TÜRKİYE İRAN AMBARGOSUNA EVET DER Mİ?

ABD, BM kararı olmadan, İran’a yaptırım uygulama konusunda pek taraftar bulamayacağını biliyordu. Fakat, Çin’in Pakistan’la anlaşma imzalayarak, Yeni İpek Yolu’nu İran üzerinden Akdeniz’e uzatma hazırlığı ortaya çıkınca, İran’a yaptırım kararı, BM kararı olmamasına rağmen yeniden gündeme geliverdi. 

Büyük bir olasılıkla, Evanjelik Rahip Brunson krizine çözüm bulmak amacıyla, “yüzyüze görüşmeler yapmak” üzere Washington’a giden Türk heyetine de, İran’a yaptırım uygulama kararına uyma daveti yapılacaktır. Pentagon, İran’a yaptırım konusunda Türkiye’yi yanına alabilmek ve iki komşu ülkeyi birbirine düşürebilmek için, Zarrap Dosyası’nı bir tehdit olarak mutlaka kullanacaktır. 

Bütün bu gerçekler dikkate alındığında, döviz fiyatlarının uçuşa geçtiği bir dönemde ABD’ye, Brunson krizini “yüzyüze görüşmlerle” çözmek için giden heyetin işi hiç de kolay olmayacaktır.

ABD ile Türkiye arasında tarihin en derin krizi yaşanıyor. 15 Temmuz bağlantılı olarak tutuklanan Pastör Brunson, iki müttefik ülke arasındaki krizin ana figürü oldu. 

ABD, Amerikalı ideologların Yeni Dünya Düzeni bağlamında kurguladıkları Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirme konusunda ısrarını sürdürürken, Türkiye de varlığını, birliğini toprak bütünlüğünü, ekonomisini tehdit eden gelişmeleri kendi gücüyle savuşturmaya çalışıyor. 

ABD, hedef aldığı bütün ülkelere olduğu gibi, Türkiye’ye de sözünü geçirebilmek için çok yönlü olarak saldırıyor; hem askeri/terörü hem diplomasiyi hem de ekonomiyi silah olarak kullanıyor. Önce, 15 Temmuz darbe girişimiyle, dostluk ilişkileriyle asla bağdaşmayan çok ciddi bir operasyona başvurdu. Olmadı; başaramadı. Milletçe tankların paletleri altına yattık, engelledik. 

Fakat, içerde Rothschild Ailesi’yle iktidar kavgasında olan Pentagon’un acelesi var; Ortadoğu’yu kontrol altına alıp Çin’in önünü kesmeye hazırlanıyor. Çin’in İngiliz desteği ile hayata geçirmeye çalıştığı Yeni İpek Yolu devreye girerse, ABD ekonomisi, dolayısıyla ABD çok zor bir sürece girmiş olacak. Yeni İpek Yolu’nun Batı’ya açılan en önemli kapılarından biri de İran. 

Tüm dünyayı İran’a yaptırım uygulamaya çağıran Trump yönetimi, 1 Ağustos’ta, Evanjelist rahibin serbest bırakılmaması nedeniyle, uygulanan bazı yaptırımlara ek olarak, iki bakanımıza da yaptırım uygulanacağını açıkladı. 

Türkiye’nin yanıtı gecikmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, soğukkanlılığını korumaya çalışan, diplomasiyi ön plana çıkaran bir dil kullanmaya özen göstererek, “Biz de misilleme yaparız” dedi. 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Singapur’da ABD Dişişleri Bakanı Mike Pompeo ile yaptığı görüşmeleri, “Yapıcı” olarak niteledi. 

Bu gelişmeler paralelinde bir Türk heyeti, krizi “yüzyüze yapılacak görüşmelerle” çözmek üzere Washington’a gitti. Bu ziyaretin 12 Ağustos öncesine rastlaması çeşitli yorumların yapılmasına neden oldu. Yapılan yorumlarda dile getirilen kaygılar haksız sayılmaz. Çünkü, 12 Ağustos’ta Zarrap yeniden yargı önüne çıkıyor. Bu yargılamada  Halk Bankası’na çok yüklü bir tazminat cezası çıkma olasılığı var. Siyasi yönü ağır basan böyle bir kararın çıkması durumunda, bütün banklarımız, dolayısıyla ekonomimiz çok olumsuz etkilenir. 

Trump yönetimi, iki müttefik ülke arasında, Rahip Brunson nedeniyle giderek tırmanmakta olan krizi Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanmak istiyor. 

 Trump’ın BM kararı olmamasına rağmen, “Şii Kuşağı’nın İsrail’e tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle, tüm dünya ülkelerini İran’a yaptırım uygulamaya çağırıyor. AB ülkeleri bu davete sıcak bakmadılar ve İran ile ticari ilişkilerini kesmeyeceklerini açıkladılar. 

ABD, BM kararı olmadan, İran’a yaptırım uygulama konusunda pek taraftar bulamayacağını biliyordu. Fakat, Çin’in Pakistan’la anlaşma imzalayarak, Yeni İpek Yolu’nu İran üzerinden Akdeniz’e uzatma hazırlığı ortaya çıkınca, İran’a yaptırım kararı, BM kararı olmamasına rağmen yeniden gündeme geliverdi.

Büyük bir olasılıkla, Evanjelik Rahip Brunson krizine çözüm bulmak amacıyla, yüzyüze görüşmeler yapmak üzere Washington’a giden Türk heyetine de, İran’a yaptırım uygulama kararına uyma daveti yapılacaktır. Pentagon, İran’a yaptırım konusunda Türkiye’yi yanına alabilmek ve iki komşu ülkeyi birbirine düşürebilmek için, Zarrap Dosyası’nı bir tehdit olarak mutlaka kullanacaktır. 

