Kitap Dünyası 

AŞK YOLUNDA MASALLAR

Aşk! Tanrı’ nın üflediği ilk nefesle başlayan yolculuk! Aşk ki bütün masalların başlangıcı ve sonu…
Yazar Günay Menekşe’ nin ilk kitabı “Aşk Yolunda Masallar” Tuti Kitap’ tan çıktı. 
Aşk Yolunda Masallar, yaşamın varlık sebebini sorgulamaya başlayanların ve onun sırlarını keşfetmeye niyet edenlerin, aradıklarını biraz da masal dilinden keşfedebilecekleri bir eser. Yetişkinler için yazılmış olsa da herkese bir hediye var içinde. Yazarın sözleriyle “Bazı masallar yüzyıllarca uyur ve anlatılmayı bekler. Bazı masalcılar, birileri ondan masal isteyene kadar masalcı olduğunu bilmez. Aşk çağırır masalcıyı. O çağrıyı duyup o yola düşmemek ne mümkün. Neyle karşılaşacağını bilmeden teslimiyetle çıkar bu yolculuğa masalcı… “ Oku!” Masalcı yolları boyunca geçtikleri her masalda biraz daha kavrar okunması gereken anlamı. Aşk Yolunda Masallar, yetişkinler için yazılmış olsa da yediden yetmişe herkesin ilgisini çekecek içeriğiyle, masaldan masala renkli bir yolculuğa davet ediyor okuyucusunu. 

Günay Menekşe

Günay Menekşe 1974 Ankara doğumlu. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunu. 
Çocukluğundan beri insana ve yaratılışa dair bilinmezler ilgisini çekmiş.  Yaşamı, anlamak ve onu anlamlandırmak için  içine düşülen bir sahne, her deneyimi de süregelen yaratıma katılmak için bir hediye olarak görüyor.  Keşiflerinde içine doğanlar, şiir, öykü, masal dilinden sızıveriyor dışına. 
Şu anda Birleşmiş Milletler, New York merkezinde denetçi olarak çalışıyor.  17 yaşında bir kızı var. "Ne iş yapıyor olursam olayım, nerede olursam olayım aslında tek yaptığım iş yaşamın sırlı büyüsü içinde olanları sezinlemek ve kendi çapımda yaratımımla sonsuz ve muhteşem döngüye katılmak. Yaşadıklarım ve yazdıklarım bu serüvenin izleri" diyor.  Aşk Yolunda Masallar, yazarın ilk yayınlanmış kitabı.  

Melisa İldeş ile Modellik Üzerine 

Melisa İldeş “18 Kız Arasından Dereceye Girebilmek Tarif Edilemez Bir Duygu.”

“ Models Of Fashion Rüya Gibi Bir Platformdu.” 

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

19 yaşındayım İzmir’de doğup büyüdüm 6 yıldır Ankara’da yaşıyorum Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı ses eğitimi bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim keman ve ud çalıyorum en sevdiğim şeyler arasında şarkı söylemek ve modellikle ilgilenmek yer alıyor.

Neden Modellik ? 

Küçüklükten beri fotoğraf çekinmeye ve kamera karşısında olmaya bayılıyorum. Kameralar karşısında poz verirken yürürken kendimi inanılmaz mutlu hissediyorum bu sebeple modellik her zaman yapmak isteyeceğim bir şey.

Modelliğe ilk adımı nasıl attınız?

16 yaşındaydım Joker Ajansta ilk kez kamera karşısına geçtim ve böylece kamera karşısında ilk deneyimimi yapmış oldum.

Modellik dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Tabi ki de. Modellik dışında oyunculukta yapmak istediğim şeyler arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra ses anlamında da ismimden söz ettirmek isterim.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Her ne kadar rekabetin bulunduğu ortama renk ve heyecan kattığını düşünsem de bu hayatıma yansımadı hiçbir şekilde.

