Yeni bir isim, yeni bir müzik heyecanının adı ve müzik sektöründe yüksek çıkış yapacağının garantisini bizler veriyoruz. Albin Hasani ile röportaj gerçekleştirdik işte sizlerle,

Albin Hasani kimdir müzik sektörüne nasıl adım attı biraz sizi tanıyalım?

Merhaba ! Benim adım Albin. 21 yaşındayım. Arnavutluk Tiran’da doğdum. 2008 yılında Türkiye’ye geldik. Ankara’da 3 yıl yaşadıktan sonra İstanbul’a taşındık. Benim için müzik her zaman oradaydı, her zaman söylüyordum, her zaman taklit etmeye çalışıyordum dinlediğim sanatçıları fakat müzik hayatım İstanbul’a taşındığımızda başladı. Annem beni Beşiktaş Belediyesi’nin gitar kursuna göndermişti ve orada ilk kez bir enstrümana dokunmuştum ve birkaç defa gittikten sonra kendi kendime öğrenmeye başlamıştım. Ne zaman gitar çalsam eşliğinde hep şarkı söylemeye çalışırdım ama hiç öyle ciddi bir şekilde değildi. Ortaokul son sınıfta şimdilerde hala beraber çaldığım yakın arkadaşım beni okulun konferans salonunda dinlemişti ve beni kendisinin yeni kurduğu grubun solisti yapmıştı. Liseye geçtiğimizde yollarımız ayrılmıştı ve ben de kendi grubumu kurup İstanbul’un farklı farklı sahnelerinde yer almaya başlamıştım. Bu süreçte çok insanla tanışıp Türkiye’deki müzik anlayışını benimsedim ve böylece kendimi artık bir yabancı gibi hissetmemeye başladım. Grubumla yeraltı müzik piyasasına önemli sayılacak bir yer edinmiştik ve şu an baktığımda benim için gerçekten de önemli bir tecrübeydi çünkü asıl yapmak istediğim müzik tarzına beni epeyce hazırlamıştı.

Henüz 21 yaşında müzik dünyasına giriş yaptınız eğitim hayatınızı etkiliyor mu?

Aslında benim için lise sadece müzik odasından ibaretti diyebiliriz. Öğretmenlerim bunu artık kabullenmişti çünkü derste bile bazen nerede olduğumu unutup gitar çalıyordum. Liseden sonra da herkesin yaptığı gibi üniversiteye hazırlanmak yerine ben haftanın 7 günü 24 saat müzik üretmeye adamıştım kendimi. Şimdi üniversitenin ikinci yılındayım ve hala beni okulda tek bulabildiğiniz yer müzik odası.

Çocukluk yaşlarından itibaren şarkı sözleri yazıp ve bestelemek oldukça zorlu süreç bunu nasıl başardınız?

Benim için en zorlu süreç Türkçe dilinde söz yazabilmekti. Hatırlıyorum da ilk öğrendiğim akorlarla hemen şarkı yapmak istemiştim benim için başka bir anlamı yoktu enstrüman çalmanın. Sürekli olarak ingilizce sözler yazıyordum ve neredeyse 2 yılımı bu şekilde geçirmiştim. Türkçe söz yazabilmek benim için epeyce zor oldu çünkü dili henüz tam olarak konuşamıyordum ve şarkı sözü yazabilmeyi hayal bile edemiyordum. Kitap okumak bana çok yardımcı oldu bu konuda. Şarkı yazmak benim icin çok doğal bir süreç olmuştur her zaman. Bu yüzden kendiliğinden gelişen bir şey haline geldi. 

Sizi müziğe iten bir hikayeniz var mı?

Aslında birden fazla hikayem var. Sekizinci sınıftayken annemin beni bir Cumartesi günü sabahın yedisinde uyandırıp zorla gitar kursuna göndermesi, hayatımda hiç görmediğim bir çocuğun aniden gelip grubumun solisti olmak ister misin demesi... Bu tarz olayları hatırladığım zaman aslında ne kadar şanslı olduğumu hissediyorum ve bu beni fazlasıyla motive ediyor.