Peki, neler var, İran’a uygulanacak yaptırımlar listesinde: 

İran ABD dolarıyla ticaret yapamayacak.

Altın ve diğer değerli madenleri alıp satamayacak,

Otomotiv ve yedek parça ticareti kısıtlanacak; bu kararlara uymayan ülke ve şirketler de yaptırım kapsamına alınacaklar. 

PEKİ TÜRKİYE NE YAPACAK?

İran’la 10.7 trilyon dolarlık bir ticaret hacmi olan Türkiye, komşusundan 7.5 milyar dolarlık doğalgaz alıyor. Evlerini ısıtıyor, fabrikalarını çalıştırıyor. İran’ın ihracat yaptığı ülkeler listesinde Türkiye, Çin, Hindistan ve Güney Kore’den sonra dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye, Pentagon istedi diye, İran’la yüzyıllardır sorunsuz sürdürdüğü  komşuluk ilişkilerini kesemez ki..

Fakat, ABD’nin acelesi var. Yeni İpek Yolu ABD’nin korkulu rüyası. ABD’nin biran önce Ortadoğu’daki, Doğu Akdeniz’deki ve Kuzey Afrika’daki işlerin tamamlayarak Çin’in karşısına dikilmesi gerekiyor. Bu arada, İran ve Türkiye, Yeni İpek Yolu’nu Akdeniz’e bağlayan iki önemli geçit olarak öne çıkıyor. ABDli Evanjelistler İsrail’i mutlu etmeyi, Nil’den Fırat’a uzanan “Vaad Edilmiş Topraklar”ına kavuşturmayı kutsal bir görev sayıyorlar. Başta Başkan Yardımcısı Pence olmak üzere, bu amaca hizmet ettikleri oranda sevap kazanacaklarına inandıkları için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.  “Vaad Edilmiş Topraklar”ın sınırı Nil’den Fırat’a uzandığına göre, Evanjelistlerin Mısır’a, Suriye’ye, İran’a ve Türkiye’ye hangi gözle baktıklarını söylemeye gerek var mı? Nil’den Fırat’a uzanan topraklar “Büyük İsrail” için “temizleniyor”. 

WASHİNGTON KULİSLERİNDEKİ EGEMENLİK SAVAŞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rahip Brunson kriziyle ilgili konuşmasında, “Bu sadece Evangelist, Siyonist bir yaklaşımın tezahürüdür; olayın aslı budur. Ve burada Sayın Trump çok büyük bir oyuna gelmiştir. Oyun kurucularını da gayet iyi biliyorum, onu da söyliyeyim. Ve bu oyunu Sayın Trump’ın bozması gerekir” derken, Washington kulislerinde yaşanan egemenlik savaşına işaret ediyordu. 

Çin’in artık kendisi için çalışma kararı almasından ve Yeni İpek Yolu’nu hayata gaçirme çalışmalarını ısrarla sürdürmesi üzerine ABD, ucuz işgücüne sahip yeni bir üretim alanı oluşturuyor. Kuzey Afrika ülkelerinde asgari ücret 70-200 dolar arasında. Yeterli sayıda çalışacak eleman var ve Avrupa pazarına çok yakın.. Fransa ne kadar ağlarsa ağlasın, eski arka bahçesi Kuzey Afrika da ABD kontrolüne geçiyor. 

Pentagon, bu operasyonları yönetebilmek için de, Arabistan’da, Akabe Körfezi ve Süveyş Kanalı’na bağlantılı olarak, Körfez ülkesi büyüklüğünde, 30 bin kilometrekarelik NEOM adlı bir kent inşa ediyor. Ergün Diler’in yalancısıyım, proje, Çin’in Yeni İpek Yolu destekçilerinden Rothschild Ailesi’ne aitmiş, ama NEOM’u Pentagon sahiplenip hayata geçirmeye başlamış bile.. Yakında Süveyş Kanalı çevresinde bir “Süveyş Devleti” kurulması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. (Bknz: Mısır’ı Kendi Ordusu mu Bölecek?”  23. 07.2013) http://www.oncevatan.com.tr/misiri-kendi-ordusu-mu-bolecek-makale,29806.html

ABD ORTADOĞU’YA MI TAŞINIYOR?

Küresel ısınma ve Evanjelik inanç, Çin’in Yeni İpek Yolu’nu hayata geçirme  hazırlıkları ABD’yi Ortadoğu’ya yönlendiriyor. ABD’li bilimadamlarının Büyük Ortadoğu Projesi’ni kurgularken dikkate aldıkları bazı tarihi ve jeopolitik gerçekler vardı. Küresel ısınma nedeniyle kuzey kutbundaki buzların erimesi demek, ABD’nin birçok kentinin sular altında kalması demektir. ABD’li Evanjelistlerin Ortadoğu’ya, Büyük İsrail coğrafyasına bu kadar ilgi göstermesinin ruhani boyutları kadar, dünyanın periyodik olarak yaşadığı tufanların da etkisi var. İran’a yaptırım, Pentagon’un Ortadoğu’ya yerleşme operasyonu için kullandığı bir atlama tahtasıdır. 

Bütün bu gerçekler dikkate alındığında, döviz fiyatlarının uçuşa geçtiği bir dönemde ABD’ye, Brunson krizini “yüzyüze görüşmlerle” çözmek için giden heyetin işi hiç de kolay olmayacaktır. 

Küresel çapta, izlemekte zorlandığımız ve ülkemizi de hedef alan büyük bir değişim yaşanmakta.

Allah yardımcımız olsun.