“İngiltere gazeteleri, ülkenin AB'den ayrılma yönünde oy kullandığı referandumun sabahında durumu farklı editoryal çizgilerden değerlendirdi. Daily Mirror yazarlarından Nigel Nelson, yeni başbakanın Osmanlı'nın son döneminde Dâhiliye Nazırlığı yapmış olan Ali Kemal'in öz torunu Stanley Johnson'un oğlu eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson olacağını iddia etti (Gazeteler 24 Haziran 2016 Cuma).”

Boris Johnson, sık sık Türk kökenini vurgulayan bir şahsiyettir. Alexander Boris de Pfefel Johnson olan  Boris Johnson, Milli Mücadele’ye karşı çıkmasıyla tanınan, İzmit’te 1922’nin 6 Kasım’ında linç edilen ama hem yaşadığı dönemin, hem de Türk basın tarihinin en önemli kalemlerinden olan gazeteci Ali Kemal’in torun çocuğu, daha doğrusu Ali Kemal’in “oğlunun oğlunun oğlu’dur.” Ali Kemal Bey, aslen Çankırılı zengin bir mumcu esnafının çocuğu olarak İstanbul’da doğdu.  Ali Kemal Bey mülkiyeyi bitirdi. Avrupa’da bulundu. Jön Türklere katıldı. Sonra affedilip yurda döndü. Diplomatlıktan çiftçiliğe, yazarlıktan üniversite hocalığına kadar çok çeşitli işlerle uğraştı. Şiirler yazdı. Kitaplar kaleme aldı. Son Osmanlı kabinelerinde Maarif ve ardından Dâhiliye (İçişleri) Nâzırlığı yaptı. Bir yandan da mülkiye ve edebiyat fakültesinde siyasî tarih dersleri verdi.  İngilizlere direnmenin çare olmadığını düşünüyordu. Mustafa Kemal Paşa’yı çok ağır ifadelerle tenkit etti.

İnönü Zaferi’nden sonra politikasını biraz yumuşattı. Önceleri İttihatçı manevrası olarak gördüğü Anadolu hareketi lehinde anlaşılabilecek yazılar yazdı. Ama Ankara kahramanlarına karşı düşünceleri değişmedi. Muhalifleri ona “Artin Kemal” adını taktılar. Giderek ümidini kaybetti. Ancak eş-dostun kaçış teklifine de karşı çıktı. Zafer kazanıldıktan sonra, Beyoğlu’nda tıraş olduğu berber dükkânından alınarak İzmit’e götürüldü. Burada Birinci Ordu Kumandanı Sakallı Nurettin Paşa tarafından sivil giydirilmiş askerlere linç ettirildi. Ayağına ip takılarak yerlerde sürüklenen cesedi, Lozan’a giden İsmet Paşa’nın göreceği şekilde yol kenarına kurulan bir darağacına asılarak teşhir edildi. İşte Ali Kemal Bey’in hikâyesi böyle acıklı bir sonla bitti. Mamafih Nureddin Paşa’nın bu hareketi tasvip görmedi. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da bir fedainin vursa kahraman olacağı bir insanı, vuruşma veya mahkeme kararı olmaksızın öldürmeyi cinayet olarak niteleyip kınadı.

Gençlik yıllarında zamanın hükümdarı II. Abdülhamit tarafından birkaç defa sürgüne gönderilen Ali Kemal  20. yüzyılın başında Londra’ya yerleşmiş, 1903’te burada Wilfred Brun adında bir İngiliz hanımla evlenmiş ve Selma adında bir kızı olmuştu. Ali Kemal, 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilânı sırasında İstanbul’a döndü. İkdam gazetesinde yazmaya ve üniversitede ders vermeye başladı. Meşrutiyet sonrasında güçlenen İttihat ve Terakki Partisi’ni amansız şekilde eleştiriyordu. Bir yıl sonra patlayan 31 Mart isyanının ardından yeniden sürgüne gitmek zorunda kaldı ve İngiltere’ye, karısıyla kızının yanına döndü. Muhalif gazeteciyi artık çok daha zor günler bekliyordu. İngiliz eşi Wilfred, 1909’un sonunda bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Çocuğa “Osman Kemal ”adını verdiler ama anne, doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

Ali Kemal, kızı ve yeni doğmuş oğlu ve kayınvalidesi Margaret Brun, üç yıl boyunca Wimbledon’da maddî sıkıntı içerisinde yaşadılar. Bir ara çocuklarını anneannelerinin yanında bırakarak İngiltere’nin güneyindeki Bournemouth kasabasına taşınan Ali Kemal 1912’de İstanbul’a döndü ve ikinci bir evlilik yaptı. Yeni eşi, Tophane Nazırı Zeki Paşa’nın kızı Sabiha Hanım idi. Ali Kemal’in 1914’te bu evlilikten doğan ve Zeki adını verdikleri oğlu daha sonra “Kuneralp”soyadını alacak ve cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin çok önemli bir diplomatı olan Mehmet Zeki Kuneralp’tı. Stanley’in babası Osman Bey ile Zeki Kuneralp, - baba bir, anneleri farklı – kardeştir. 1978 yılında Madrid'de Zeki Kuneralp'in eşi Necla Kuneralp, bacanağı diplomat Beşir Balcıoğlu ve onun eşi ile şoför Antonio Torres ASALA'nın 3 üyesinin ateş açması sonucu hayatlarını kaybetmişlerdir. Zeki Kuneralp 1979 yılında yaş haddinden emekli olmuştur. 1998 yılında vefat etmiştir. Londra Belediye Eski Başkanı Muhafazakâr Partili Boris Johnson onun yeğenidir.

