TIP VE MÜZİĞİ EDEBİYATLA HARMANLAYAN ŞAİR

‘AYYÜCE GÜLOĞLU’

Şiir, bir romandır benim için. Her defasında yeni bir nota eklediğim hayat bestemdir. Sırlar yuvası da diyebilirim. Çünkü şair o dizelere kim bilir neler gizlemiştir. Her okuyan başka anlamlar çıkarır. Güzelliği de buradadır. 

Bize kendinizden bahseder misiniz? Ayyüce Güloğlu kimdir?

Kendini bulma ve tanıma yolunda içsel bir serüven yaparken bir yandan da dünyadaki ve insandaki güzellikleri keşfetmeye çalışan biridir. Bazen beste yapar gitar çalar, bazen düşünür şiir yazar… Her duygunun başının saygıya dayandığını savunur. Bu sevgi de olabilir güven de ve hatta sinir de. Hepsinden evvel de yolun başında olduğunu kabul edip kendini bu yolda daimi yolcu olarak görmeye niyetlidir.

Edebiyata ilginiz kaç yaşlarında başladı?

Küçükken bahçede oyun oynadıktan sonra eve giderken bir köşeyi dönmem gerekirdi. Akşam yemeği vakti hep ikindi güneşi vururdu oraya. O köşeyi döner dönmez kendi kendime şarkı sözleri yazıp söylerdim, komşular duymuş duymamış önemsemeden. Bir de doğmamış kardeşime yazdığım yazıları da düşünecek olursak hemen hemen 10 yaşlarında diyebiliriz.

Yazmaya ne zaman başladınız? İlkyazın anınızı paylaşır mısınız?

İlk bestemi yapmak üzere yazmaya giriştiğimde yine bir ikindi vakti içeriye kimseyi almadığım balkonumdaydım. Camlıydı dışarıdan da çok ses gelmezdi. Zorlandığımı ve kafiye merkezli yazdığımı hatırlıyorum. Sonra mızıka ve gitar ile süslemiştim. Yeri bende ayrıdır ama eksiklerini de görmeden edemem.

Sizce şiir ne demek?

Şiir,  bir romandır benim için. Her defasında yeni bir nota eklediğim hayat bestemdir. Sırlar yuvası da diyebilirim. Çünkü şair o dizelere kim bilir neler gizlemiştir. Her okuyan başka anlamlar çıkarır. Güzelliği de buradadır. 

Hangi tür şiirler yazıyorsunuz?

Yazmaya koyulduğumda hangi tür yazıyorum ben de kestiremiyorum. Bir anda akıveriyor belki de her defasında başka bir tür. İnsanı ve yaşamayı konu eden türler diyeyim. Ama ana tema nefretten, ayrımcılıktan, kötü şeylerden uzak; sevgi ve umut oluyor genelde. 

Yazarların toplumda ki görevleri nelerdir?

İnsanız ve hepimiz düşünebilme hissedebilme yetisine sahibiz. Yazar dediğimiz insan topluluğu bu duygu ve düşünceleri kâğıda aktarabildiği için yazardır. Bu sebepten böyle bir yapabilirliği varken insanlar arasında yazılarıyla köprüler ve hatta gönül bağları kurabilmeli. Kimi zaman olması gerekende, kimi zaman iyi, kötü, güzel olan, olmayan şeylerde...

Siz ne tür kitaplar yazıyorsunuz?

2017 yılının Eylül ayı itibariyle ilk kitabım çıktı. O da şiir kitabı. Bir kere daha yazarsam sanıyorum bu yine şiir kitabı olur.

Kitaplarınıza ilgi nasıl oldu. Beklenen ilgiyi bulabildiniz mi?

Ben kendi kendime yazıyorken bir anda insanların okuduğu bir kitap haline geliverdi şiirlerim. Çevremden çok büyük destek gördüm. Bu kadarını beklemiyordum. Pek tanımadığım insanlar dahi güzel dileklerde ve kitabı okuma isteğinde bulundular. 1.basım nerdeyse bir ay içerisinde bitti. 2.basıma geçtik.

İmza günleri ve etkinlikler düzenliyormusunuz?

Henüz çok yeniyim ama hep çok istediğim bir şeydi kendi kitabımı imzalayıp vermek bir şiir vesilesiyle gönül bağı kurduğum bir insana.

Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?