Modellik dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Modellik dünyasında profesyonellik kavramını ortadan kaldırmak isterdim sebebi ise bu işe yeni başlamış olanların da isminin daha rahat bir şekilde duyulmasını sağlamak.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  nasıl bir eğitim almak gerekiyor modellik için ? 

Bana göre gerekmiyor bu zamana kadar modellikle alakalı hiçbir eğitim almadım kamera karşısında insanın kendisi olması yetiyor bana göre.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Her ne kadar çevremden kendimle ilgili olumlu yorumlar alsam da bu zamana kadar çok özgüvenli ve kendisiyle barışık bir insan olamadım. Bu yönümü değiştirmek isterdim.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Elimden geldiği kadarıyla medyayı takip etmeye çalışıyorum ama sosyal medyayla daha alakalıyım ilgimi daha çok çekiyor ve sosyal medyada en az medya kadar bilgi barındırıyor bana göre.

Models of fashion yarışmasından  bahseder misiniz ? 

Models Of Fashion bana göre Ankara’da düzenlenen en iddialı yarışmalardan bir tanesi. Ve bizim gibi modelliğe ilgisi olan kızların kendini göstermesi için en uygun platform.

Yarışmada dereceye girmek güzelliğinizi tescil ettirmek sizde neler hissettirdi ? 

Kamp süreci boyunca saatlerce o podyumda yürüyebilmek için emek verip ve yarışmanın sonunda da o heyecanı yaşamak , 18 kız arasından dereceye girebilmek tarif edilemez bir duyguydu benim için. Rüya gibiydi.

Yarışma süreci nasıldı kamp ve yarışma günü hakkında aklınızda kalanlar neler ? 

4 gün az bir süre gibi gözükse de kamp sürecindeki o verdiğimiz emeği ve yorgunluğu yaşayanlar bilir. Fakat bunun yanında aşırı heyecanlı ve eğlenceli yanları daha ağır bastığı gibi sabırsızlıkla final gecesine çıkmayı da tüm kızlar olarak 4 gözle bekliyorduk. Models of fashion rüya gibi bir platformdu.

Gelecekte ne tür projeler olacak ? 

Gelecekle ilgili şuan bir şey söylemem pek mümkün değil ama her bu işe gönül vermiş model kızlar gibi bende bir şeylerin olması için çabalıyorum.

Bugüne kadar örneklerinde de olduğu gibi güzellik yarışmasından sonra haber spikeri ya da sunucu olmayı düşündünüz mü hiç böyle bir hedefiniz var mı  ? 

Neden olmasın , Elbette ki gerekli eğitimlerini aldıktan sonra her türlü alternatife açığım.

Sizce iyi bir modelin özellikleri nelerdir ? 

Doğal olması ve kamera karşısında kendisi gibi olması bana göre yeterli 2 özellik.

Yeni Medyanın ( Sosyal Medya ve İnternet ) Geleneksel Medyayı ( Radyo – tv gazete ) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz ? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek ? 

Teknoloji ilerledikçe insanlarımızın eğilimleri o tarafa doğru kayıyor. Geleneksel medyayı takip eden belki de çok az insan kitlesi vardır. Yeni medyanın geleneksel medyayı yok ettiğini düşünüyorum.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Okuluma gidiyorum , joker ajans vesilesiyle defilelere gidiyorum , çıktığım belirli mekanlar var şarkı söylüyorum , ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum bu şekilde geçiyor zamanım.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Kitap okuma alışkanlığım yol maalesef. Ama film olarak yeşil yol diyebilirim en çok etkisinde kaldığım filmdir.

KırmızıTürk/ spiker dünyası  hakkında neler söylersiniz ? 

