Özel sektörde, Pepsico-Fruko-Tamek Genel Müdürü iken, büyük fabrikalarımızdan birisi de Adana’daydı. Bu nedenle vazife icabı en az ayda bir defa Adana’ya giderdim. O tarihlerde Adana’da sadece Sürmeli Hotel vardı. Daha sonra Seyhan Oteli açıldı. Oralarda kalırdım. Ben genellikle fabrikamızdaki lojmanı tercih eder, sabahları nefis portakal çiçeklerinin kokusuyla uyanırdım. Pepsi Fabrikası, şirketimizin sahibi Melih Bey’in, babası Rahmetli Mehmet Sipahioğlu’nun uzak görüşü ile takriben 250 dönüm arazi üzerinde kurulmuştu. Fabrika binası, ambarlar, idari bina, lojmanların vs.nin dışında çok geniş alanda, portakal, mandalina, turunç, greyfurt, enterdonat limon yetişiyordu. Önceleri bu mahsulleri, tüm holdingdeki çalışanlarımıza  dağıttırıyordum. Ancak daha sonra Mersinli ihracatçılarla anlaşma yaptım, sattık, şirkete ek gelir sağladık. Adana’da pazar hakimiyetimiz yüzde 75’lerdeydi. Sadece Adana’da değil, Adana fabrikamıza bağlı bayilik bölgesi olan, tüm Güney Doğu Anadolu’da da Pazar hakimiyetimiz yüzde 80’lerin üstündeydi. Tüm bölgelerimizi defalarca gezmişimdir. 

Hiç unutmam, Adana için hiçbir olumlu icraatı olmayan bir Belediye Başkanı, tüm dağıtım kamyonlarımızın anahtarlarını almış, araçların şehre girmesini yasaklamıştı. Mal veremiyorduk... İdare Meclisi Başkanımız Sn. Melih Sipahioğlu, Murahhas Aza Mülkiyeli İsmet Ağabey (Alver), “Selçuk aman mevsim yaz, en fazla mal satacağımız dönem, git bu meseleyi çöz” dediler. Zaten tüm bu tür çetrefilli hadiseler bana gelirdi. O tarihlerde THY grevde, çalışmıyor. Adana’ya 3 günde Toros Ekspresiyle veya otomobille gideceksin. Arabaya atladım, zorlu, tehlikeli, hızlı bir yolculukla bir günde vasıl oldum. O tarihte Adana Valisi, Mülkiyeden sınıf arkadaşım, Aydemir Ceylan, Yerel Yönetimler Bakanı Mahmut Özdemir... Her ikisinin talimatı, Aydemir’in yardımları ve emri ile neredeyse tüm rakip şirketlere de ait 250 aracın anahtarlarını aldım ve vilayetin kapısında sahiplerine verdim. İş normale döndü. 

Bizim, Bülent Tosun, Atom Damalı, Erdemir Karakastan ve eşlerimiz, Naile, Tülin, Melek ve Engin’den oluşan harika bir grubumuz var. Bu gruba E.TSKB Genel Müdürü Mülkiyeli Halil Eroğlu ve eşi Elif de katıldı.  Adanalı dostumuz, Ali Münif Yeğenağa ve zarif eşi Maviş’in, harika ev sahipliğinde, onların yaptığı program çerçevesinde güzel ve unutulmaz anlar geçirdik. Şüphesiz, Adana denilince akla Adana Kebap gelir... Öğle, akşam Adana’nın meşhur kebapçılarında, kebaba doyduk. Ben neredeyse reflü oluyordum, ilaç aldım. Bu arada bizim Pepsico Fabrikası yolundan gidilen, Adana’nın Akdeniz’e açılan penceresi olan Karataş’a gidip, nefis balıkları yedik, içtik.. Ne yazık ki, Karataş, harika bir turizm kenti olacakken, fazla gelişmemiş, neredeyse benim bıraktığım gibi... Sönük kalmış. Adana gelişmiş, yeni Hilton (Biz orada kaldık), Sheraton, Divan otelleri açılmış, dolu çalışıyor. Adana4nın gelişmesinde en büyük rol bizim ANAP’lı Belediye Başkanımız, Dostum Aytaç Durak’a ait. Zaman zaman eleştiriliyor... Bizim ülkemizde, iş yaparsan eleştirilirsen, hiç bir iş yapmazsan, kimse tenkit etmez.. Aytaç, kuzeyde yeni bir Adana yarattı, Seyhan’ın iki yanını temizleyip, düzenleyerek halka park olarak açtı. İçinde lezzetli balıklar yetişen, büyük Seyhan Suni Gölü’nü inşa etti. Orayı, güzel bir yaşam merkezi haline getirdi. Kuzeyde Adana-Çukurova Üniversitesi, tüm haşmeti ile yükseliyor. Bu arada, arkadaşımız Ali Münif’in yaptırdığı, Türkiye’de eşi olmayan “Engelliler Parkını ve Tesisleri”ni ziyaret ettik. Engelli evlatlarımızla konuştuk. Ali’yi ve eşini kutluyoruz. 

Üç günlük programımız öylesine yoğundu ki, yakın dostlarım, Teyfik Kısacık’ı, Prof. Dr. Onur Erkan ve eşini, Milletvekili arkadaşım Mehmet Bilici’yi ve Aytaç Durak’ı arayamadım. Artık gelecek sefere... Sadece Değerli Dostum, Adana’nın en tanınmış siması, duayeni, Tunus ve Finlandiya Fahri Konsolosu, iş adamı SN. Nuri Sabuncu’yu, o da havalimanına giderken Engin’le evinde ziyaret edebildik. 

Adana, Aytaç Durak’tan sonra durgunlaşmış, mülki ve yerel yönetimlerin daha fazla çalışması gerekir... Örneğin şehir temiz değil, yolların asfalt kalitesi bozuk, trafik düzensiz. Adana Havaalanı bakımsız, Adana’nın yeni stadyuma ve Süper Lig’de bir takıma ihtiyacı var... Adana ve Çukurova bölgesi, mümbit, iklimi güzel doğa ve çevre koşulları ile Türkiye’nin, kültür, sanat, sanayi, turizm olanaklarına daha fazla sahip yöresi olabilir. Adana’da harika günler geçirdik, keyifli, nefis bir gezi oldu. Bunun en büyük nedeni, grubumuzun zarif, kibar, birbirine saygılı, centilmen, anlayışlı, güzide, eğitimli, kültür ve görgülü, harika arkadaşlardan oluşmasıdır....