İsmet İnönü’nün yardımı ile Türkiye’ye dönen okuyan 1923'ten, Zeki'nin mezun olduğu 1939'a kadar Bern'de kaldılar. Dönüşte Zeki, Denizli'de askerlik yaparken komutanlarının özel izniyle Dışişleri'nin meslek memuru sınavına girdi ve kazandı. Sonrasını anılarında şöyle yazmıştır:

“Daha çok sonra öğrendiğime göre bu imtihana girişim bakanlıkta mesele olmuş. Ali Kemal olayının üzerinden 20 yıl bile geçmemişti. Bir “vatan haininin” oğlunu Hariciye'ye kabul etmek ne dereceye kadar doğru idi? Bu sorun, bakanlığı o zaman idare edenleri huzursuz etmişti. Şaşırmışlardı, ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Nihayet meseleyi Cumhurbaşkanı'na arz etmişler. İnönü'nün: “Bunda ne var, anlamıyorum, niçin girmesin. Sinirlenerek; “babası Ali Kemal’se ne yapalım…… Ne zamandan beri Cumhuriyet babaların cezasını evlatların ödetiyor böyle bir şey mümkün değildir,” demesi üzerine tereddütler ortadan kalkmış."  

Zeki Kuneralp, Dışişleri'nde büyükelçiliğe kadar tırmanmıştır. Bern Büyükelçiliği'nden, Londra Büyükelçiliği'ne tayin olduğu 1963 Kasımında usul gereği, bu kez başbakan olan İsmet İnönü'nün huzuruna çıkar. Görüşmenin sonunda özel bir durum anlatmak için izin ister: “Paşam, size bir şükran borcum var, bugüne kadar ödeyemedim, müsaadenizle şimdi yapayım" dedi ve 23 yıl önceki yardımını hatırlatır. İnönü: “Biliyorum evladım, biliyorum, teşekkür ederim” diye sözünü keser.  Kuneralp anılarında: “Hayret ettim, olayı hatırlamasını beklemiyordum. Hem de teşekkür ediyordu. Şaşırdım, bir şeyler kekeleyip odadan çıktım,” diye yazacaktır.

Ali Kemal’in bir diğer torunu ise Selim Kuneralp’tir.  Selim Kuneralp Türk büyükelçi. Ali Kemal'in torunu ve Mehmet Zeki Kuneralp'in oğludur. Dışişleri Bakanlığında elçi sıfatıyla AB Genel Müdürlüğü ile İsveç (2000-2003) ve Kore'de (2003-2006) büyükelçilik görevlerinde bulunmuştur. 2006-2007 yıllarında Siyaset Planlama Genel Müdürlüğü ve 2007-2009 yılları arasında Ekonomik işlerden sorumlu müsteşar yardımcılığı görevlerini yürütmüş ve 1 Kasım 2009-9 Aralık 2011 tarihleri AB Daimi Temsilciliği görevini yürütmüş, Nisan 2010'dan beri Enerji Şartı Konferansı Başkanlığını da üstlenmiş olup halen bu uluslararası kuruluşun genel sekreter yardımcılığını yapmaktadır. 2012 yılı başında Dışişleri Bakanlığı Müşaviri olmuş ve Mayıs 2012 tarihinde DTÖ nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği görevine başlamış ve Şubat 2014'e değin bu görevi sürdürmüş ve 15 Temmuz 2014'te Dış Politika Danışma Kurulu üyeliğine atanmıştır. 2015 yılında ise Dışişleri Bakanlığındaki görevlerinden emekliye ayrılmıştır. 

Londra’nın 8 yıl belediye başkanı Boris Johnson’un ailesinin trajik öyküsü ise, Ali Kemal’in 1912’de Londra’dan İstanbul’a dönmesiyle başladı. Ali Kemal’in İngiltere’de anneannelerinin yanında büyüyen çocukları, sonraki yıllarda İngiliz vatandaşı oldular ve “Kemal” ismini bırakarak anneannelerinin kızlık soyadı olan “Johnson”ı aldılar. Osman Kemal, “Osman Wilfred Johnson” oldu; Irene Williams adında bir hanımla evlendi. Bu evlilikten 1940’da dünyaya gelen oğlu Stanley Patrick Johnson 1979 ile 1984 arasında Muhafazakâr Parti’den milletvekilliği yapacak ve İngiltere’nin tanınmış bir yazarı, çevrecisi ve nüfus uzmanı olacaktı. İngiltere’nin yeni başbakanı olması tahmin edilen  Boris Johnson, işte Ali Kemal’in torunu Stanley Johnson’un dört çocuğundan biridir...

Baba Johnson bir o röportajında Türkiye’nin AB üyeliği için şöyle konuşmuştu:  “AB Parlamenteri olduğum 1979-84 yılları Türkiye Delegasyonu’ndaydım ve bu kapsamda da resmi ziyaretlerde bulundum.   Prensipte 1960’lara uzanan Türkiye’nin AB’ye üyeliğiyle ilgili düzenlemelerin bu kadar uzun sürmesine üzülüyorum. İngiltere her zaman üyelikte Türkiye’yi destekledi. Eminim ki büyükbabam Ali Kemal de Türkiye’nin AB’ye üyeliğini yürekten desteklerdi.”  Babası böyle diyor ve İngiltere’deki referandum süresince de ülkesinin Avrupa Birliği’nde kalması için kampanya yaptı, oy verdi. İnşallah da İngiltere’ye bir torun Başbakan veririz.