‘Onbir ayın bir sultanı’ Ramazan’ı gelecek yıl yeniden buluşmak umuduyla uğurladık. Bayram sevinciyle vedalaşıp ardından el salladık. Bu vesileyle ve de öncelikle, tüm İslam aleminin ve de pek tabi ki siz değerli okurlarımızın Ramazan Bayramı’nı yürekten kutluyorum.

Efendim, Ramazan ayının son iftarlarından birinde, Türkiye Jokey Kulübü’nün çok sevip, son derece başarılı bulduğum başkanı sevgili Serdal Adalı’nın, iftar organizasyonundaydım. Jokey, at sahibi, antrenör ve kondisyonerlerle birlikte basın dünyasından isimlerin de katılımıyla, gerçekten çok nezih bir birliktelikti.

Sazende ekibinin seslendirdiği ilahiler ve Türk sanat müziği klasikleri eşliğindeki yemek sonrasında başkan Serdal Adalı, aralarında benim de olduğum bir elin parmakları kadar gazeteciyi, özel bölümde sohbet toplantısına davet etti.

Tam bir dost muhabbetiydi gerçekten. Başkan Adalı, sohbette Türk atçılığı ve Türkiye Jokey Kulübü’nün misyon ve vizyonu üzerine çok önemli söylemlerde bulundu. Atın insan yaşamında önemli bir unsur olduğunu vurgulayan Adalı, çocuklarımızı atla tanıştırmamız gerektiğini söyledi.

Laf arasında, Türk atçılığının dünya klasmanında nerelerde olduğunu sorduğum Adalı, beşinci sırada olduğumuzu, hedefin ilk üçe girmek olduğunu söyleyince, son derece mutlu oldum. Düşünebiliyor musunuz Fransa, İngiltere, Japonya ve Amerika gibi ülkelerin arasında Türk atçılığının da anılıyor olması muhteşem bir şey. Zaten ata sporumuz olan atçılıktaki bu seviyeyi hak ettiğimiz de bir gerçek. 

Sohbetin bir yerlerinde Serdal başkana, planladıklarını yerine getirip getiremediğini sordum. Yola çıkarken hedeflediği noktaya yakın oldukların, büyük bir bölümünü gerçekleştirdiklerini, 1.5 yıl içinde de bu hedeflerin tümünün yakalanacağını söyledi. Ailelerin çocuklarını alıp hipodromlara gelmesinin bu anlamda çok önemli olduğunu vurguladı başkan. Çünkü atın çocuk psikolojisi için inanılmaz yararlı olduğuna işaret etti.

Dağıtılan ikramiyenin maksimum düzeye ulaştığını söyleyen Adalı, yarış tutkunlarının bu anlamda mutlu ettiklerine de işaret etti.

Ayrıca, iftarın hemen ertesi günü, Türkiye Jokey Kulübü, Başbakan Binali Yıldırım’ın da katılımıyla, Erzincan’da Türkiye’nin 11. hipodromunun temelini attı. 5 bin kişiye iş istihdamı sağlaması beklenen bu hipodrom en kısa sürede tamamlanarak, Türk atçılığının emrine girecek.

Bu vesileyle, bir gerçeğin altını da çizmek gerek diye düşünüyorum. Hipodromlar, sadece at yarışı tutkunlarının oyun oynadığı ve para kaybettiği yerler değildir. İnsanların özellikle hafta sonları ailesi ve çocuklarıyla gidip vakit geçirebilecekleri, piknik yapıp çocuklarını gönüllerince eğlendirip mutlu edebilecekleri bir sosyal etkinlik alanlarıdır hipodromlar. Pek tabi ki, kimsenin evinin rızkını at yaşına yatırıp, zaman zaman tanık olduğumuz aile facialarına neden olmasını önermiyoruz. Ancak, hipodromu yalnızca kumar oynanan bir mekan olarak görmenin de bir o kadar yanlış olduğunun altını çizip, sevgili Serdal Adalı ve yönetimine, Türk atçılığının geleceğine yönelik çalışmalarında başarılar diliyorum.

Kalın sağlıcakla…