Her ilde kitapçıya henüz veremedim ama bana sosyal medya hesaplarımdan ulaşmaları takdirde onlara kargo aracılığıyla ulaştırırım muhakkak. Naçizane imzalı:)

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Okulumu zamanında bitirip insanlığa faydalı bir doktor olmak istiyorum öncelikle. Beraberinde kalemi yüreklere dokunan gerçek bir şair. Birkaç dergiden aldığım istekleri de göz önünde bulundurarak gazete ve dergilere de eser göndererek kendimi geliştirebilmeyi umuyorum.

Aileniz, sizin şair/yazar olma yolculuğunuzda yer aldı mı? Onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?

Onların desteği çok önemliydi. Siz de yaşadınız kitap çıkarma aşamaları pek kolay değildi. Daima arkamda hissettiğim bir aile olması bana güç kattı. Anneme de babama da kardeşlerime de hatta dostlarıma da buradan teşekkürlerimi sunuyorum. 

Şair/yazar olmaya nasıl karar verdiniz?

Bir sabah uyandım ve şair olayım dedim gibi bir durum olmadı tabi. Yazdıkça içimde bazı kıpırdanmalar olduğunu hissediyordum. Bir şiir defteri alıp yazdıklarımı toplu görünce başladı o his.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Konuşmayı aşırı seven bir insan değilim. Bazen kendimi uzun uzadıya anlatmaktansa şiir yazıp ona saklanıyorum. Yahut içim içime sığmazken onu dizelerle paylaşıyorum. Kafiyeye başta pek önem göstermezken şimdilerde beni özendiriyor ziyadesiyle.

Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazar mıydınız?

Bilemiyorum. Ben onları yok etmedikçe yaşarken olmasa da ölünce okuyacaklarını düşünür yine de yazardım. Bir kişi bile okusa…

İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi?

Evet, bu benim en büyük hayalimdi diyebilirim. Değerli Enes Başak abim vesilesiyle oldu. Genç Kalemler Antolojisi 5’te yer almıştım geçtiğimiz Mayıs ayında. 50 insanın 6 şar sayfa eserle katıldığı bir tür eser yuvası. Enes abi bireysel kitap çıkarmak konusunda hep söz açıyordu ama cesaret lazımdı. Sonra bir gün o cesaret geldi ve yola koyulduk. Emeğini, desteğini asla unutmam. Var olsun.

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Kendime kaldığım her an potansiyel bir şiir zamanıdır benim için. İkindi vakitlerinde, geceleri, uzun zamandır görmediğimiz doğa olaylarında, içlendiğim bir an yaşadığımda hislerimi dökme ihtiyacı duyuyorum. Sözsüz müzikler tercihimdir. Evgeny Grinko, Yann Tiersen, Farid Farjad ilk üç isimdir diyebilirim şiirlerim için. 

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Bu beste var olduğum sürece arka fonda daima çalar diye ümit ediyorum. Belki kâğıda dökemediğim zamanlar olur ama biliyorum ki içimden yine yazarım...

Aynı zaman da tıp fakültesi okuyorsunuz. Bir tıpçının edebiyata bakış açısını nasıl değerlendirirsiniz?

Akışı oldukça yoğun bir bölüm gerçekten. Edebiyata vakit ayırmamak an meselesi ama öyle düşünmektense edebiyat hatta sanat durakları koymalıyız hayatımıza. Yazma malzemesi bakımından da çeşitli bir bölüm açıkçası. Dert var, derman arayışı var. Acı var. Hakikiyle yapıldıktan sonra doktorluğun da bir sanat olduğunu düşünüyorum.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Beste yapıyorum, söz yazıyorum. Kısmet olursa stüdyo kaydı alıp kaliteli bir şeyler çıkarmak istiyorum ortaya. 

Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan yazar olmak ister miydiniz? Neden?

Bu çok güzel bir his. Tatmadan ölsem eksik kalırmışım. Evet, isterdim.

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Bu biraz da kendine güven meselesi. Hedefe ulaşmak demek başka bir hedef seçmek demektir. Bu durum da insana oldukça özgüven katar. Özgüven katardı çokça.

Son olarak, yazar/şair olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Karşıma şair olmak istiyorum tavsiyeleriniz nelerdir diyerek biri gelse derim ki ona  : Bu hayat  senin ve hayalin yalnızca sen çok istersen gerçekleşir. Bir başkası senin yerine gerçekleştiremez. İsteğini daima canlı tut. Yolundan asla geri adım atma. Yavaş ilerlesen bile o yolda olmak sana güç verecektir. Yolun güzellik dolsun...

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…