Bu dünyada temiz kalmış yegane duygu! Karşılıksız sevmek, sevdiğinin mutlu olabilmesi için fedakarlık yapabilmek, kendinden önce sevdiğini düşünebilmek, iyiliğini istemek ve gerçekten karşılıksız sevebilmek. Aşk saf olmalı, hesapsız, o zaman adı aşk olur zaten! Eski aşklar nerde diyor çoğumuz sanırım. Zaman değişti, peki bizler de değiştik mi? Neden cesaret edemiyoruz aşka, kırılmaktan mı korkuyoruz, anlaşılamamaktan, incinmekten ya da sabrımız yok ya da bencilliğimiz bir parça artmış olabilir mi? Belki de tüm bunlar suni bir şekilde bize verilenler… İçimize yüreğimizin taa derinlerine baktığımızda, gerçek, belki korunmasız, savunma kalkanlarıyla kendimizi çepeçevre sardığımız, sevgiye aç susuz kendimizi bulabiliriz. İhmal ettiğimiz ruhumuza, şefkat elimizi uzatabiliriz evet kendi kendimize. Önce insan kendini sevmeli çünkü, kendiyle barışık olmalı, tüm egolarını, hırslarını yenebilmeli ki sevdiğinin karşısına tam, dimdik, çırılçıplak çıkabilmeli. İşte benim, diyebilmeli!
Aşkla insan daha güçlüdür, daha pozitif, yüzündeki gülücüklerden, günlük giysilerinden, insanlarla diyaloglarına yansır mutluluğu, hayata bakış açısına, gözlerindeki ışıltı delildir ve çok daha güzeldir, cildi bile başka parlar. Aşk her şeye aşk! Her şeye aşkla bakabilmek, her şeyi aşkla düşünüp, aşk ile yapabilmek.
İşte dünyanın sırrı, ruhumuzun tılsımı, yüreğimizin doyumu, AŞK!
Sevdiklerimizi her gün, aşkla sevip, kucaklayalım, bu yüce duygu elbette bir güne sığmaz. Tüm hayatınız boyunca aşkı, hakkıyla yaşamanız dileğimle!
Sevgililer Gününüz kutlu olsun!