Azîz Türk Milleti, 1960 Darbe-i Hükûmetinden sonra yapılan ilk serbest seçimler’de, Ekim 1965’de, alangirli, Millî Bakiyeli seçim sistemine rağmen, Adalet Partisi’ni kâhir bir ekseriyyetle iktidara getirmişti. 1965-1969 dönemi, Türk Ekonomisi, Türk Sanayi’i bakımından müstesnâ yıllardı. Bu dönem’de, ortalama enflasyon %5 civarında, kalkınma hızı ise, hem enflasyonun hem de nüfus artışının üzerinde takribî %7 civarında gerçekleşmişti. İşsize iş, aşsıza aş bulunmuştu. Türk insanı, 1950’li yılların başlarında olduğu gibi, hayatından memnun hale gelmişti. Adalet Partisi, 1969 seçimlerinde rey nisbetini 1965’e göre biraz daha artırarak yeniden iktidar olmuştu. 
Azîz Türk Milleti, her zaman yanılmaz basiretini göstermiş, C.H.P. Tek Parti Mütegallibe’nin karşısında olan ve bünyesinde, Milliyetçi-Muhafazakâr milletvekilleri bulunan Parti’yi, üst üste ikinci kerre iktidara getirmişti. Fakat, Adalet Partisi’nin Önderi, Süleyman Demirel, vaziyeti anlamadı, anlamak istemedi, Millet’in teveccühünün, Milliyetçi-Muhafazakâr’lara değil de, kendisine olduğunu zannetti. 
Hükûmette ve Parti’de, Milliyetçi-Muhafazakâr kesime hiç yer vermedi. Hem Hükûmette hem de Parti’de, “Yeminli’lere,” (mason’lara) yer verdi. Bu da sonun başlangıcı oldu. Adalet Partisi parçalandı. Ferruh Bosbeyli ve Merhûm, Dr.Sadeddin Bilgiç önderliğinde, Milliyetçi-Muhafazakâr milletvekilleri Parti’den koptular, “Demokratik Parti,” diye bir parti kurdular. Türk Siyâsî hayatı ve Türk Milleti için talihsiz bir dönem başlamıştı. Derken, 12 Mart 1971 Muhtırası geldi. Askerler, T.B.M.M.’sini kapatmamışlardı. Ancak, “Reform’ları gerçekleştirecek yeni bir Hükûmet kurulmasını istiyorlardı. Bu mevcud hükûmetin istifası demekti. Yâni, demokrasi askıya alınmıştı. 
Ebâen an Ceddin, kadîm C.H.P.’li, Nihad Erim, bir gece’de bağımsızlaştırıldı, ekserisi C.H.P.’lilerden müteşekkil bir hükûmet kurduruldu. Artık, istikrarsızlık, kıtlık, yokluk dönemi fiîlen başlamıştı. 1973 Milletvekilliği Umûmî seçimlerinde hiçbir siyâsî parti tek başına iktidara gelememişti. Koalisyonlar dönemi başladı. C.H.P., M.S.P. ve MC. (açılımı Milliyetçi Cephe Hükûmetleri) koalisyonları peş peşe geldiler-gittiler. 
Türkiye’de, Siyâsî, İktisâdî, İçtimâî, her sahada istikrarsızlık hüküm sürerken, 1977 Yılı’nın Ekim ayında, Milletvekilliği Umûmî seçimleri yapılacaktı. Bir an önce “mevcud istikrarsızlığa çâre olur,” ümidiyle, T.B.M.M.’si kararıyla, öne çekildi, 05 Haziran 1977 tarihinde yapıldı. 
