40 yıldır ülkenin kanını emen terör belasının üzerine nihayet bu kadar kararlılıkla gidilmesi, perde gerisini de net bir şekilde ortaya çıkarmaya başladı.  Artık gün gibi aşikar ki; bunca yıldır PKK terör örgütü  Amerika ve Avrupa ülkeleri tarafından desteklenmiş, silahlandırılmış ve Türkiye’ye karşı kışkırtılmıştır.

Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, uzunca bir süredir Amerika ve Avrupa ülkelerine karşı “teröre bakış açıları üzerinden” yapılan eleştiriler her şeyi ortaya koymaktadır.

Bugüne dek teröre el altından silah sağlayan Amerika, son dönemde Türkiye’nin “gerçekleri dile getirmedeki kararlığı” karşısında; YPG’ye vereceği silahlar için kongre kararı alarak, teröre desteğini resmileştirmenin yanında “ilan etmiş” oldu. 

YPG, PYD, PKK, PDY (FETÖ)’nün kan kardeşi olduğunu da göz önüne alırsak, bu örgütlere verilen ve verilecek olan her türlü desteğin Türkiye’ye karşı işlenmiş ve işlenecek olan düşmanlık olduğunu artık herkesin kabul etmesi gerek!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD ziyareti öncesinde “ABD’ye ziyaretimiz virgül mesabesinde değil, nokta mesabesinde olacaktır” derken, bu gerçekleri yeni Başkan Trump’un yüzüne bizzat söyleyerek “Ya terörden yanasınız, ya barıştan, yani müttefikiniz olan bizden yanasın, ya hiçbir meşruiyeti olmayan terör örgütlerinden yana. Tercihinizi yapın” mealinde şeyler söyleyeceğini ortaya koymuştu.

Şimdi Trump-Erdoğan görüşmesinin öncesinde; Erdoğan’ın ziyaret programlarını bir hatırlayalım;

- 10 Mart 2017; Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek ve Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) 6. toplantısına katılmak üzere Rusya’ya bir ziyaret gerçekleştirdi.

- 30 Nisan 2017; Erdoğan, Hindistan’a resmî bir ziyaret gerçekleştirdi.

- 3 Mayıs 2017; Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Rusya’ya bir ziyaret gerçekleştirdi.

-9 Mayıs2017; Erdoğan, Kuveyt Emiri el Sabah ile görüşmek ve Kuveyt Uluslararası Havalimanı’nın yeni terminal binasının temel atma törenine katılmak üzere Kuveyt’te bir ziyaret gerçekleştirdi.

- 12Mayıs 2017; Erdoğan, Pekin’de düzenlenen Uluslararası İşbirliği İçin Kuşak ve Yol Forumu’na katılmak ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmelerde bulunmak üzere Çin Halk Cumhuriyeti’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. Burada ayrıca Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile ayrı ayrı görüşmeler yaptı.

Ve Erdoğan ABD’ye gitmeden önce “Ziyaretimiz, virgül değil, nokta mesabesinde olacaktır” diyerek “kat’i sonuçlar” beklediği bir yolculuğa çıkacağının sinyalini veriyordu.

Böylesine geniş bir satranç alanında son hamle ABD’de yapıldı. 

Açıklamaların yanında vücut dillerine kadar her ayrıntının önem taşıdığı bu ziyaret “Terörü desteklemekten vazgeçin” mesajının açıkça verilecek olmasından dolayı önem taşıyordu.

Trump Erdoğan’ı “söyleyeceklerini bilerek” karşıladı. Vücut dilini de ona göre ayarladı. Zaten teröre desteğini senatoda resmileştirmişti; bu onun için “gayrimeşruluktan kurtuluşun” bir yoluydu!

Esas olan Erdoğan’ı “kendi vatandaşları tarafından küçük düşürmeyi” başarabilmekti.

Bunu yapabilirlerse Erdoğan’ın sözleri perdelenebilirdi.

Nitekim Büyükelçilik konutu önünde PKK’lı bir grup protesto gösterisi yaptı. Olaylar büyüdü; ABD polisi seyretti. Ve korumalar, “haddini aşan” göstericilileri “ABD polisine rağmen” dağıttı.

Nihayetinde “ABD'de Erdoğan'ın korumaları ve bir Türk sürüsü Kürtlere saldırdı” ifadelerinin kullanıldığı haberler, maksadı ortaya koyuyordu.

Sonra Trump Ortadoğu sahasına indi. Başkan olduktan sonra ilk ziyaretini Müslümanların kıblesinin, peygamberinin makamının  bulunduğu Suudi Arabistan’a, yaptı.

Konuşmasında, "radikal İslami terörizm" sözünü kullanmadı ama "İslamcı aşırılık" ve "İslamcı terör grupları" kavramlarına yer vererek “maksadını yerine getirmeye çalıştı.

Kıbrıs Harekatında “Benden aldığın silahlarla Rumları vuramazsın” diyerek Türkiye’ye “ambargo” uygulayan  ABD, bugün Türkiye’ye karşı tehdit olduğu herkesçe bilinen terör örgütlerine “silah bağışlamaktadır!”

İzahı şudur; ABD  Ortadoğu’da kendi askerlerinin “Savaşçı olarak yoğunlukta olmadığı” bir savaş vermektedir. Silah ABD’den, asker terörden!

Süslü cümlelerle oyalama taktiği uygulamaktadır. 

Teröre verdiği desteği hemen çekmezse dostluk bitmiştir. Müttefikliğin bağlı olduğu “pamuk ipliği” de kopma noktasındadır!

“ABD artık “terörist askerleriyle” savaşmaktadır ve sınırımızdaki düşmandır!”