Merhaba Değerli Okurlarım;
Uzun zamandır aşka dair yazamıyorum. Yazmadığım bu uzun süre içerisinde, hayatın bana öğretmiş olduğu fakat fark edemediğim bir şeyler olduğunu hissettim. Sebebini aramaya başvurdum ve sanırım buldum. Öncelikle sormak isterim, AŞK nedir? Sadece karşı cinse mi duyulur? Ya da sadece bir erkek ve kadın arasında mı yaşanır? Sadece bir kaç saniye gözlerinizi kapatıp buna bir çözüm aramak isterseniz ki bence bunu denemelisiniz eminim cevabı bulacaksınız. Aşk, sadece bir kadın ve bir erkek arasında gidip gelen anlık bir sevgi çarpışmasından ibaret değildir. Aşk, bir öğretmene de duyulur, gökyüzüne de, yağmura da... 
Aşk sözlükte bir başka varlığa duyulan derin sevgi anlamına gelmektedir. DERİN SEVGİ, çok sevme, aşırı bağlılık ve aşk, yeryüzündeki en kıymetli şeydir. Sevmek ve aşk bambaşka şeylerdir öncelikle.
Aşk sevgiden çok daha şiddetlidir. Siz bir şimşek çaktığında ışığından mı, yoksa sesinden mi daha çok etkilenirsiniz? işte aşk o sesti, o şiddetli gümbürtüdür. Gökyüzünü ''kişinin kalbini'' yırtan, delen geçen bir şimşektir. Aralarında fark edilmesi gereken en önemli fark budur. Aşk ve sevgi eşit ağırlıkta şeyler değildir. Sevgi kaldırılabilir, fakat aşkı kaldırmak sanıldığı kadar kolay değildir.
Son zamanlarda öğrendiğim bir şey daha var ve Tezer Özlü'den esinlendiğim. Sıkça dile getirdiğim, kimse kimsenin her şeyi olamaz ve herkes herkessiz yaşayabilir. Şunu asla unutmamak gerekir ki, yalnız geldiğimiz gibi, yalnız döneceğiz buradan. Kabullenin çevremizdekileri hayatımıza biz aldık. Bunun kaderle bir alakası olabilir fakat biliyorsunuz seçimler ve tercihler ön planda. Yaşanılması gereken şeyler vardı ve yaşandı anlatmak istediğim bu değil. Anlatmak istediğim şu an gözlerinizi kapattığınızda sol yanınızda bir şeylerin kımıldamasına yol açan, ya da kaburgalarınıza vuran acıların, sebebiyetçisi insanların hayatınıza girmesine izin veren kişi sizdiniz. Şimdi en başta, hayatınızda oldukları için, içiniz içinize sığmazken, aynı kişiler için hayatınıza girdiklerine lanet ediyorsunuz. İşte o insanları yenmek yine sizin elinizde içiniz acısa da..
Öncelikle en büyük silah, GÖRMEZDEN GELMEKTİR. Görmezden gelmek en büyük düşmanınızı bile deler geçer. Fakat bunu fark ettirmeyi kendine görev belleyen insanlar bunu başaramazlar. Ne kadar hazırcı insanlara malzeme olmuşuz fark edebiliyor musunuz? Fark ettirme görevini bile üstlenmişiz. Hayır, öncelikle gerçekten bir numara olmamalı bu yüreğinizde. Bunun ciddiyetini yüreğinizi yokladığınızda fark edeceksiniz. Hayatın vurduğu her dalga da demek ki kalkabilmişiz ki buradayız. Demek ki hepimiz, kendimizi ne kadar aciz ve güçsüz hissetsekte gücümüz yok değil. Sadece biraz gözlerimizi kapatıp, rüzgârın derinliğinde kaybolmaya ihtiyacımız var. 
HERKES HERKESSİZ YAPABİLİR dedik, aynen öyle. Şimdi bir bakındığımızda uğruna canımızı tak diye ortaya koyabilecek kadar değer verdiğimiz şahıslar var hayatımızda. Fakat onlar olmadan önce de yaşayabiliyor dunuz değil mi? Onlara bu kadar bağlanmadan önce de mutlu olabildiğiniz anlar vardı. İşte anlatmak istediğim tam olarak bu, onsuz yapamam demeyeceksiniz. Ne demiş şair;
'' Bağlanmayacaksın öyle körü körüne, Onsuz yaşamam demeyeceksin. Demeyeceksin işte, Yaşarsın çünkü. '' Ve en güçsüz zamanlarınızda, güçsüzlüğünüzü belli etmeyeceksiniz kimseye, faydalanırlar çünkü. İnsanlara güveneceksiniz elbette. Çünkü onlara güvenmeden hayat geçmez, kimseye güvenmezseniz yaşamınızı sürekli mutsuz ve kaş ortasında çizgiler yaşatan bir insan olarak sürdürürsünüz. Hani hepimizin aynı ortamda bulunmaktan kaçındığımız, sürekli somurtan ve karamsar olarak adlandırdığımız, bir bakıma yargıladığımız insanlar var ya, onlar işte. Onlar gibi olursunuz ve o ruh haline girdikten sonra insanlara tekrar güvenebilmek inanın çok zor. Umarım o içinizi tırtıklayan bazı şeyler yolunda gider. Yalnız öleceğiz desek bile unutmayalım; 
'' Bazıları da AŞK olmadan da yaşar belki ama bir yanı eksik yaşar. Şimdi burada olsaydı ile başlayan cümleler sayısız kere dökülür dillerinden, bıraktığı boşluğa değil o boşlukla, hasretle baş etmeye, yaşamaya çalışırlar. Her şekilde insan yaşamaya devam eder ama artık hayattan eskisi gibi tat alır mı? Yoksa sadece nefes mi alır? Orası bilinmez..''
Hoşça kalın...