Florida’daki Türk İş İnsanı Hasan Ali Özcan ile Röportaj...

Amerika Birleşik Devletleri’ne son yıllarda gelenlerin sayısı artıyor. Bir yandan Türkler çalışmaya gelirken diğer yandan da çok fazla Türk iş insanı ABD’ye yatırım yapıyor.

Türkiye’de aile şirketleri bulunan Muğlalı Hasan Ali Özcan’ın hikayesi diğer hikayelerden biraz farklı. Türkiye’de aile şirketlerini yöneten ve çok iyi durumda olan Özcan Ailesi 2008 krizinden sonra ticari olarak zor zamanlar yaşayınca şirketlerini kapatıyor.

Türk iş insanı Hasan Ali Özcan da Muğla’nın havasına yakın olduğu için Florida’da 500 bin dolarla yeni bir başlangıç yapmak istiyor. Arkadaşı tarafından dolandırıldıktan sonra pizza dağıtmaktan araba yıkamaya kadar farklı işlerde çalışıyor.

2019’de eşi ile birlikte kendi firmasını kuran Özcan'ın şimdilerde mermer ve traverten ihracatı yapan şirketinde 35’ten fazla çalışanı bulunuyor.

ABD’de 4, Türkiye’de ise 1 şirketi bulunan Atatürk ve Fenerbahçe aşığı Hasan Ali Özcan ile röportajımız…



Öncelikle ABD hikayeniz nasıl başladı?

Amerika’ya gelen herkesin farklı farklı hikayesi var. 2008 yılında başlayan ekonomik kriz bizi de etkiledi ve Türkiye’de birçok yatırımımızı kaybettik. Bu krizin etkisi şirketlerimizde 2013 yılına kadar sürdü ve ben de bu tarihten itibaren sıfırdan başlamak üzere 2013 Eylül itibariyle ABD'ye geldim.

Ardından ne oldu?

Türk yatırımcılar genellikle duyduklarına inanarak yatırım yapıyorlar. Ancak ben, hangi alanda yatırım yapabileceğimi görmek için son paramla buraya geldim. Yerinde görüp ona göre yatırım yapabilmek için geldim fakat çok güvendiğim bir arkadaşım tarafından dolandırıldım. Tampa'da 7 yıl yaşadıktan sonra son 4 yıldır da Jacksonville'de yaşıyorum.



Neden Florida’yı seçtiniz?

Türkiye'de deniz kenarında büyüdüm. 37 yaşına kadar Muğla'da yaşadım. Florida'nın havası büyüdüğüm yerlere yakın olduğu için daha rahat ederim diye düşündüm o yüzden ilk tercihim Florida oldu.

ABD hayatına nasıl başladınız?

ABD hayatım oldukça ilginç başladı. Krizden sonra son param olan 500 bin dolar ile burada yatırım yapmaya geldim. Ben hangi alanda iş yapabileceğimi gözlemlerken yola çıktığım arkadaşım tarafından dolandırıldığım için parasız kaldım. Sıfır parayla sıfır bir hayata başlamış oldum. 4 sene boyunca günde 20 saat çalışarak pizzacılıktan, galeriye, arabaya temizleyerek 4 senem geçti. Attan inip eşeğe binmek gibi bir şey oldu fakat iyi bir tecrübe oldu.



Buradaki Türkler genelde ilk yatırımını ilk tecrübesini ABD’de yapıyor. Fakat sizin Türkiye’de önemli bir aile şirketiniz vardı. Bahsetmek ister misiniz?

Türkiye’de şirketlerimiz vardı. Oteller, alışveriş merkezleri, marketler ve birçok yatırımımız vardı. Fakat 2008 krizinden sonra yaptığımız yatırımların geri dönüşleri zorlandığı için sıkıntılar yaşadık. Biz de her şeyi satıp borçlarımızı ödedik. Kimseye borcumuz kalmadı.

Şu an Florida’da ne yapıyorsunuz?

