Geçtiğimiz ay Viyana’daydım. Yazılarımı takip eden iki kadın arkadaşımla sohbet etme imkanı buldum. Biri geleli 5 yıl olmuş diğeri de 8 yıl… “Bana burayı anlatın” dedim. İlk geldiğiniz günden beri neler yaşadınız? Ayşe hanım bir markette çalışıyor. Bana aynen şöyle söyledi: “Kötü yaz burayı. Çünkü buradaki insanlar çok soğuk. Hiç Türkiye’deki gibi samimiyet yok. Ben çok mutsuzum. Kimseye tavsiye etmiyorum.”

Vatan hasreti çekiyor Ayşe Hanım besbelli ki…” Peki buradaki insanlar seni kırıyorlar mı? Sana kötü davranıyorlar mı?” Deyince de “Yok sadece sıcak ve samimi değiller” dedi.

Biz birbirine sıklıkla sarılan ve öpen bir milletiz Avrupalılar bu durumdan pek hoşlanmayınca kendimizi sevilmeyen ilan ediyoruz. Çünkü kendi doğduğumuz topraklarda değiliz. Zaten baştan yenik başlıyoruz oyuna… Ama bir türlü kabul etmek istemediğimiz bir durum var. O da bizim Avusturya’ya göç ettiğimiz gerçeği... Elbette gittiğimiz ülkedeki insanlar farklı olacak. Kendi içimizde de aynı değiliz ki. Önemli olan bize kötü davranmamaları değil mi? Hem çok samimi olunca da bir şey kazanmıyorsunuz merak etmeyin…

Bir diğer arkadaşım Nermin, halen uyum sorunu çekiyor. Viyana’da çok yakın akrabaları olmasına karşın kimse ona yardım etmemiş. Bunu ben de gittiğim bir markette anlamıştım. Ne yazık ki daha önce gelenler sonradan göç edenlere yardımcı olmak istemiyor. Özellikle kadınlar bunu yapıyor. Üzülerek söylüyorum ama gerçek bu. Birbirimize çarşı -pazarın nerede olduğunu, Metroya nasıl bineceğimizi öğretmemiz gerekiyor. Özellikle evlenerek buraya gelen genç kadın arkadaşlarımıza yardım edelim çünkü erkekler işe gidince kadınlar evde yalnız kalıyor. Televizyon başka, dil başka, sokaklar başka… Birbirimizi yalnız bırakmayalım.

Özellikle kadınların dil sorunlarını bir an önce çözüp çalışmaya başlaması gerekiyor. Türk erkeği eşinin çalışmasını pek istemiyor ama Avrupa’da herkes çalıştığı yerden, kazandığı paradan bahsediyor. Türk kadınlarının orada çalışarak hayata katılması gerekiyor. Aksi takdirde evde oturup yalnızlığa mahkum oluyorlar.

Biz başka bir ülkedeyiz. Önce bunun farkında olalım. Sonra nasıl çalışırız? Para kazanırız? Uyum sağlarız bunu düşünmemiz gerekiyor. Erkekler uyum sağlamayı sadece kendilerinin yapacağını sanıyor. Ama iş öyle değil… Kadınlara çok iş düşüyor orada. Çünkü sosyal hayatta kadınlar var. Erkekleri temsil eden esas olarak Kadınlar. Bunun için kadınların özgür olması, hayata karışması gerekiyor.

Kadınlar olarak birbirimize dokunmaktan korkmasak çok şey başaracağız… Birbirimizin kötü günlerinde yardımcı olmamız gerekiyor…

İçimizdeki kavgayı bitirmeden biz biz olamayız. Biz ancak erkeklere ait olur, onlara kazandırırız.

Unutmayın..