A’dan Z’ye bu işe gönül vermiş insanlara dair her isimle ilgili röportajlardan faydalanabileceğimizi düşünüyorum

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Gelecek planlarım için şuan düşündüğüm şey kendimi her açıdan değerlendirmek istiyorum. Sağlam temeller atıp gelecekte sağlam yerlere gelmek istiyorum ve öncelikle ilk hedefim üniversite mezunu olabilmek modellik ve ses üzerinde bir yerlere gelebilmek istiyorum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Hiçbir şey için geç değil hiçbir şey için asla ümidinizi kaybetmeyin ve hayallerinizin peşinden koşun. Unutmayın bu hayatta en önemli şey kendiniz. Ve sizin için ne iyiyse onun asla peşini bırakmayın....

Özlem Mekik ile Yemek ve lezzetler Üzerine 

Özlem Mekik “Amacım Türk Mutfağı ve Türk Gastronomi Sektörünün Hak Ettiği Değeri Kazanması.”

Öncelikle sizi biraz daha yakından tanımak isteriz. Bize biraz Özlem Mekik'in hikayesinden söz etseniz.
 
Doğma büyüme İstanbulluyum. Çok iyi yemek yapan bir annenin kızıyım. Bu yüzden, aslında  çocukluğumdan buyana, iyi bir şef ile birlikte büyüdüm. Haliyle yemek, mutfak, sunum hep hayatımın bir parçası oldu. İstanbul Üniversitesi Turizm bölümü mezunuyum. Mezun olduktan hemen sonra, çalışma hayatına atıldım. Turizm ve gıda sektörlerinin önde gelen kuruluşlarında, çok çeşitli görevler üstlendim. Bu esnada, yurtiçi ve yurtdışında yurtiçinde ve yurtdışında restoran, servis yönetimi ve kalitesi, gıda hijyeni ve turizm pazarlaması yemek yapabilme becerilerimi arttırabilmek konularında eğitimler almaya devam ettim. Çünkü eğitim benim için gelişimin en önemli parçası. Ardından, artık kendi yaratıcılığımı kullanarak  sıfırdan bir şeyler hayata geçirmek istediğim zaman da, sadece kendime olan inancımı ortaya koyarak, 2005 yılında Ziyade Fasıl’ı açtım. Her aşamasında çalıştım ve bugün İstanbul gece hayatına yön veren mekanlardan birinin sahibi olarak, gurur duyuyorum. Ve sonrasında, gastronomi eğitmenliği kimliğim ile, mutfak sevdamı bir araya getirmek istedim. Ayrıca, Türk Mutfağı ve Türk Gastronomi sektörünün hak ettiği değeri kazanması amacıyla Lezzet Markaları Derneği Başkan Yardımcılığı ve Lezzet Yazarları Dernek Başkanlığı yapıyorum.

Sizce herkes yemek yapabilir mi? Yoksa bu ayrı bir kabiliyet mi?
 
Herkes yemek yapabilir, tek püf nokta, yemek yapmanın matematiğini çözmüş olmak.  Tabii matematiğin yanında yaratıcılıkta olmalı. Bunlar içinde elbette yetenek olmazsa olmaz. Önemli olan neye sahip olduğunuzu bilmek ve bunun farkına varmak. Doğru reçetelerle bir araya getirildiğinde, ortaya yemeği hazırlayanı bile şaşırtacak lezzetler çıkabilir. Aslına bakarsanız sihirli iki sözcük var “istemek” ve “sevgi”. Severek yapılan her şeyin sonucu iyi olacaktır.

Kendinizi şef olarak mı tanımlıyorsunuz?