Mermer ve traverten ihracatı yapıyoruz. Jacksonville ve Tampa’da iki depomuz bulunuyor. 4 yıl önce kendi işimizi kurma şansımız oldu ve gayet iyi ilerliyoruz. Geçen sene 2 binden fazla konteyner mal getirdik ve 30 milyon dolardan fazla ciromuz var bunu her sene artırarak devam ediyoruz. 2 büyük depomuzda mermer ve traverten satıyoruz.



Şu an ki firmanızın temelleri nasıl atıldı?

2013’te Amerika'ya geldikten sonra 4 yıl geçici işlerde çalıştım. İlerleyen dönemde Tampa’daki bir firmada operasyon ve depo müdürü olarak yaklaşık 2 buçuk sene çalıştım. Aslında hiç bilmediğim bir işi öğrenmiş oldum, bana böyle bir faydası oldu. İlerleyen süreçte 2019 yılında o şirketten ayrılıp eşimle birlikte kendi şirketimizi kurmaya karar verdik, bu yüzden Jacksonville'a taşındık. 2019’da buraya taşındığımızda 40 bin dolar bir sermaye ile başladık, fakat koronavirüs ortaya çıktı. İlk 4-5 ay işin başlarında herkes gibi büyük sorunlar yaşadık. Fakat COVID bazı sektörlere olumlu etki yaptı biliyorsunuz. Bizim de biraz şansımız o oldu. İnsanlar kendi evlerine yatırım yapmaya başladılar işler arttı. Ve bizim buralarda bu işi yapan kimse yoktu. Herkes buraya geldiğim için 'köy gibi yere neden gidiyorsun, batarsın' demişlerdi, ben de zaten battım daha fazla batmamak için buraya taşınıyorum diyerek risk aldım. Şunu da atlamamam gerek büyümemizde bizi teşvik eden Miami’deki Royal Stone’a da teşekkür etmem gerekiyor. Bize güvenip 1 milyon dolar kredi açtılar bu yolda ilerlememizde onların büyük katkısı oldu. Ayrıca onlarla bazı ortaklıklarımız var, büyümeye devam ediyoruz.

Ürünlerinizin yüzde kaçı Türkiye’den geliyor?

Tamamı, yüzde 100’ü Türkiye’den geliyor.

ABD’de bu sektörde Türkler yoğun mu?

Mermer ve traverten sektörü evet genellikle Türklerin elinde bulunuyor. Bu işin yapıldığı yerler Teksas'tan Florida'ya, Arizona'dan California'ya kadar yoğun bir şekilde Türkler tarafından işletiliyor. Maalesef, Türklerin bulunduğu yerlerde piyasada oldukça fazla rekabet oluyor. Fiyat kırma politikası uygulanıyor ve bu durum birbirine ciddi zararlar veriyor. İtalyanlar ya da diğer milletler gibi bir birliktelik olmadığı için fiyat kırarak birbirinin müşterisini çalan çok fazla firma var. Hatta bazen zararına satarak rakiplerini elemeye çalışıyorlar. Bu durumdan dolayı piyasa hak ettiği yerde değil. Bir birliktelik sağlansa çok daha iyi olur ama bunun gerçekleşmesi şu durumda imkânsız.



Müşteriler sizi nasıl buluyor?

Biz müşterilerimizle kendimiz ilgileniyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz, tek seferlik mal satayım da ne olursa olsun diye değil, uzun süren bir çalışmamız oluyor. Artık bir isim yaptık, insanların Google’dan bizi bulmaları çok kolay oluyor. İlk başladığımız zaman bütün müşterilere biz gittik. İlk başlangıçta küçük olduğumuz için bazen müşteriler bizimle çalışmıyordu, hatta bir müşteriye 20 kez gitmişliğim var. Amerikalı bir müşterimizdi 21. kez gidince 'tamam artık senden alacağım' diyerek çalışmaya başlamıştık...

Türkiye’de otelleri, avm ve başka markaların şubeleri olan bir iş adamıydınız. ABD’de hayat zor gelmedi mi?

