kolay olmayacak. Ayrışarak bu süreci fırsata dönüştürmek ihanettir. Suriye halkı PYD’ye bedel ödetecektir” diyordu. 

Yapılan açıklamalarda, Bahoz’a yönelik saldırının, 2014 yılından bugüne kadar adı pek duyulmayan El Tamis Tugayı tarafından gerçekleştirildiği söyleniyor. Bazı Ortadoğu uzmanları bu tugayın adını daha önce duymadıklarını bildirdiler. Fakat, Özgür Suriye Ordusu’ndan çok sayıda devrimcinin PYD ve PYD güdümündeki Suriye Demokratik Güçler (SDG) içine sızdıkları ve üst düzey yönetici kadrolara suikastler düzenledikleri biliniyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında, PYD’ye sızan ÖSO savaşçısı Cemil Kurma Afrin’de iki üst düzey PKK yöneticisine bombalı saldırı düzenlemiş ve bu saldırıyı kamerasıyla kaydetmişti. Bahoz’u hedef alan bombalı saldırıyı üslenen Tel Hamis Tugayı Sözcüsü Hesekari, saldırının uzun bir izleme sonunda gerçekleştirildiğini söylüyor. 

Kısa bir not: Muhalif Devrimci Güçler Koalisyonu Başkanı Enes El-ubde ile Suriye Geçici Hükümet Başkanı Cevad Ebu Haddab’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıya telekonferans yoluyla bağlanan Özgür Suriye Ordusu komutanları, ABD/İsrail Koridoru önündeki en önemli geçit olan Halep’teki yıkımdan ve kıyımdan büyük kaygı duyduklarını dile getirmişlerdi. 

Bahoz Erdal’ı hedef alan bombalı saldırı, ikisi de Abdullah Öcalan çizgisinde olan PKK ile PYD/YPG arasındaki iktidar kavgasına  bağlanıyor. Fakat, Bahoz’a yönelik bombalı saldırıda, ABD’yi Suriye devrimini sabote etmekle suçlayan Özgür Suriye Ordusu’nun parmağı olduğu ortaya çıkarsa, bölgede kartlar yeniden karılıyor demektir. Bu nedenle, Suriye’de düğümlenen Ortadoğu’nun paylaşım kavgası, bölge barışını tehdit edecek şekilde büyüyecek demektir. Sınırımızın hemen yanındaki paylaşım kavgasının büyümesinden Türkiye çok olumsuz olarak etkilenecektir. 

Görüldüğü gibi, PKK’nın ağır toplarından Dr. Bahoz Erdal’ı hedef alan bombalı saldırı, PKK ile PYD/YPG arasındaki rekabeti su yüzüne çıkardığı gibi, Suriye’de küresel ve bölgesel aktörler arasında sürdürülmekte olan vekalet savaşlarının karmaşıklığını da ortaya koyan çok ilginç bir gelişmedir. 

Dr. Bahoz Edal’a yönelik bombalı saldırının, Suriye’de rejime karşı savaşan Tel Hamis (Beş Tepe) Tugayı tarafından gerçekleştirildiği henüz tam olarak netleşmese de, bu operasyonun ABD/İsrail Koridoru’nun Akdeniz’e uzatılması çalışmalarıyla yakından ilgili olduğu biliniyor. Amerika’nın ABD/İsrail Koridoru’nu Akdeniz’e uzatma ısrarı devam ettikçe, bu projeye karşı çıkan Rusya ve İran’ın Esad’a verdikleri destek daha da artacak ve güney sınırlarımızın hemen ötesindeki Cehennem ateşi, bölge ve dünya barışını tehdit etmeye devam edecektir. 

Gelişmelere paralel olarak, Dr. Bahoz Erdal’a yönelik saldırı üzerinden önümüzdeki terör tehdidini irdelemeye devam edeceğiz.