Aslında gecikmiş bir yazı bu.
15 Kasım günü açılan pankartların 29 Ekim’de açılan pankartlarla kıyaslandığı, olayda çifte standart olduğu iddiaları, Başbakanın Meclis’te, pankart konusunda çifte standart olup olmadığının araştırılacağı şeklindeki sözleri üzerine yazılmalıydı…
Keşke o gün arkadaşlara dertleneceğime yazıya dökseydim… Polis Genel Müdür Vekili Pervin Gürler’in “törenlerde günün anlamı dışında pankart açılamayacağı”  açıklamasından önce…
Neyse bugün yazmak farz oldu; Pervin Hanım, bu açıklamaları üzerine yerden yere vurulurken, biz 29 Ekim, yani Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında açılan pankartları hatırlayalım isterseniz… “Mehmetçik ve mücahit gururumuzdur”, “Vicdani redde hayır…”
Milli duyguların tavan yaptığı bir günde, hissiyatların tezahürü pankartlar.
Fotoğraflara baktım, -yaş itibarıyla- açanlar da eski TMT’ciler sanırsam…
Zaten törende konuşulanlar da, pankartta yazılanlardan pek farklı değil.
Dolayısıyla bunu eylem olarak nitelendirmek, cehaletin dibi.
O günkü pankart açma eylemiyle kıyaslanan diğer pankart olayına gelince;
15 Kasım, KKTC’nin kuruluş yıldönümü kutlamalarında gerçekleşiyor bilindiği üzere.
Milli duyguların tavan yaptığı bir günde…
Askerlerin, tankların, bayrakların geçişiyle insanı kaplayan huşu esnasında…
KKTC’nin kuruluşuna kadar geçen sürenin bir film şeridi gibi acıyla karışık bir mutlulukla harmanlandığı, tüm yaşananların resmigeçide eşlik ettiği anda…
Ne yazıyor: “Yurt ödevimiz barış, vicdani ret hakkımız!”
Kimse kimseyi düşüncelerinden dolayı kınayamaz, ötekileştiremez. Ki zaten bu kişiler her fırsatta, her türlü pankartı açıyor ancak burada yapılan tam anlamıyla “PROVOKASYON.”
Bunun başka bir izahı, başka bir yorumu yok.
Orası, vicdani retçilerin değil, bayrağa, askere, vatana onlardan daha farklı gözle bakanların çoğunluk olduğu yer.
Dolayısıyla iki olayı aynı kefeye koymak abesle iştigal olduğu gibi, bu olayı kâr hanesine yazmaya çalışmak, bundan nemalanmak artniyetlilik.
Polis Örgütü herhangi yasaya ve/veya yasal düzenlemeye dayanarak pankart açılıp açılmaması konusunda izin veriyor/ vermiyor değildir fakat kişileri provoke edecek davranışlara engel olmak durumundadır.
29 Ekim’de açılan pankart, kutlamanın ruhuna uygun ve oradaki kişilerin görüş ve düşünceleriyle uyumlu iken, 15 Kasım’da açılan pankart tahrik edicidir.
Özetle, Polis Genel Müdürlüğü’nün aldığı bu kararı, “özgürlüğü kısıtlamaya yönelik” olarak nitelendirip, bu yönde bir algı yaratma çalışmalarının altında farklı hesaplar yattığı açıktır.