Ben kendimi, yemek yapmayı çok seven ve yaptığı yemeği, en az o yemek güzelliğinde sunmayı seven bir mutfak sevdalısı olarak tanımlıyorum. Ama iş profesyonelliğe gelirse, tabi ki şefim. Gastronomi uzmanı, eğitmeni ve yemek yazarıyım. Kendinizi istediğiniz her şekilde tanımlayabilirsiniz, mühim olan, yaptığınız tanımın altını dolduracak donanıma sahip olmanız. Ben hala, “bu temeli daha nasıl sağlamlaştırabilirim?” uğraşındayım. Eğitim serüvenim her daim devam ediyor. Aklınıza gelebilecek her imkanı kullanarak, gelişimimi desteklemeye çabalıyorum. Bunu yaparken de, öğrendikçe, keşfettikçe, öğrenimlerimi kendi içimde analiz ettikçe ortaya çıkanlar beni daha da mutlu ediyor. Kendim de bir eğitmen olduğum için, eğitim ve gelişimin destekçisiyim. Aslında, eğitim ve gelişim her yerde. Üstelik, keşfetmenin ve öğrenmenin çok güzel ve keyifli olduğu kanısındayım.

Farklı mutfakları denemek çok gezip çok tatmak mesleğinizde gerekli midir?

Yemek yemek için değil ama daha iyiyi nasıl yaparımın peşinde tüm dünyayı dolaşabilecek gücü buluyorum kendimde, ama yine de seyahatlerim esnasında bir çok lezzeti denemeyi ve nasıl yapıldığını öğrenmeyi tercih ederim. En son ikinci kitabım için Londra’da çok ünlü bir restoranın şefi olan arkadaşım ile eş zamanlı internet üzerinde görüntülü görüşme teknolojisini kullanarak özel bir reçete çalışması yaptık. Farklı bir deneyimdi. Münferit ziyaretlerimde, mutlaka bulunduğum ülkenin yöresel ve geleneksel lezzetlerini tadarım. Bu iyi bir şefin gelişimi ve vizyonu için çok önemli diye düşünüyorum.

Günümüz Lezzetleri" adında bir kitabınız var. Nelere dikkat ettiniz kitabı yazarken?

Aslında bu konuda bana ilham veren, biraz da Ziyade Fasıl misafirleri oldu. Yıllardır müşterilerimizin, menümüzde bulunan lezzetlerini tariflerini istiyor olmaları, bana, restoranlarda yiyip, tadına doyamadığımız tatları evde yapabilmek üzerine düşündürdü. Çıkış noktam bu oldu diyebilirim. Bugün restoranlarda tüketmekten keyif aldığımız lezzetleri ev ortamında, endüstriyel hiç bir malzeme veya teknik kullanmadan hazırlayabilme amacıyla yola çıktığım için kitabımın adını “Günümüz Lezzetleri” olarak koydum.

Lezzet yeterli midir? Sunum gerekli midir?

Yakın çevrem ve takipçilerim “sunum” kelimesinin benim için anlamını çok iyi bilirler. Tam bir sunum bağımlısıyım diyebilirim. Çünkü benim nezdimde, yemek ne kadar güzel ve leziz olursa olsun, eğer sunumu sıradan bir şekilde yapılıyorsa, o yemek tüm cazibesiniz kaybetmiş demektir. Aynı şey tersi içinde geçerli. Yemek çok iyi olmasa da yapılan sunum, psikolojik olarak algıyı değiştirir, bu bir gerçek. Ben Türk kahvesini dahi özel bir sunumla servis ederim. Bu konuklarınızı da onore edecektir. Özetle sunum çok önemli bir husus.

Bu güzel sohbet için teşekkürler. Okuyucularımız için var mı son bir öneriniz? 

Hep aynı şeyi söylerim konuşmalarımda, ne olursa olsun sevdiğiniz, zevk aldığınız işi yapın. Eğer bu yemek yapmak veya şef olmaksa, mutlaka gelişime açık olunmalı. Her daim keşfetmeye yönelik olmalısınız. Eğitim hiç bitmemeli. Yemeği yapmak kadar sunmanın da çok önemli olduğunu unutmamalı. Ve aslında her şey bir yana sevdiğiniz ve inandığınız yoldan yürümelisiniz. Bu yol, başarı ve mutluluğu getirecektir. Elbette zorluklar oluyor, olacaktır da, ancak pes etmemeli, mücadele etmeyi bırakmamalısınız.