Birazda ilk single çalışması olan melekler adlı şarkınızdan okurlarımıza bahseder misiniz?

Melekler benim için şimdiye kadar yazdığım en önemli şarkılarımdan bir tanesi. Bu şarkıyı 16 yaşındayken yazmıştım ve hala benim için anlamını kaybetmedi. Yakın bir arkadaşımın evinde piyanosu vardı onlarda kaldığım bir gecenin sabahında uyanıp piyano hiç çalmayı bilmediğim halde Melekler’in introsunu yazmıştım bile. İlk dinleyişte bir aşk şarkısı gibi gelebilir fakat aslında ben ‘’Melekler’’de en büyük korkumu anlatıyorum; bir gün uyanıp şimdiye kadar yaptığım her şeyden pişman olmak… Bu belki de herkesin korkusudur ve umarım bunu dinleyen herkes kendinden bir parça bulabilir.

Video klibinizde kimlerle çalıştınız?

Melekler’in klibini sevgili Önder Şengül çekti. Görüntü yönetmenimiz de Engin Hayıroğlu. Klibi Fethiye, Kayaköy’de binlerce yıllık tarihi dokulu mekanlarda çektik. Doğası zaten harika bir yer Fethiye. Şahane fotoğraflar verdi bu yüzden. Ayrıca gerçekte dede-torun olan Osman ve Eren Kara klibimizde oyunculukları ile yer aldılar. Hepsine teker teker ayrıca buradan da teşekkür ediyorum, harika bir ekiptik.

Yakın zamandaki projelerinizden bahseder misiniz?

Aslında yakın zamandaki projelerimizle beraber çok uzun zamanda çıkaracağımız projelerimiz bile hazır. Youtube için video projelerimizin çekimlerine başlıyoruz.  Yakında takipçilerimiz bunlardan haberdar olacaklar. Burada projelerimizi isimleriyle bahsetmek istemiyorum çünkü sürprizler her zaman daha etkili oluyor.

Hangi tür şarkılar seslendiriyorsunuz? Kaç dil biliyorsunuz?

Açıkçası o kadar çok fazla şarkı dinliyorum ki bunların hepsini de söylemeye çalışıyorum. Fakat genel olarak Alternatif Rock/Pop ve Elektronik-Pop ve Elektronik Dans Müziği benim için her zaman sahnede tercih ettiğim tarzlar. Türkçe, İngilizce ve Arnavutça akıcı bir şekilde konuşabiliyorum.

Sahne çalışmalarınız oluyor mu?

Olacak, hem de çok güzel. çalışmalarına başladık bile.

Genç yaşta müzik camiasına atıldınız bu durumda sizi aileniz ne yönlü destekliyor?

Küçüklüğümden beri annem beni Elvis ve Ricky Martin dinleterek büyüttü bu yüzden şu an olan şeylerden pek şaşırmış değiller. Babam ise her zaman bu olayın mantıklı tarafını konuşmayı sever bu yüzden de iki taraf inanılmaz destekçi.

En büyük hayaliniz nedir?

En büyük hayalim hmm ... Sanırım sahneye çıktığımda orada olan herkesin benimle beraber yazdığım bir şarkının sözlerini bağıra bağıra söylemesi.

Sosyal medyada aktif misiniz?

Instagram’da oldukça aktifim.

Son olarak müzik yolculuğundaki ilk profesyonel adımınızdaki heyecanınıza bizlerde ortak ettiniz size ışığınız her daim parlayacağı başarılı bir müzik hayatı dileriz. Müzik severlere neler söylemek istersiniz?

Çok teşekkür ederim gercekten de. Müzik severlere aslında her zaman hayal kurmalarını ve onların pesinden koşmalarını söylemek isterim.