Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, Mart ayının ilk haftasına girdiğimiz şu günlerde havalar bir türlü düzelmedi gitti. Son yazımda Mart ayının kazma kürek yaktırabileceğini ifade etmiştim. Şubat ayı sonu itibariyle gerçekten de gönül rahatlığı ile artık yaktırdı diyebiliriz. Evet, bizleri ilgilendiren önemli konu ise bu istikrarsız, bir açık, bir kapalı bu havalar gerçekten de tam grip havası oluşudur. Bizleri adeta paçavraya çeviren, hatta yatağa düşüren, en azından burunlarımızı silmekten yara eden bir hava.

Önlem almaktan başka neler yapabiliriz konusuna ilişkin bazı önemli bilgileri siz değerli okurlarım ile paylaşmak istiyorum. Evet bu can sıkıcı hastalık, Influenza adı verilen bir virüs tarafından oluşturulan, ani olarak 39°C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtilerle başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır.  Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp, akciğer, böbrek, şeker gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar varılabilen ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Bu kadar ciddi tablolar yol açan grip, halk arasında çok sık olarak özellikle soğuk algınlığı ile karşılaştırılmaktadır. Soğuk algınlığı ise, gripten farklı olarak, ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için pek yatak istirahati gerektirmeyen bir hastalık olup, grip ile kesinlikle karşılaştırılmamalıdır. Gribe yol açan Influenza virüsü çok kolay ve hızlı bulaşmaktadır. Başlıca bulaşma yolları, öksürük ve hapşırık ile birlikte etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile bulaşması, hasta kişiler ile direkt temas edilmesi ve hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalardan bulaşabilmektedir. Grip hastalığının tedavisi, ortaya çıkan belirtilerin tedavisi şeklinde yani semptomatik tedavidir. Ateşin düşürülmesi, burun akıntısının giderilmesi, halsizlik ve kırgınlığın giderilmesi şeklinde tedavi düzenlenir ve yatak istirahati şarttır. Gripten korunmanın başlıca yolu vücut direncinin düşmesini engellemekten geçer. 

 Bu nedenle mevsim özelliklerine uygun giyilmeli, bol sulu gıdalar, taze meyve ve sebze tüketilmeli yani dengeli beslenilmelidir. Bunun yanında zararlı alışkanlıklardan uzak durmamızda menfaatimiz gereğidir. Hastalar ile yakın temastan, ortak eşyalar ve araç gereç kullanımından kaçınılmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü, TC. Sağlık Bakanlığı tarafından, çeşitli gruplar gribin olumsuz etkileri açısından risk grubu olarak, 65 yaşından büyük kişiler, şeker (diyabet), astım, kronik akciğer, kronik kalp ve damar sistemi hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kronik kan hastalığı- kanser hastaları) kreş, okul, huzurevi, bakımevi v.b ortamlarda yaşayanları daha dikkatli olmaları konusunda uyarmaktadır. Bu konuya ilişkin en çok sorulan sorulardan biri de bu mevsim grip aşısının yapılıp yaptırılmayacağıdır. Grip aşısı Dünya Sağlık Örgütü’nün koordinasyonu ile bir yıl önce salgın yapan virüs tiplerinin belirlenmesi sonucu geliştirilmekte ve uygulanacak aşının tipi bu uygulamaya bağlı olarak her yıl değiş mektedir. Grip aşısı, vücutta 1-2 hafta içinde koruyucu düzeye erişir. Eğer aşı, içerdiği virüs tipleri, salgınlara neden olan virüs tipine benzerse, sağlıklı erişkinlerde yaklaşık %70 oranında etkilidir. Yukarıda saydığımız riskli grupta ise, hastalıktan korunma oranı %50’ye düşmektedir. Bu nedenden dolayı grip aşısı bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sadece risk taşıyan gerekli kişiler için önerilmektedir. Aşı olacak kişilerin mutlak surette hekimine danışması şarttır Sağlıklı, mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum.