Tabi ki, sistem tartışmasından kastım, Amerikan başkanlık sistemidir. Sistem tartışması olsa olsa diğer başkanlıklarda olur. Zaten bunların önemli bir kısmı rayından çıkmış başkanlıklardır. Bir kısmı da ideal başkanlık sistemi değildir. Nasıl ki bizdeki parlamenter sistem, iki arada bir derede kalmış parlamenter sisteme doğru kaymışsa; bu başkanlıklar da öyledir. Hal böyle olunca, dengelerini kaybetmiş sistemlerde kriz, kaos, hukukun üstünlüğü, demokrasi, ayar verme tartışmaları da hiç eksik olmaz.
Oysa kuvvetler dengesini kaybetmemiş sistemlerde bu tür tartışmalara pek rastlanmaz. Bu sistemlerden biri de Amerikan başkanlık sistemidir. ABD kuruldu kurulalı 235 yıl gibi bir zaman geçmiş ve başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Bu süreç içerisinde zamanla küçük çaplı krizler, eklemeler çıkarmalar görülmüş olsa da; sistem özelliğini kaybetmemiş. Hiçbir zaman ‘şu başkanlıktan bıktık biraz da parlamenter sisteme geçelim’ tartışması yapılmamış. Daha uzun yıllar sistemden şikayet tartışmaları da olacağını sanmıyorum.  Tartışmaların olmaması Amerikalıların saflığı ya da vurdumduymazlığından değildir elbette. Asıl sebep, yürütme, yasama ve yargı kuvvetleri arasında denge mekanizmasının bozulmadan devam etmesidir. Öyle bir denge mekanizması ki, kuvvetlerden biri öne çıkacak olursa diğer kuvvetler tarafından burnu sürtülür.

Başkanlık sisteminde özellikle yasama ile yürütme dengesi dikkat çeker. Mesela;
1-Başkan ve ekibi ile yasamayı oluşturan kongre bıçakla keser gibi birbirinden ayrılmıştır. Bizde başbakan ve bakanlar aynı zamanda milletvekilidir. Fakat başkanlık sisteminde başkan ve bakanlar kongre üyesi değildir. Yani milletvekili değillerdir. Hükümet kurulacak mı kurulmayacak mı, koalisyon olacak mı olmayacak mı derdi olmaz. Zaten halk Amerika’yı yönetmesi için ayrıca seçmiştir. Başkan ekibi ile gelir ekibi ile gider.
2-Bütün Amerika’nın yönetimi tek kişi başkana verilmiş, fakat, başkan da her istediğini yapamaz. Çoğu konuda kongrenin onayını almak zorundadır.
3-Kongre her istediği yasayı yapabilir. Fakat, başkan da kongrenin çıkardığı her yasayı onaylamak zorunda değildir.
4-Başkanı kongre hiçbir zaman görevden alamaz. Fakat, başkan da kongreyi dağıtamaz.
5-Başkan ve ekibi kongredeki toplantılara katılamaz, kongre üyelerini yönlendirici konuşma yapamaz, yasa teklifi bile veremez. Kongre de başkana şu şu işler yapılsın talimatı veremez. Yani kongre üyelerinin bakanlıklarda yapılan işlere müdahalesi olmaz.
6-Ne başkan kongreye üstünlük sağlayabilir, ne de kongre başkana üstünlük sağlayabilir.
7-Kongre üyeleri bir parti adına seçilmiştir. Fakat üzerlerinde lider ve parti baskısı bulunmaz. Kongre üyeleri kararlarında oldukça bağımsızdırlar. Yani grup ruhu içinde davranma oy verme mecburiyetleri yoktur.


Başkanlık sisteminde kuvvetler dengesini sağlayan faktörlerden bazıları bunlardı. Parlamenter sisteme ve diğer sistemlerle karşılaştırılırsa; ABD başkanlık sistemi daha iyi gibidir. Özellikle demokratik istikrarın ve hukukun üstünlüğünün devamı yönünden bakılabilir. Türkiye’de uzun zamandan beri, başkanlık sistemine geçelim mi geçmeyelim tartışmasında asıl soru: Mevcut parlamenter sistem bu yapılanmaya nasıl dönüşecek, kuvvetler dengesi nasıl sağlanabilecek, sorusu olmalıdır.