Amerika Birleşik Devletleri’nde otobüs firmaları, Türkiye ile kıyasladığımız zaman büyük farklılık gösteriyor. 

Türk otobüs firmaları, Amerika şartlarında süper lüks sayılabilir. 

Şunu özellikle belirtmeliyim ki; Otobüs sektörü adeta Greyhound isimli firmanın tekelinde ve firmanın otobüsleri genellikle çok eski ve bakımsız. 

Firma Kuzey Amerika’da 2 bin 700 noktaya filosundaki bin 300 otobüs ile 1914’ten beri ulaşım sağlıyor. Ülke genelinde 123 rotası ve 230 kendi istasyonu bulunuyor. 

Öncelikle şunu bilmeniz gerekiyor; Abd’de bin dolara bile ikinci el bir araba satın almak mümkün.  Benzinin litresinin de 70 cent civarında olduğunu düşünürsek, ülkede yaşayanların neredeyse tamamının araba sahibi olduğu gerçeği sanırım sizi şaşırtmaz ve Amerikalılar genelde seyahatlerinde özel araçlarını kullanır. 

Uçak fiyatları da keza öyle. Hem uygun hem de ülkenin her yerinde gelişmiş bir havalimanı ağı mevcut. Hal böyle olunca şehirlerarası otobüslere ilgi çok az. Bu yüzden otobüsler için maddi durumu kısmen elverişli olmayan, turist veya öğrenci profili verilebilir. 

Lüks otobüslerde muavin, ikram, servis ve anonslara alışkın biz Türkler için, ilk aşamada Greyhound’la seyahat etmek hafif bir şok etkisi yaratabilir. Öğrencilik yıllarımda gittiğim ABD’de, ben de şehirlerarası otobüsleri kullanmak zorunda kalmıştım. Araba kiralamak oldukça uygun fakat bilmediğim o uzunca yolları gözüm tutmadı. Bu yüzden New York’tan Chicago’ya yaklaşık 23 saat süren bir otobüs yolcuğu gerçekleştirdim. Özel araçla 12 saatte gidebileceğim bu yolculuğu meşhur Greyhound firmasıyla tam 23 saatte tamamladım! 

Otobüs terminalleri genellikle şehir merkezinde. Ancak öyle Türkiye’deki gibi servis araçları bulunmuyor, kendi imkânlarınızla buraya ulaşmanız gerekiyor. Şehir içi ulaşım yalnızca büyük kentlerde kolay. Onun dışında uygun fiyata araba alınıp, benzin de ucuz olunca toplu taşımada zorluklar yaşıyorsunuz. 

New York’un Brooklyn şehrinde 24.00’da başlayan yolculuğum ertesi gün saat 23.00’da sona ermişti. Ayrıca yol boyunca yolcu almak için 4 şehirde durmuş ve 2 ayrı şehirde de otobüs değiştirmiştim. Bizim gibi İstanbul’da bineyim, Kars’ta ineyim sistemi de Abd'de yok. 

Transferler yaklaşık 1 saat sürüyor. Yolcu almak için uğradığımız kimi yerlerde 20, kimi yerlerde 40 dakika arasında bekleyince süre iki katına çıkıyor. Otobüslerde koltuk numara mantığı da yok. İlk giden istediği yere oturuyor ve konforsuz koltuklarda yolculuk yapıyor. Aman geç kalmayın çünkü sona kalan dona kalıyor. 

Yer kalmamışsa bir sonraki otobüsü bekliyorsunuz. Kaç saat sonra gelecek Allah bilir. "Çok susadım muavin kardeş bir su verebilir misin?" diyeceğiniz kimse yok. İkram da haliyle yok. Onca yolu kek, börek ne bileyim bir meyve suyu bile içemeden gidiyorsunuz. Benzinin litre fiyatı 70 cent olunca otobüs fiyatlarının uygun olmasını bekliyorsunuz fakat öyle bir şey de yok. Yani otobüs fiyatları hayli yüksek. 

Ayrıca otobüs yolculuğu boyunca Türkiye’deki gibi güzel dinlenme tesisleri de yok. Hiç bir şey yok anlayacağınız. ABD şartlarına göre otobüs yolcuğu fiyatları oldukça pahalı. Arabanızla gitseniz 80 dolara malolacak yolculuğu, otobüsle aynı parayı ödeyerek ve 45 kişiyle, uzun, yorucu ve konforsuz bir yolculuk yaparak tamamlıyorsunuz. Zira ben New York’tan Chicago’ya ulaştığım zaman "bir daha otobüs mü? Tövbe!" demiştim. 

"Amerika'da otobüs yolculuğunda neler var?" sorusuna sanırım verilebilecek en güzel yanıt; "döküntü otobüsler var, şoför var, yolcu var, yol var ve bir de eziyet var..."