Ahmak kelime anlamı olarak aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal anlamına gelmektedir.  Ahmağı aynı zamanda kısa görüşlü, basiretsiz, kötü huylu olarakta tanımlayabiliriz. Ahmaklar karını, zararını, hikmet ve şerri tam olarak ayırt edemez.
Doğru fikirler ahmağın elinde değersiz duruma düşerken, makam ve mevkiler bir ahmağın elinde zorbalığa dönüşebilir. Ahmakla yapılan istişareler sizi felakete sürükleyebilir.
Mevlana Celalettin’in anlatımı ile Hz.İsa’nın ahmaktan kaçışını şöyle anlatmaktadır.
Meryemoğlu İsa sanki kendisini bir aslan kovalıyormuş gibi canhıraş bir şekilde kaçıyordu. Adamın biri bu hale hayret ederek ardından koştu ve şöyle seslendi:
"Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok!"
Hz. İsa (a.s.) o kadar hızlı koşuyordu ki, acelesinden adamın sualine cevap veremedi. Onun bu şekilde kaçışını merak eden adam, nihayet ona yaklaştı ve: 
"Ey Rûhullah! Ne olur Allah için bir an dur da söyle: Senin bu kaçışın benim için bir muamma oldu! Kimden kaçıyorsun? 
Arkanda ne aslan, ne düşman, ne de korkulacak bir şey var" dedi.
Bunun üzerine Hz. İsa (a.s.):
"Ahmaktan kaçıyorum ahmaktan!.. Git bana mani olma ki, kendimi kurtarayım!.." diye karşılık verdi. Bu sefer adam :
"Nefesi ile körlerin ve sağırların şifa bulduğu "Mesih" sen değil misin? diye sordu. Hz. İsa (a.s.):
"Evet, benim" diye cevap verdi.
Adam devamla:
"Manevi sırlara mazhar olan ve bu yüzden "Ruhullah" sıfatını alan şahs-ı manevi sen değil misin? Sen ki, ölmüş birine o duayı okuduğunda, o kimse, av bulmuş aslan gibi kabrinden sıçrayıp kalkıyordu" dedi.
Bunun üzerine Hz. İsa (a.s.) "Evet ölüye okuyan benim" cevabını verdi.
Adam sordu: Ey güzel yüzlü İsa! Çamurdan kuş yapıp uçuran sen değil misin?
Hz. İsa "Evet..." dedi.
Sonra adam: "Ey temiz Ruh! İstediğin her şeyi yapabildiğin halde kimden korkuyorsun?"
Hz. İsa (a.s.) : "Evvela ruhu, sonra ceseti yaratan Cenabı Hakk'a ve O'nun sıfatlarına yemin ederim ki, o duayı yani İsm-i Âzam'ı sağır ve köre okudum; onlar iyileştiler. Yine o duayı okudum, ortasından kayalık bir dağa çatladı; ölü bir cesede okudum, dirildi; hiç bir şeyi olmayan fakire okudum, zengin oldu. 
Fakat o duayı bir ahmağın kalbine şefkat ve merhametle binlerce defa okuduğum halde fayda vermedi. 
O ahmak, katı bir taş kesildi; lakin ahmaklığından vazgeçmedi. Çorak bir kum oldu da, ondan bir ot bile bitmedi" dedi.
Bu sözleri duyan adamın hayreti daha da arttı ve merakla Hz. İsa'ya (a.s.) sordu:
"İsm-i Âzam" bu kadar şeye tesir edip şifa verdiği halden için ahmaklığa tesir edememiştir? 
Hâlbuki diğerleri de bir hastalıktır; onlara deva olup da buna olamayışının sebeb-i hikmeti ne olabilir?
Hz. İsa (a.s.) cevap verdi:
"Ahmaklık, kahr-ı ilahî olan bir hastalıktır. Diğerleri ise körlük gibi kahr-ı İlahi’ye uğramayan ibtilalardır. 
İbitla da bir hastalıktır; ancak sadece müptelasına acınır. Ahmaklığa gelince o da bir hastalıktır, lakin ekseriya başkasını yaralar ve zarar verir.
"Ahmaklık damgası Allah'ın bir mührüdür. Ona hiç kimse çare bulamaz."