Değerli politikacı ve bilim adamı Sn. Adnan Kahveci’nin vakitsiz ve elim kaybını takiben, Kahveci’nin ve benzer kayıplar sonrası Milletvekillerinin evlat ve ailelerine sahip çıkılsın diye Genel Başkan ve Başbakan Sn. Mesut Yılmaz’ın talimatları ile ve bu konu ile görevlendirilen Bolu Milletvekili Sn. Avni Akyolu’un gayretleri ile ANAP 20 Mayıs Vakfı’nı kurmuştuk. İsminin 20 Mayıs olması ANAVATAN Partisinin kuruluş tarihini göstermesiydi.19. D. ANAP Milletvekilleri olarak, hepimiz bu vakfın kurucu üyesi olduk ve birer maaşımızı kuruluş aşamasında vakfa bağışladık. ANAVATAN 20 Mayıs Vakfı hala devam ediyor. Zaman zaman toplantı ve Genel Kurul davetiyelerini alıyorum.
Bana göre maalesef yanlış karar sonucu ANAVATAN Partimiz siyaset sahnesinden çekilmek durumunda kalmıştır. Oysa partimiz devam edebilirdi ve hele içinde bulunduğumuz bu ortamda ANAVATAN gibi Merkez Sağ harekete büyük ihtiyaç duyulduğunu gözlemliyorum. Her zaman ifade ediyorum, AKP’nin ilacı güçlü, çağdaş, medeni Merkez Sağ Parti ve kadrolardır. Turgut Özal’ın her biri birbirinden değerli ANAVATAN kadroları bir köşeye çekilmiş, bir hareket bekliyorlar. Eğer bir hareket olacaksa, bu tüm ANAPLILAR’ı kapsamalıdır. Bugün AKP’ye giden oyların büyük ölçüde ANAP oyları olduğunu biliyoruz. Yeni oluşumda bu ANAVATAN oyları geri dönecektir. Keşke ANAVATAN Partisi kapatılmasa, Genel Merkez ve Teşkilat binalarına el konulmasa ve bizler bugün yeni bir parti ihtiyacı içinde olmasaydık. Hazır kurulu olan partimizi el birliğiyle yüceltebilirdik. Birçok ANAP’lı Milletvekili arkadaşımın “ANAP 20 Mayıs Vakfı”nın ne olduğu hakkında sorularına muhatap oluyorum. Bir nüve olarak, bir başlangıç olarak ANAP 20 Mayıs Vakfı’nın altında bir araya gelmeliyiz. ANAVATAN adını taşıyan önemli bir teşkilattır. Bu hususu ANAP 20 Mayıs Vakfı’nın ilgililerinin bilgi ve takdirine sunuyorum.

CHP KURULTAYI


Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası fatura CHP’ye kesildi. Sonuç hezimettir, bunun sorumlusu da CHP’dir denildi ve Kurultaya gidildi. Diğer ortak MHP’de herhangi bir eleştiri ve hareket yoktur. Zaten bu partiden öyle bir şey beklenemez. Belki doğrusu da budur. Zira AKP’nin amacı, karşısındaki muhalefeti yıpratarak, yok etmektir. Bu oyuna gelmemek gerekir.
Ortalığı karıştıranlara da şunu sormak gerekir, acaba sizler Cumhurbaşkanlığı seçiminde tam anlamıyla görevlerinizi yaptınız mı ve asıl sorun olan sandığa gitmeyen 14 milyon yurttaşın oy kullanması için gayret gösterdiniz mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde müşahade ettim ve yazdım, Sn. Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu yapayalnız, parasız, pulsuz, bu Ağustos sıcağından, sırf söz verdi diye koşturup durdu. Büyük gayret gösterdi. Bütün olumsuz faktörlere ve karşısındaki adayın tüm imkanlarını kullanmasına, kendi basınını ve işadamlarını her yönden seferber etmesine karşın, %38,5 oy aldı, bu az bir oy değildir. Eğer sistemli, düzenli iddialı, mitingli kampanya yapılabilseydi, sonuç başka olurdu.
CHP’de, MHP’de devletten siyasi parti ödeneği almaktadırlar. Mademki Cumhurbaşkanlığı seçimine büyük önem veriyorlar, daha fazla asılabilirlerdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucu, Ana Muhalefette meydana gelen bu çalkalanma birilerinin ekmeğine yağ sürmektedir. Sanıyorum ki zil çalıp, göbek atıyorlar. Çünkü, onların istediği bir durumdur. Onların istediği bu duruma meydan vermemek gerekirdi.
Seçimlerden çıkan partiler kendi içlerinde durumu analiz ederler ve alınması gereken yeni tedbirleri alabilirlerdi. Zira, Türkiye’nin önünde çok kısa bir dönemde asıl Milletvekili Genel Seçimleri vardır. Hazırlık buna göre yapılmalıdır. Bu seçimler Türkiye’yi bir defa daha ayrıştırmıştır. Edirne’den başlayarak, Hatay’a kadar devam eden ve AKP’ye muhalif olan kıyı kesimi sanki Türkiye’nin başka bir özelliğidir. Bunlar AKP’nin oy alamadığı kesimlerdir. Burda yaşayan halk farklı tavır ve hayat tarzına sahiptir, daha çağdaştır ve daha Batı’ya yakındır.
Aklıma gelen bir hususa değinmek istiyorum. Antalya’nın AKP’li Belediye Başkanı haremlik ve selamlık uygulaması başlatmış, cins ayrımı gözeterek, kadınlar için ayrı bir plaj açmıştır. Biz medeni ülkeler gibi kadınların ve erkeklerin bir arada denize girdikleri bir nesiliz. Bu durumu yadırgadım. Bizim ANAP’lı Bakanımız, Antalya Milletvekili Sn. Sudi Türel’in Yeğeni olan bu arkadaşa, bu tutum ve icraatı yakıştıramadım. İnsan bu kadar değişebilir mi? Rahmetli Sudi Bey medeni, çağdaş, Atatürk İlke ve İnkılaplarına candan bağlı bir insandı.