Sevgili okurlarım, haftalık yiyecek erzak almak için Çarşamba pazarına çıktım. Pazarın girişine karşılıklı AKP HDP CHP standı kurulmuştu. Modern görünümlü anne kız AKP standında münakaşaya girmiş merak ettim uzaktan dinliyorum: “Başaramayacaksınız ülkeyi tek bir adama hiçbir zaman teslim etmeyeceğiz.” Diye bağırıyordu etraftansa herkes onları seyrediyordu. 

Stanttaki kızımızsa münakaşaya meal vermemek adına sakin bir tavırla: “Biz burada vatandaşlarımızı Referandum hakkında bilgilendiriyoruz. Lütfen biraz sakin olun evet veya hayır kararınızı sandıkta verin.” Dedi.

Bu sözlerden sonra kızı öfkeli annesini oradan alarak ayrıldı. Alacağım erzakı sonraya bırakıp ilk olarak HDP standına vardım. Standın başında üç bayan arkadaş bir bay vardı. Beyefendiyle mahallemizin esnafı Özay fotoğrafçılıktan tanışıyorduk. İsmimle hitap ederek broşür uzattı ve: “Sizi tanıdığım kadarıyla broşürü okuduktan sonra Referandumda hayır diyeceksiniz.” Dedi. 

Mahallemizde ve kaldığı sitede sözü geçen birisiydi aynı zamanda yöneticilik yapıyordu. Sözlerine gülümsedim: “Hatır için hayır diyenlerden değilim önce verdiğiniz broşürünüzü inceleyeyim Vatan Bayrak Devlet Millet için yapmak istediklerinize ikna olursam neden olmasın.” Deyip diğer standa geçtim.

AKP standındaki bayan arkadaşlar gülümsedi broşürü uzatan bayan arkadaş anne ve kızının bağırışından etkilenmiş olsa gerek: “İşte üslup asil davranış budur. Hanımefendi her iki standın broşürünü aldınız okuduktan sonra karar vereceksiniz. Fotoğraf çektirmeye müsaade eder misiniz?” Dedi. 

Arkadaşlarla fotoğraf çekindikten sonra: “Ben verdiğiniz broşürü okuyacağım sizde Önce Vatan Gazetesinde yazdığım haftalık makalelerimi okuyun.” Deyip kartvizitimi vererek oradan ayrıldım.  

Pazarın diğer tarafında CHP standı kurulmuştu çoğunu tanıyordum verdikleri broşürü alıyorken arkadaş ekledi: “Atatürk Türkiye Cumhuriyetini Tek Adam için kurmamıştır. Gizli kurgularıyla ülkemizin bütün değerlerini yok ediyorlar hayır oyunuzu kullanın ve kimseye kul köle olmayın.” Dedi. 

Yıllarca geçimini çalışarak idame etmiş geleceğini hazırlamış kadınlardandım ikna olmadığım herhangi bir konuda kör kuyuya taş atanlardan olmamıştım: “Ecdadımızın Atalarımızın izindeyim eyvallah, lakin hatır gönül için oy kullananlardan değilim. Broşürleri inceleyip hiçbir kimsenin etkisi tepkisi altında kalmadan özgür irademle sandığa giderek oyumu kullanacağım, emin olabilirsiniz.” Dedim ve pazardan almam gereken erzaka yöneldim.

Yönelmem gereken üstünde durarak düşünmem gereken başka bir konu daha vardı. Ana-vatanımda ağzını açan: “Bizler bu ülkede özgür değiliz istediğimiz her şeyi özgürce ifade etmeye korkuyoruz. Hayırcıların üzerinde aşırı derecede çok baskı var.” Diyenler yaygaracılık yapıyor.

Almanya’da Belçika’da Hollanda’da Fransa’da İsviçre’de Danimarka’da birlik olup Türkiye Cumhuriyetini Cumhurunu haksız yere yerden yere vuruyor: “Yazılı ve görsel basında özgür değilsiniz.” Diyerek yazılı ve görsel basında internette ilticacıların teröristlerin sözleriyle karalama kampanyası uyguluyor. 

Türkiye Cumhuriyeti halkı Doğusundan Batısına Güneyinden Kuzeyine o kadar özgür ki, çocukluktan itibaren Hollanda’da yaşamış olan Türk Asıllı Hollandalı olarak: “Türk halkı asırlardır Ana-vatanda gökkuşağı renginde farklı kültürleri bir arada bağrında barındırıyor ve haddinden fazla özgür yaşıyor.” Diyorum.

Türk halkına içeriden dışarıdan acımasız düşmanlığınızı aşırı derecede negatif tutumunuzu çözemedim çözemiyorum anlamakta çözmekte zorlanıyorum!.. 

AKP’nin “Evet” karşısında HDP ve CHP “Hayır” standı kurmuşsa her üç taraftar Antalya pazarında kendi broşürlerini özgürce dağıtıyorsa sizlere soruyorum bu resimden daha demokratik daha özgür ne olabilir?

Hani: “Zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş.” Diyorlar ya…

Suriye ortada, Orta Doğu ortada, Afrika ortada, Demokrasiden dem vuranlar şimdi suçlu arıyorlar seksen milyon Türk Ulusu sandığınız kadar aptal mı? Ya… 

Geçmişe ve geleceğe bakarak kimsenin etkisi tepkisi altında kalmadan özgür iradenizle sandığa gidin: “Evet” veya “Hayır” oyunuzu kullanın kukla olmayın kula kulluk yapmayın kaderinizi içerideki dışarıdaki yamyamlara bırakmayın… 

Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan