Türkiye Cumhuriyeti kuruluş öncesi ve sonrası birtakım ulusal ve uluslararası meselelerle baş başa kalmıştır. Bu meselelerin birçoğu Osmanlı Devleti’nde kalan meseleler olsa bile yapılan anlaşmalar bir yana; Osmanlı Devleti’nin kurucu unsuru Türk Milleti olması hesabıyla ve de; merkezi topraklara sahip olması yani Misak-ı Milli ülküsünü kabul etmesi dolaysıyla da muhatap olarak hep kendisi görülmüştür. Kıbrıs, Musul, Hatay, Ermeni, Boğazlar, Borçlar ve benzeri meselelerde olduğu gibi. 

Bu meselelerin büyük bir kısmını devletin çözmesini istemişizdir. Dahası bu meseleleri öğrenmek bir yana, millet olarak dinlemek bile istememişizdir.  Bunları tarihçilere bırakalım, siyasilere bırakalım, askere bırakalım mantığı ile ülke uluslararası arenada sıkıntılar yaşamış bir hale gelmiştir. Yani gerek iş dünyası olarak, gerekse eğitim dünyası olarak, çoğu zaman geri durmuşuzdur. 

İşte Türkiye Cumhuriyeti’nin başına bela olan FETÖ terörü; Türk Tarihi’nde bir ilk olarak 23 Eylül 2016 günü Bahçeşehir Üniversitesi öncülüğünde uluslararası arenada tehlikenin insani, siyasi, eğitimsel, kültürel ve ekonomik boyutları ile anlatılmaya başlanmıştır. İnşAllah bu çalışmalara bütün üniversitelerde katılır veya bu çalışmalarda örnek alırlarda, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal veya uluslararası meselelerinin çözümüne yardımcı olmak için çaba sarf ederler. Meselelerin çözümünde üniversitelere düşen milli görevler olduğu gerçeğini kabul edersek eğer; bugün Türkiye’de YÖK’e bağlı 181 Yükseköğretim kurumu – üniversite- var. Bu üniversitelerin her biri “15 Temmuz darbesinin” zararları konusunda veya Türkiye’nin uluslararası meseleleri konusunda her ay 1 üniversite çalışma yapsa 15 yıl yapar!

Bu zamanı kısaltarak daha etkin hale getirmek istersek ay da 5 üniversite dünyanın çeşitli devletlerinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin 15 Temmuz darbecilerine karşı uyguladığı “hukuki yaptırımların” haklılığını anlatırsa 22 ay yapar ki; bu 2 yıl demektir! Zaten bu çalışmalar dünya kamuoyunda yeterince büyük bir ilgi çeker. Bu nedenle bütün kurum ve kuruluşlar olarak gerektiğinde kişisel hükümetimizin yanında olarak derhal ve de hemen geçmişte ibret alıp çalışmalar yapmamız gerekir diyorum!

Çünkü Ermeni meselesinde haklılığımızı anlatmak konusunda çok geç kaldık ki başımıza neler geldi. Eğer Ermeni Meselesi konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “Soykırım Yoktur” savunu tezi için en yakın tarih olarak 2000 yılını başlangıç alırsak; o yıllarda 70 üniversite vardı. Bu üniversitelerin YÖK koordinesinde Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih -Uluslararası- Bölümü Yüksek Lisans ve doktora öğrencilerine her yıl Ermeni meselesi hakkında 5 araştırma konusu 5 er makale verseler idi. 

26 yılda 20 000 cilt belge bilgiyi 20 000 makaleyi yabancı dildeki sunum ile dünya kamuoyuna iletip haklılığımızı daha hızlı ve gerçekçi olarak anlatmış olurduk. Türkiye’de üniversitelerin birçoğu uzun yıllar bu ve benzeri konularda uzak durdular. Peki, üniversitelerin “tarih” ve “uluslararası” bölümleri acaba ne iş yaparlar ki? Üniversitelerimiz uzun müddet öğrencileri araştırmaya değil de bilgi küpü yapmaya yöneldikleri içine bu konularda haklı olduğumuzu anlatmakta çok geç kaldık.. 

Şimdi! Asıl şimdi; 15 Temmuz darbesinin vahşice, adice ve alçakça bir girişim olduğunu milli görev bilinci ile bütün dünyaya anlatmak ve anlatmamız gerekiyordu. 