Hayat hiçbir yerde kolay değil. Eğer buraya geldiğinizde Türkiye’de yaptığınız işleri unutmayıp, soyadınızı hatırlarsanız eski gücünüzü hatırlarsanız başarılı olma şansınız yok. Türkiye’deki tecrübelerinizi almanız ve oradaki yaşamınızı, soyadınızı bırakmanız gerekiyor. O yıllar boyunca kazandığınız tecrübenizi burada ciddi anlamda kullanabilirsiniz. Bu ülke, çalışan herkese çok daha fazlasını veriyor. Dürüst olur, çok çalışır, sebat ederseniz burada Türkiye’den çok daha başarılı olabilirsiniz. Tabii ki fırsatları değerlendirmek, doğru adımları atmak ve şansınızın da olması gerekiyor.

Daha yeni yerler açacak mısınız?

Şu an iki yerle görüşmelerimiz sürüyor, önümüzde ABD’de bir seçim var ve piyasanın oturmasını bekliyoruz. Üçüncü, dördüncü hatta beşinci planımızı da yaptık. Ayrıca mozaik ve fayans ürünlerini de katacağız ve kendi inşaatımızı yaparak büyüyeceğiz. Önümüzdeki 5 senenin planını yaptık. Florida, South Carolina ve North Carolina’da büyüyeceğiz. Eğer piyasa şartları izin verirse önümüzdeki yıllarda yeni yerlerimizi açmış oluruz. Bize yakın yerlerde kontrol edebileceğimiz yerleri istiyoruz. Ben her işin kontrol edilmesi gerektiğine inanıyorum, eğer kontrol edilemiyorsa o işte başarılı olma ihtimali yoktur.

500 bin dolar dolandırılma dışında peki geriye dönüp baktığınızda hiç unutamadığınız bir anınız var mı?

İlk geldiğimde Türk bir pizzacının yanında çalışıyordum. Arabayı da bir Türk’ten almıştım. 1.700 dolarlık arabayı bana 7.000 dolara satarak kazıklamıştı. O araba ilk gün bozuldu. Hiç unutmuyorum, gece 11’de pizza dağıtıyorum. Ne yapacağımı, kimi arayacağımı bilemedim, ilk defa orada ağladım. Ben ne yapıyorum bu ülkeye neden geldim diye. Sonraki süreçte o pizzacıya gitmek için günde 4 saat yürüyordum. Günlüğü 50 dolar kazanmak için 10 gün boyunca 8 saat yürüdüm gidiş geliş. Çok stresli zamanlardı. Bir diğer unutamadığım durum ise eşimle bebeğimizi kaybetmek oldu. 11 sene gerçekten zor geçti. İnsanlar "Amerika'dasın ne güzel" diyorlar. Ama kolay değil, en başında ülkenizden sonra sevdiklerinizden fedakârlık ediyorsunuz.

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Ebru Hanım demezsek olmaz…

ABD’de doğru insan çok önemli. Sen de Ebru’yu tanıyorsun. Biz eşimle 2016’nın sonunda tanıştık. O günden beri hep yanımızdaydı ve bu işleri birlikte kurduk. Birlikten dirlik olur, eşinizle beraber bir yerlere gelmek için çalışıyorsanız mutlaka bir yerlere geliyorsunuz. Allah razı olsun, hem özel hayatımda hem iş hayatımda beni yalnız bırakmadı, hep yanımda oldu. Biz erkekler kadınlara göre daha zayıf karakterde ve insanlara çabuk güvenen varlıklarız.

Benim fikrim bilmem katılıyor musunuz Hasan Bey, ABD yalnız başına zor…

Çok zor… ABD’de gerçekten iyi bir eşin varsa, o senin arkandaysa ve birlikte yürüyebiliyorsan başarılı olmamak için bir sebep yok. İki tarafın da sebat etmesi önemli ama asıl kadının sebat etmesi çok daha değerli. O yüzden kadın burada önemli bir rol oynar. ABD’de eşi yanında olmayan ya da eşlerinin buraya alışamayanlarını görüyorum. Daha çabuk yılgın olduklarını ve başarısız olduklarını söyleyebilirim

Türkiye ve ABD’yi ticaret anlamında kıyaslarsak sizce hangisi daha kolay?