Bu seçimlerde, 
C.H.P., % 41,4 rey nisbetiyle 213    milletvekili, 
AP.      % 36,9 “       “ 189            “
MSP.            % 8,6 “       “ 24            “
DP.               % 1,9 “      “ 1            “
MHP.            % 6,4 “       “ 16            “
CGP.            % 1,9 “       “ 3                 “
Bağımsızlar                 4
C.H.P., Tek Parti Mütegallibe döneminden sonra, ilk def’a, tek başına iktidar olmaya çok yaklaşmıştı. Fakat iktidara gelememişti. Nitekim, seçimlerden sonra, “Kervan Yolda Düzülür,” mantığıyla, Bülent Ecevit, bir C.H.P. azınlık hükûmeti kurmuşsa da, C.H.P. azınlık hükûmeti, T.B.M.M.’sinde i’timad oyuna mazhar kılınmadı. 03 Temmuz 1977 günü, T.B.M.M.’sinde yapılan oylama neticesinde, Kabûl: 217, Red: 229, Çekimser: 2, böylece C.H.P., Ecevit hükûmeti düşürülmüştü. Daha önce bahsettiğim gibi, Bâbıâlîde Sabah, Bizim Anadolu, Ortadoğu, Türkiye ve Yeni Asya gazete’lerinin sâhip ve idarecilerinin göbeğinde olduğu, çetin müzâkereler neticesinde, 2. MC. (İkinci Milliyetçi Cephe) hükûmeti kuruldu. Bu hükûmet, bir AP., M.S.P. ve M.H.P. koalisyonu idi. Bu hükûmetin kurulma müzâkerelerinde bizzat bulunduğum için, yakinen biliyorum ki, Erbakan Hoca biraz nazlı davranmakla birlikte, M.S.P. ve M.H.P. Demirel’e fazla zorluk çıkarmadılar. Yalnız, her iki parti’nin müşterek bir şart’ları, daha doğrusu, arzuları vardı. Bizce de bu şart ve arzu isâbetliydi. Her üç lider arasında mekik diplomasisi uyguladık, gittik, geldik, nihâyet, Demirel’e kabul ettirdik. Ya da kabul ettirdiğimizi sanıyorduk. Merhûm, Erbakan ve Merhûm Türkeş’in şart ve arzuları, “Dışişleri Başkanlığı’na yine bir AP.’li gelsin ve fakat bu isim, Ekselans olmasın!” Bilindiği gibi, “Ekselans,” Dışişleri eski Bakanlarından, eski Cumhuriyet Senatosu Başkanı, eski Cumhurbaşkanı vekili, İhsan Sabri Çağlayangil’in lakabıydı. Onun yerine, Bitlis Senatörü, Kamran İnan’ın, Dışişlerine Bakan olmasını istiyorlardı. Son olarak önemli değil, mâdem, Kamrân Bey istiyorlar, öyleyse, Kamrân Bey’i Dışişleri Bakanı olarak listeye koyarız” dedi. Mutma’in olmak için Demirel ile son bir kerre daha görüştük. Kamrân İnan Bey’in, Dışişleri Bakanlığı’na getirileceğine dâir, son sözü aldıktan sonra, İstanbul’a döndük. Bir gün sonraki gazete’mizin ve diğer refiklerimizin manşet’leri, “Mutabakat sağlandı, Hükûmet kuruluyor,” Alt başlıklarda ise, “Bitlis Senatörü, Kâmrân İnan Dışişleri Bakanı,” tarzında verilmişti. 
Diğer gazeteler de aşağı-yukarı aynı başlıklarla çıkmışlardı. Ankara’da, iyi haber alan kaynaklara göre, “Hükûmet kuruluyor, Kamrân İnan Dışişleri Bakanı,” tarzında vermişlerdi. Ertesi gün, 21 Temmuz 1977’de, Türkiye Radyo’larının 13.00 haber bültenlerinde, Hükûmet listesi okundu ve meclislere sunuldu. “Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcıları: Necmeddin Erbakan (MSP), Alparslan Türkeş (MHP), Dışişleri Bakanı: İhsan Sabri Çağlayangil, Enerji Bakanı: Kâmran İnan.”
Demirel, yine hinliğini yaptı. Erbakan, Türkeş ve bizleri ters köşe yaptı. Kendi inadında ısrar etti, Ekselansı, yine Dışişleri Bakanlığı’na getirdi. Kâmrân İnan’ı ise, Türkiye’nin tüm ihracat gelirlerinin, tek başına ham petrol ithalini bile karşılamadığı bir dönemde, en sıkıntılı, en belâlı Bakanlığın, Enerji Bakanlığı’nın başına getirmişti. Sanki, “Bizler, Türk Siyâset adamları aslında birbirimize benzeriz, yok bir farkımız,” dercesine, Bülent Ecevit de, tıpkı Demirel gibi, ileride karşısına çıkabilecek birisini, Deniz Baykal’ı, bu kıtlık döneminde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı’na getirecekti. 
