ATATÜRK HALA BİZİ AYDINLATIYOR
Aramızdan ayrılışının 78. yılında, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, özlemle, saygı ile anıyoruz. 
10 Kasımlar, benim için özel anlam taşır. İlkokuldayken, Atatürk’ü anma gününde, sınıf adına, TAVAF’ı ben okurdum. 
Atatürk döneminin öğretmeni, annem Neriman Maruflu, büyük önderin İzmir’e gelişinde, Muallim Mektebi öğrencisi olarak, Atatürk’e kahve ikram etmekle görevlendirilmişti. Karşıyaka Soğukkuyu’daki, mezar taşında, ‘Atatürk’e kahve ikram eden kız’ diye yazar. Annem ve babam, yüksek mühendis Cevat Ziya Maruflu, Atatürk İlke ve İnkılaplarına yürekten bağlı, Büyük Atatürkçülerdi. Ben ve kardeşim Sancar Maruflu da böyle yetiştik. Her zaman, Atatürk’e ve onun ilke ve inkılaplarına sımsıkı bağlı kaldık. 
Türkiye, fevkalade önemli bir süreçten geçiyor. Ne yazık ki, toplumumuzda, Atatürk’e ve devrimlerine karşı hareketleri, saygılızlığı nefretle izliyoruz. Örneğin, 4 Eylül Sivas Kongresinin yıldönümünde yayınlanan mesajda, Atatürk’ün adı geçmiyor. Oysa, Çanakkale’de, Sivas, Erzurum, Amasya Kongrelerinde, TBMM’de, İnönü, Sakarya, Başkomutanlık Muharebelerinde, hep Atatürk vardır. İzmir, İstanbul gibi vatan topraklarının kurtarılması, Hatay’ın alınması, tarihte benzeri görülmemiş inkılaplar, yeni modern, Laik Cumhuriyet’in kurulması, hepsi Atatürk sayesindedir. Onun gibi kısa sürede, böyle büyük ve güçlü yeniliklere imzasını atan bir lider dünyaya gelmemiştir. Nitekim, mücadele ettiği yabancı devlet adamları, ’biz zafer kazanabilirdik, ancak, Atatürk adında bir dahi çıktı, tüm hesaplarımızı bozdu. 
Böyle dahiler, üstün nitelikli devlet adamları, 1000 yılda bir çıkar, O da bize rastladı’ demişlerdir. Atatürk’e karşı olanlar, O’na hakaret edenler, eğer bugün hür ve özgürlük içinde yaşıyor, dinlerinin icaplarını serbestçe yerine getiriyorlarsa, bunu, Atatürk’e borçlu olduklarını bilmelidirler. Türkiye, terör, darbe, bölünme, şer güçlerin tehditleri altındadır. 15 Temmuz’da büyük bir felaketin eşiğinden dönülmüştür. Bütün bunlara cevap, mücadele Atatürk’ün yolunda giderek verilebilir. Atatürk’ü fazla benimsemeyenler bile onun söylemlerine sığınıyorlar. Hattı Müdafaa yoktur, sathi müdafaa vardır, o satıh tüm vatandır. Eğer konu vatansa, gerisi teferruattır. “Ya İstiklal, ya ölüm…” diyorlar. Büyük Önderin, ‘Türkiye sehler, cemaatlar, tarikatlar, yobazlar, gericiler ülkesi olamaz.’ sözleri, bugün büyük önem ve anlam taşıyor. 
Türkiye, en kısa sürede, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmalıdır. Büyük Atatürk’ün fani vücudu ebediyete intikal etmişse de, onun fikirleri, ilke ve inkılapları, hala yaşıyor, Türkiye’yi, hatta dünyayı aydınlatıyor. Aydınlatmaya da devam edecek. Mülkiyeden mezuniyetimizin 50. yıldönümünde, Ankara’da, Anıtkabir’de, Atanın huzurunda, Mülkiyeli sınıf arkadaşları olarak, bir araya geldik ve haykırdık… Bu Mülkiyeliler, senin ilke ve İnkılaplarından, açtığın ışıklı yoldan hiç ayrılmadılar, asla ne pahasına olursa olsun, ayrılmıyacaklar’… 
10 Kasım, büyük önem taşıyor. Atatürk döneminin öğretmeni, annem, Neriman hocanın, 10 Kasım 2007’de, Büyük Atatürkçü babam, Cevat Ziya Maruflu, 10 Kasım 1972’de hayata veda ettiler.  Bunun, bir Takdiri ilah-i olduğuna inanıyor, Büyük Önderle birlikte, onları da anıyoruz, dualar okuyoruz. Tekrar ediyorum, Türkiye’yi, büyük hedeflere, ışıklı geleceklere ulaştıracak yegane yol, Atatürk İlke ve inkılaplarıdır.