Türkiye’de her şeyi kılıfına uydurmak diye bir durum var. Ben 13 yaşından beri babamla ticaretin içerisinde büyüdüm. Ticarette söz çok önemlidir. O yüzden bizim sözümüz, imzamızdan kıymetlidir. Türkiye’de bırakın sözü, çekle, senetle ticaret yapılamaz duruma geldi. O zamanlar da öyleydi maalesef, insanlar verdikleri sözleri tutmadığı gibi, çekleri de ödemiyorlardı. Burada çok farklı. Amerikalılardan pek kazık yemezsiniz. Amerikalılarla çalışıyorsanız, ödeme günü, şartları bellidir. Vergi tarihleri de belli. Amerika’daki Türkler’de de hala aynı Türkiye mantığı var.

Türkiye’den mal alımlarını nasıl yapıyorsunuz?

Türkiye’de kendimize ait Sun Mermer adında bir şirketimiz var. Başında da kardeşim İlhami Özcan bulunuyor. İzmir’de 10’a yakın çalışanımız var. Mal alımlarını o şirket üzerinden yapıyoruz.

500 bin dolarla ne planlıyordunuz?

Önce ne yapabileceğimi görmek istedim. Buraya gelen Türklerin yaptığı en büyük yanlışlardan birisi, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek. Ben ne yapacaksam önce o işte çalışayım, bakayım sistem nasıl işliyor göreyim derim. Türkler, bunlar bu işi yapıyorsa biz de girelim diye hareket ediyor. O işte alışmak sonra yatırım yapmak gerekiyor. ABD’de genelde mermercilerden batan fabrika sahipleri. Çünkü ABD sistemini bilmiyorlar ya da umursamıyorlar zaten Türkiye’de bir geliri var diye düşünüyorlar. Genelde sıfırdan başlayan Türkler daha başarılı oluyor.



Çalışan bulmakta zorluk çekiyor musunuz?

Türkiye’den son yıllarda gelenler bana ‘Biz ne zaman zengin olacağız?’ diye soruyorlar. Hepsinin hayali hemen zengin olmak. Çalışanın kazandığı bir ülke burası. ABD’de çalışmazsanız yok olursunuz. Kolay para umuduyla gelenler maalesef hayal kırıklığına uğruyor. Çalışanlarla aranızdaki ilişki de önemli, eğer çalışanlarınız mutluysa ve hak ettiğini alıyorsa doğru yoldan büyüyeceksiniz demektir. 'Patron' şirketi başarılı olamıyor, bizde birliktelik ve beraber çalışıp beraber yükselelim mantığı var. Çalışanlarımızın hakkını vermekte gayret gösteriyorum ve bu konuda söylemem gerekir ki piyasanın üstünde maaş veriyorum. Bu da işimizi daha güçlü kılıyor. Doğru zamanda doğru işleri yapmak, doğru zamanda doğru adımları atmak lazım ama en önemlisi çok çalışmak. Geçtiğimiz 8 yılda 19 ameliyat oldum, hastaneden çıkıp işime geliyordum.

Hobileriniz nelerdir?

Araba merakım oldukça fazla. Ayrıca gördüğünüz gibi de Türk plakaları koleksiyonum var. Atatürk ve Fenerbahçe plakalarım var. Jacksonville, Miami ile Boca Raton’daki dostlarımla vakit geçirmeyi seviyorum.

Son sözünüz nedir?

ABD’ye gelmek isteyen ya da burada olup başarılı olmak isteyenler için tavsiyem çok çalışın ve dürüst olun. Türk mantığıyla hemen zengin olurum diye düşünmesinler. Hangi işi yapacaklarsa o işin temelinde çalışarak kendi yollarını bulabilirler. Çok fazla sıkıntı çekerek buraya geliyorlar, hemen pes etmesinler. Her şey sizin elinizde, ne yapıyorsanız kendinize yapıyorsunuz. Başkasından bir şey beklemeyin. Yolunuz açık olsun…