Kâmran İnan, Enerji Bakanlığı’ndan istifa etti, Demirel kabul etmedi ve sonra Adalet Partisi Grubunun toptan ricasıyla, “Ben grubumun ta’yin ettiği bir Bakan olarak vazifeme devam edeceğim,” dedi ve vazifesini sürdürdü. Bu Hükûmetin, 2. MC. Hükûmeti’nin ömrü de uzun olmadı. 
11 Aralık 1977 tarihinde Mahallî Seçimler yapılacaktı. Aynı gün, Oğuz Atalay, Mustafa Kılıç ve Şerafeddin Elçi Adalet Partisinden istifa ettiler. 14 Aralık 1977 günü, Mete Tan ile Güneş Öngüt de Adalet Partisinden istifa ettiler, 15 Aralık 1977’de Hilmi İşgüzar Adalet Partisinden ayrılmıştı. Daha sonra istifa edenlerle birlikte toplam 12 milletvekili, Orhan Alp, Oğuz Atalay, Şerafeddin Elçi, Cemâleddin İnkaya, Hilmi İşgüzar, Mustafa Kılıç, Tuncay Mataracı, Güneş Öngüt, Ali Rıza Septioğlu, Mete Tan, Ahmet Karaaslan, Enver Akova, Adalet Partisinden istifa edince 2. MC. Hükûmeti fiîlen iktidardan düşmüştü. 1977 yılının Aralık ayının son günü T.B.M.M.’sinde yapılan i’timad oylamasında, güvenoyu 218, güvensizlik oyu 228 katılmayan 2... 
Türk Siyâsî Tarihine “Güneş Motelleri Hükûmeti,” olarak geçen, Bülent Ecevit’in kurduğu, 05 Ocak 1978 günü ilân edilen, Başbakan’la birlikte 34 Bakan’ın bulunduğu bu Hükûmette, C.H.P.’den 20, DP. 1, C.G.P., (açılımı Cumhuriyetçi Güven Partisi) 2, Bağımsızlardan 10 milletvekili bulunuyordu. Adalet Partisinden koparılan 12 kişiden 10’una bu Hükûmette bir Bakanlık koltuğu verilmişti. Aralarından birkaç her ne kadar İcraat Bakanlıklarına getirilmiş ise de, çoğu, Devlet Bakanlıklarına getirilmişlerdi. Aralarında, kendisine hiçbir kurum ve kuruluşun bağlanmadığı Bakanlar vardı. Şıh oğlu şıh olan, Elazığ Milletvekili, Ali Rıza Saptioğlu, Devlet Bakanlığı’na getirilmişti. Kendisine sadece, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü bağlanmıştı da, Demirel, “Bizim Ali Rıza Ağa, ‘Hava Cıva’ Bakanı olmuş,” diye dalgasını geçmişti. 
C.H.P., DP, C.G.P. ve 10 Bağımsız milletvekilinden oluşan bu hükûmetin dönemi, Cumhuriyet Tarihi’nin, yolsuzluk’ların en fazla konuşulduğu ve en fazla yolsuzluğun yapıldığı bir dönem olmuştur. Nitekim, bu Hükûmette görev yapan ba’zı Bakanlar, 12 Eylül 1980 Darbe-i Hükûmetinden sonra muhtelif iddia’larla, Yüce Divan’a sevk edilmişler ve Yüce Divan’da, ağır hapis cezalarına çarptırılmışlardır. 
1970-1980 arası Türk Siyâsî Tarihinin en çalkantılı ve en istikrarsız dönemidir. Bu dönem’de 12 Mart 1971 Muhtırası üzerine istifa eden Demirel hükûmetini de sayarsak, Nihat Erim Taknokratlar Hükûmeti, C.H.P.-M.S.P. koalisyonu, Sadi Irmak güvenoyu almamış Hükûmeti, Birinci Milliyetçi Cephe Hükûmeti, güvenoyu alamamış Ecevit Azınlık Hükûmeti, ikinci Milliyetçi Cephe Hükûmeti, C.H.P.-DP., C.G.P. ve Bağımsızlar Hükûmeti, Adalet Partisi Azınlık Hükûmeti olmak üzere, 10 yıl zarfında 9 Hükûmet kurulmuş, dağılmıştı. Ortalama süre beher Hükûmet için bir yıldan biraz fazla bir müddet idi.