İşte milli görevin öncüsü “Türk ve dünya eğitiminin duayeni” olarak gördüğüm bir kişi oldu!..

O saygıdeğer insan ise (mensubu olmakla gurur duyduğum) Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Enver Yücel Bey’dir. Türkiye’nin 15 Temmuz darbecilerine karşı uyguladığı “hukuki yaptırımların” haklılığı konusunda ilk olarak tarihi bir adımı atmıştır ve de başlattığı bu misyon takdire şayandır.. 

Şöyle ki;  Amerika Birleşik Devletleri’nde başkent merkezli tarafsız bir düşünce kuruluşu olan ve 2014 yılında BAU Global Başkanı Enver Yücel öncülüğünde kurulan ve küresel konulara tarafsız ve bilimsel yaklaşımla analiz ve çözüm önerileri sunmayı hedefleyen Global Policy Institute (GPI – Küresel Politika Enstitüsü) tarafından New York’ta gerçekleşen panelde 15 Temmuz darbe girişimi masaya yatırıldı. 

Harvard Club’ta gerçekleştirilen “Türkiye’deki Başarısız Darbe Girişiminin Anatomisi” başlıklı paneli, ABD ve uluslararası medya temsilcilerinin yanı sıra BM temsilcileri, akademisyenler, siyasetçiler, büyükelçilikler ve uluslararası sivil toplum kuruluşu liderleri izledi. 15 Temmuz darbe girişiminin uluslararası alanda doğru anlatılması, kamuoyunun ve medyanın doğru bilgilendirilmesi amacıyla Türkiye’den ve dünyadan önemli isimlerin bir araya geldiği panelin moderatörlüğünü ise Türkiye Cumhuriyeti Eski Başbakanı Mesut Yılmaz üstlendi. 

Panelde; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BAU Global Başkanı Enver Yücel Princeton Üniversitesi Atatürk, Osmanlı ve Çağdaş Türkiye Çalışmaları Merkezi, Emeritus Prof. Dr. Heath Lowry, ABD Kara Kuvvetleri’nden Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt, Bahçeşehir Üniversitesi  Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülnur Aybet konuşma yaptılar

Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Global Policy Institute gibi objektif ve dengeli kurumlara ihtiyaç olduğunu belirtti 

BAU Global Başkanı Enver Yücel ise yaptığı açıklamada 15 Temmuz’da yaşananlar nedeniyle bu etkinliğin düzenlendiğini vurgulayarak;

“Moderatörümüz eski Başbakan’larımızdan Mesut Yılmaz ve çok değerli panelistlerle beraber Türkiye’de yaşananları objektif bir gözle Amerikan kamuoyuna, Amerikan medyasına düşünce kuruluşlarına, üniversitedeki öğretim görevlilerine anlatma şansımız, fırsatımız oldu. Türkiye’de yaşanan olayları sivil toplum örgütleri, üniversiteler, düşünce kuruluşları olarak dünyaya bizim de anlatmamız gerekiyor. Sadece devletten beklemek yetmez, bizlerin de bu tür olayları objektif bir gözle dünya kamuoyunu anlatmamız gerekiyor. Onun için güzel bir etkinlik yaptık” dedi.

Bu etkinliğin Türkiye’deki üniversitelerin, düşünde kuruluşlarının yapması gerektiğini kaydeden Yücel, Berlin ve Brüksel’de de aynı etkinliği gerçekleştireceklerini ifade etti. Eğer ben Sayın Enver Yücel Bey’i tanıyorsam ki; tanıyorum hiç durup dinlenmeden; 15 Temmuz darbesinin ekonomiye verdiği zararlar konusunda da uluslararası çalışmalar yapacaktır! 

Kısacası; Sayın Enver Yücel Bey’in; 15 Temmuz darbesi sonrası Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin darbecilere karşı yaptığı “hukuki yaptırımlarda haklılığı” konusundaki başlatmış olduğu tarihe geçecek milli görev bilinci’ öncülüğünü diğer kurum kuruluşlar da inşAllah örnek alırlar! 

Son söz: “Bu vatan, bu bayrak bu devlet bizim. Millet olarak bizim de “bizim olan değerlere” sahip çıkmamız onların gelecekte ve tarihteki değerlerini iyi bilmemiz gerekir. 

Yani, “bugün sen tarihini öğrenmez isen; yarın seni tarih ile cezalandırırlar.”