ANTAKYA’YA  DEVAM EDİYORUZ…

Geçen hafta başladığım ‘Antakyada’yımm’ yazı başlığına bu bölgenin zengin geçmişi ile orantılı olarak bu hafta devam ediyorum. Antakya’yı yaz yaz bitmez.

Bilesiniz ki; Bazı yerleri yazının uzun olmaması gerekliliği ile de maalesef kısa kestim.

Hatay Arkeoloji Müzesi

(Türkiye’nin en büyük mozaik müzesi)

Çağdaş müzeciliğin tüm donanımlarını görebileceğiniz müze, yeni binasıyla 2014 yılından itibaren ziyaretçilere hizmet vermekte. Hatay’da yaşam G.Ö. 43.000 ile M.Ö.17.000 yılları arasında Üçağızlı Mağarası’nda başlamış, Hatay Arkeoloji Müzesi yeni sergi alanına da Samandağ İlçesi, Meydan Köyünde bulunan Üçağızlı mağarası canlandırılması ile girilmekte. (Yoğun bir ziyaretçi akını kapıda pek uzun kuyruklar oluşturmakta.)

Müzede, Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Hitit, Hellenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı döneminden pek çok önemli eser sergileniyor. Baştan söyleyeyim, detaylı gezmek isterseniz, öyle bir günde bitmez. 

Sergilenen mozaiklerin toplam alanı 3250 m2 yi bulması nedeniyle, dünyanın en büyük mozaiklerinin sergilendiği müze unvanına da sahip olmuş. Detaylı işlenmiş ve benzersiz renkli taşlarla çalışılmış mozaik koleksiyonunun büyüleyiciliği, büyüklüğü, sayısı ve kalitesi gerçekten övgü dolu. Ayrıca eski dönemlerden itibaren aralıksız olarak tüm dönemleri kapsayan Antakya darphanesinde darp edilen geniş ve dünya çapında bir sikke koleksiyonuna da sahip. Bu zengin koleksiyonu; başta merkez Antakya olmak üzere İskenderun, Daphne (Harbiye), Tell Atçana, Tell Tayinat, Samandağ (Seleukeia Pieria), Erzin (Epiphaneia), Dörtyol, Altınözü, Kırıkhan, Hassa ilçelerinde yapılan kazılardan çıkan eserler oluşturuyor. Çoğu Roma dönemine ait olan mimari ve diğer buluntular bölgenin geçmişteki zengin ihtişamını göstermekte. “Terkedilmiş Ariadne Mozaiği”, “Yakto” ve “Satyr ve Hermaphroditos Mozaği”, “Mevsimler Mozaiği”, “Venüsün Doğuşu Mozaiği”, “Artemis Mozaiği” ve “İskelet Mozaiği” Şuppiluliuma Heykeli, Arsuz Stelleri, Asur Ortastadı, Tyche Heykeli, Antakya Lahdi ve Çift Aslanlı Sütun Kaidesi bunlardan bazıları.

Evet efendim; Öyle bilgi dolu ki…

Ankara-Çankırı sınırında keşfettiği bitki türüne hocasının ismini verdi Ankara-Çankırı sınırında keşfettiği bitki türüne hocasının ismini verdi

Müzede Neolitik dönemden Demir Çağı’nın sonuna kadar yerleşilmiş olan höyük kültürleri sergilenmekte. Amik ovasında yer alan Tell Kurdu, Tell Tayinat ve Tell Aççana höyük mimarilerinden esinlenerek o dönemin yapıları müze içerisine inşa edilmiş ve bu yapılarından çıkan buluntular mekan içerisinde teşhir edilmiş. Mimarisi canlandırılan höyükler dışında, Amik ovasında bulunan küçük buluntuların sergilendiği vitrinlerde Tell Cüdeyde, Çatalhöyük, Tabal el Akrad buluntuları ile Amik ovası dışında kalan ve kazısı yapılan höyüklerden Samandağ’da yer alan Al Mina ve Sabuniyeden çıkan küçük eserler de yer almakta. Salonun sonunda Dörtyol’da bulunan Kinet Höyük mimarisi ise, bulunan eserleriyle birlikte muhteşem görsel beğeniye sunulmuş.   

Büyük İskender’in Hatay’a gelmesiyle birlikte oluşan süreçte komutanlarının kurduğu devletlerin eserleri ile sergi devam etmekte, bu bölümde  Sasani, Helenistik ve Selevkos dönemine ait küçük eserler var. Hellenistik dönemden itibaren Antiokheia’nın talih tanrıçası olan Tykhe, Antiokheia’ya özgü sembollerle tanınmakta. Sergide onu tasvir eden heykeller ve sikkeler yer almakta. Mitoloji Bölümünde ise Helenistik ve Roma Döneminde inanılan tanrı-tanrıça ve kahramanların heykelleri var.

 2018 yılı nisanında, teşhiri tamamlanan "Lahitler Salonu"'nda antik çağda ölü gömme gelenekleri ve kültleri ile ilgili olan lahitler, urneler, ostotekler ve mezar stelleri yer almakta. Salon, ünlü "Antakya Lahdi " ile sona eriyor. Son, Ortaçağ ve İslami Eserler Bölümü…E daha ne olsun?

MÖ 4 binli yıllardan başlayan tarihi geçmişi ile Hatay, birçok dönemin ve medeniyetin kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan bir şehir. Kazı çalışmaları 1932 yılında başlamış. Bence gelişmeye devam edecek. 

Öyle bir hazine ki Anadolum…

*1932-1939 yıllarında Princeton Üniversitesi araştırmalarıyla ortaya çıkan zengin mozaik koleksiyonunun bir bölümü, dünyanın yaklaşık 20 müzesi ve özel koleksiyonuna dağılmış.Yorum yok.

