Sevgili okurlarım merhaba, haberleri izliyorum. İzlediğim haber çok önemli konu geleceğimizi temsil edecek olan çocuklar. Spiker: "Veliler ilkokulda okuyan çocuklarına sırt çantası yerine çekçek çanta tercih etmeliler. Aksi taktirde sırt çantası taşıyan çocukların omurgaları zedelenir ileri yaşta çok ciddi sorunlar yaşamaya başlarlar." Diyor.

Avrupa ülkelerinde çocuklar ilkokula gidiyorken kitap taşımıyorlar. Kitaplar defterler okulda himaye ediliyor. Öğretmenleri tarafından verilen ev ödevi kağıt üzerinden veriliyor. Böylece çocuklar evden okula okuldan eve ağır kitapları taşımak zorunda kalmıyorlar. Çocuklar için A4 kağıtları taşımaksa hafifi ve kolay oluyor. Ayrıca Avrupa’da çocuklar trafiği ilkokulda öğreniyor. Küçük yaşlarda trafik kurallarını, bisiklet sürmeyi öğrenen çocuklar trafiğe dahil olmanın bilinciyle korkmadan bisikletle okula gidiyor. Usandıklarında okula alışmaları için anne veya babaları götürüyor!..

Okul servisi gibi bir alışkanlıkları yok. Ekstra servis masrafları da yok. Bizim Türkiye’de verdiğimiz servis parasıyla Avrupalılar kırtasiyeye kütüphaneye harcıyorlar. Oysa israf etmemek, ayet olarak Kuran’da var. %99 Müslüman olan ülkemde bizler ne yapıyoruz?

Ortaokul lisede çocukların kitaplarının sayısı epey fazla aynı zamanda ağır oluyor. Küçük yaşta trafik kurallarına bisiklet sürmeye bisikletle okula gitmeye alıştırılmış olan bu çocuklar üşenmeden sırt çantalarını bisikletinin arkasındaki yük çantasına koyarak okullarına gidiyor!..

Konyaaltı daha dün inşa edilmiş bir ilçemiz, gelin hep birlikte alt yapılarına bakalım, üst yapılarına bakalım. Anayollara ara yollara bakalım. Çevre düzenlemesine ve yeşil alanlara bakalım. Çocukların oyunlar oynayacakları alanlara bakalım. Trafiğe bakalım. Bunun yanı sıra bisikletlerin trafiğe dahil olmadığını savunan şoförlerimize bakalım. Göz var, izan var, verilecek cevap ortada. Ehliyetim var ve bisikletin trafiğe dahil olmasına rağmen,  çocukluğumdan itibaren trafikte bisiklet sürmeme rağmen bisikletin trafiğe dahil olmadığını düşünen sürücülerimiz tarafından sorun yaşıyorum. Ayrıca sorun yalnız benim sorunum değil hepimizin sorunu. Türkiye’de trafik kuralı var kanunlar var o zaman sorun kimde?

Dünyanın bütün ülkelerindeki trafik kuralları ülkemizle aynı, trafikte aykırı davranışımızın bedelini ödeyecek olanlar bizleriz. Kurallara aykırı davranıp kuralsız yaşayan o kadar çok insan var ki, hepsinin başına polis yerleştirsek sorunlar bitmez. Ayrıca polislerin çok daha önemli görevlerde var. Trafikte ufacık bir hatada hem kendimizi hem de başkalarını canından edeceğiz, farkında değiliz. Bir vatandaş olarak vatanımız adına hepimiz polis zabıta olalım kanunlarımızı uygulayalım uymayanların uygulamasını sağlayalım!.. 

Çocuklarımıza örnek birer fert olalım onlarda korkmadan trafikte yer alsınlar, Avrupa’daki çocuklar gibi onlarda servisle değil temiz havada bisikletleriyle okula gitsinler. Alın teriyle emek sarf etmediğimiz herhangi bir iş, emek sarf etmediğimiz maddi manevi değer bizi yarı yolda bırakabilir. Dünya ülkeleri genelinde hiçbir iş hiçbir kimseye altın tepsiyle sunulmadı ve sunulmayacak. Emek verip mücadele edelim ki, ileride karşılığını fazlasıyla alalım. Yapılan yanlışlarda yüreğimizi ve çevremizi sorgulayalım ki, birlikte doğruyu iyiyi ve güzeli mükemmeli bulalım…

Hani: “Sığ denizde yüzmekte zorlananlar engin denizlere açılmaya cesaret edemezler.” Diyorlar ya…

Cesaret etsek de öğrenmeyince öğretmeyince boğulmaya hafif bir rüzgarda yelkenleri kırıp, gemileri batırmaya mahkumuz. Dünyada hiçbir kimse mükemmel değildir. Mükemmelliği birlik ve beraberlik sağlar. Yanlışlarımızı bulup, doğruları keşfedip uygulayarak düzelteceğiz. Düzelmemiz ve düzeltmemiz için sağlam adımlarla yürüyerek gelecek olan genç neslimizin ayakkabılarının içine sağlam basmalarını sağlamalıyız ki, mükafatını alalım. Öğrenelim öğretelim ki, altın tepsi içerisinde karşılığını kat be kat fazlasıyla alalım. Genç nesil emniyetimiz eğer ki, sizler sağ kolu olduğunuz birisine sol kolunuzu teslim edebiliyorsanız ehemmiyet elinizdedir!.. 

Sevgi ve saygılarımla