İnsani insan yapan karakteri değil midir?

Özür dilemeyi, gönül almayı, teşekkür etmeyi, rica etmeyi, konuştuğu kadar dinlemeyi, empati yapmayı beceren kişiler erdemli kişiler değil midir?

Kişiler kendilerinde tespit ettikleri,  kültürel ve bilgi eksikliğini isterlerse kapatabilirler.

Çalışır, araştırır, azmeder öğrenirler lakin eksiklik vicdanda ise, yürekte ise boşa kürek çekilir.

Geçen yıl yaşadığımız üzücü bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Evimizin çalan kapısını açtığımda; büyük oğlum çamur içindeydi, yüzünden ise kanlar aşağıya doğru süzülüyordu, perişan bir şekilde karşımda dikiliyordu. İçeri girerken elinin de kanadığını görünce başım dönmeye başladı. Anne yüreğim evladımın kanını görmeye dayanamıyordu, sanki nefesim kesilecek gibiydi. Bir anda darmadağın oldum. Kendimi toparlamaya çalıştım ve tam karşıma oğlumu oturttum, yaralanan yerlerine bakarken tekrar kapı çaldı. Gelen sitenin yöneticisiydi. Çok büyük bir iş başarmış edası ile, asansörde ki çamurları takip ederek, dairemize ulaştığını site girişinin ve asansörün kirlendiğini belirten ifadeleri peş peşe sıraladı. Önce sabırla dinledim. Sonra dedim ki “ çamurların yanında ki kan izlerini görmediniz mi? Bakın asansörün önüne, oradaki kanları görüyor musunuz? Bu kanlar sizin için bir şey ifade etmiyor mu?” dedim. Yönetici “ belli ki birisi yaralanmış ” dedi. “ Peki bu çamurlar ile kan izleri beraber olduğuna göre belli ki yaralıya ait o çamurlar ve o yaralı da bu ulaştığınız dairede değil mi? Keşke insani yüzünüzü kaybetmemiş olsaydınız ve kan izlerine dair tedirginliğinizi dile getirseydiniz” dedim. Adam sanki beni duymamışçasına davranmaya habire söylenmeye devam ediyordu.” Oğlum düşmüş ve yaralanmış, ayaklarını da eline alıp taşıyacak hali yok. Defol kapımdan yoksa polis çağıracağım!” dedim ve kapıyı kapattım. (Bir taraftan da konuşmaları duyan ve sinirlenen oğlumu, içeri itip “ sen konuşma, sus” diyerek tartışmanın dışında tutmaya çalıştım.)

O gün çok yağmur yağmıştı, oğlumun çamurda ayağı kaymış ve oldukça sert bir şekilde yolda düştüğü için de baya yara, bere içinde kalmıştı.

Oğlumun yaralarını pansuman ettim, sardım, zamanla iyileşti, geçti.

Yaralar, hastalıklar zaman içesinde iyileşiyor, geçiyor...

Peki ya kaybedilen insani değerler geri gelir mi? Yitirilmiş saygı yeniden kazanılabilir mi?

Boşa demiyorlar “insana rastgelesin” diye!