Habib-i Neccar Camii

Enine dikdörtgen bir mimariye ve  yandan dar bir merdivenle inilen  bir türbeye sahip. Eski bir pagan tapınağı üzerine Araplar tarafından bugünkü Türkiye sınırları içinde inşa edildiği söylenen bir camii. Biz burayı buluşma noktası kabul ettik.

Otel Müze

Örneği ender rastlanacak bu yeri görmeden Antakya’dan ayrılmayın derim. Tarihe zarar vermeyip bilakis koruyarak bir otel inşa etmek ciddi bir mühendislik. Görülen kalıntılar hayran olunmayacak gibi. Hele o deprem geçirmiş dalgalı haldeki mozaikler süper.

2010'da Müze Otelin inşaat çalışması sırasında bulunan 1200 m2 lik dünyanın en büyük tek parça taban mozaiği MS 6. yy dan Romalılara ait. El dokuma kilimi andıran görüntüsüyle çok dikkat çekici. Taban Mozaik ve villa kalıntıları, Eros Heykeli’ de süper. Otel oldukça lüks. Ama kafesinde kahve içip o antik şehri seyretmeyi çok sevdim. Odaların içe bakanları yine tarihe bakarken, dış bakan odalar Antakya’nın panoramasıyla çevrili. 

Defne Koruluğu -Harbiye Şelalesi


 

Hatay'da en huzur bulduğum yerlerden biri....

Yüzen ördekleri seyrederken suların şırıltısı ile ağaçların gölgesinde serinlemek, mel mel bakıp doğanın akışını duyumsamak acayip dinlendirici. Ama maalesef suyu yeşili bol olan bu doğa harikasına da  gereken özen verilmemiş. Esnaf çok güler yüzlü. 

(Hoş tüm Antakya insanı sevecen ve mutlu.)

Cennet gibi bir doğa

Ulu Camii 


 

Kitabesinde Hicri 1117 tarihi bulunan 16.yüzyılda inşa edilmiş Selçuklu tarzı ile tonozlu ve düz çatılı camii, buranın en eski ve en büyüğü… Memlûk dönemi eseri olduğu, Osmanlı döneminde defalarca onarım gördüğü söylenmekte. Üzerindeki 1704 tarihli kitabe bu onarımlardan kalma olmalı. Gravürlerde, minarenin 200 yıl önce de aynı stilde olduğu görülmekte. Mimari açıdan diğer Türk camilerinde olduğu  gibi oldukça yalın. Avlusu geniş, taş döşeli, şadırvanlı.

Merkezde Asi nehrinin kenarında bulunan caminin doğu- batı yönünde uzanan dikdörtgen bir planı var. Osmanlı tarzında yapılmış silindirik geniş gövdesi ve yüksek minaresi şerefeli, sivri külahlı, içi kıymetli halılar ile kaplı . Caminin duvarlarında altın harflerle yazılmış ayetler var. Mimarı ve yapılış yılı bilinmemekle birlikte üzerinde, 1872 depreminden sonra onarıldığını gösteren 1874 tarihli bir kitabe bulunmakta.

Camii ziyaretçileri ile oldukça yoğun.

Titus Tüneli ve Beşikli Mağara 

Doğrusu Antakya’dan çıkıp uzun uzun gittiğimize değdi.

Hatay'ın Samandağ İlçesi ‘Çevlik’ ören yeri yakınında bulunan tünel M.Ö.1’nci yüzyılda Roma İmparatoru Vespasian tarafından, dağlardan gelerek yaşamı tehdit eden sel ve taşkınlardan korunmak amacıyla , şehrin etrafını dolanan ve  böylece akıntıların yönünü değiştirecek bir tünelin yapım emriyle oluşmuş..

İnşaatına M.S.69 yılında başlanmış, M.S.81 yılında halefi ve oğlu Titus tarafından bitirilmiş. Tünel inşasında Roma lejyonları ve köleler çalışmış. Tümüyle dağ içine oyulan tünel bin 380 metre uzunluğunda, 7 metre yüksekliğinde ve 6 metre genişliğinde. Tünelin deniz tarafındaki girişine göre sağ tarafta 100 metre kadar uzaklıkta bulunan Beşikli Mağara, kaya mezarlarının en geniş ve en ünlülerinden olup, içerisinde bölümler halinde on iki mezar var.

Mezarlar duvarlar ile birbirlerinden ayrılmış. Bu taş mezarlar, taş sütunlar ve kemerlerin birbirine bağladığı bölümlere yukarıdan aşağıya yine taş merdivenlerle inilmekte. Kayaların oyulması ile meydana getirilen, yer yer kapıların açıldığı bölümlerdeki sütunlar, sütun başlıkları, kademeler ve üst örtüyü kısmen süsleyen motifler orijinallerine uygun biçimde yapılmış. Beşikli Mağara, Samandağ'da Roma döneminden kalma en önemli tarihi kalıntılardan biri. Adını bünyesinde barındırdığı mezarların tasarımından almış. Gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar sonucundaki bilgilerden mezar kompleksinin yapımının tıpkı Titus Tüneli gibi M.S. 1. yüzyılda gerçekleştirildiği düşünülmekte.           

Samandağ İlçesine 5 kilometre uzaklıkta olan Titus Tüneli'ne Samandağ'dan hareket eden servislerle gidilebilirsiniz. Yine burada önemli bir antik liman kenti olan Seleucia Pieria da görülmeye değer. 

Kaynak Türkiye Kültür Portalı

T.C. Hatay Valiliği