7nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in cenaze töreninde Ankara’da idim, düzenlenen törenlere katıldım. Akseki Camiinde tören öncesi, bir vatandaşımızın telefonla bir dostunu “Memleketi iç savaştan kurtardı kardeşim, çalmadılar çırpmadılar, törene gel” diye yüksek sesle daveti dikkatimi çekmişti. 
Oysa, yazılı ve görsel basında 12 Eylül’ün liderine atıp tutanlar ve “Erdal Eren’in yaşını büyütüp astılar” diyenlerden geçilmiyordu. Bu Erdal Eren olayının aslını Saygı Öztürk 12 Mayıs 2012 günü Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde yazdı. Ben de Saygı ÖZTÜRK’ün bu makalesinin ilgili bölümünü özetleyerek sizlere aktarıyorum. 
30 Ocak 1980 tarihinde ODTÜ öğrencisi Mehmet Sinan Suner, bir çatışmada polis tarafından öldürülünce Halkın Kurtuluşu Örgütü mensupları da 2 Şubat 1980’de bu olayı protesto için Hoşdere Caddesinde toplanmış. 
Olay yerine gelen askerler; slogan atan topluluğu dağıtmak ve kişileri yakalamak için harekete geçiş ve Reşat Nuri Sokağa doğru slogan atarak giden grubun peşine takılmış. 
8 numaralı Ayyıldız Apt. bahçesinden 3-4 el ateş edilen İnzibat eri Zekeriya Önge yere düşmüş, ateş eden Erdal Eren etrafı çevrilerek yakalanmış, tabanca da bulunmuş. Bu arada İnzibat eri Zekeriya Önge hastahaneye kaldırılırken yolda vefat etmiş. Yapılan incelemede mermilerin Erdal Eren’in tabancasından atıldığı da belirlenmiş ve Erdal Eren de, ifadesinde olayı itiraf etmiş. 
Nüfus kayıtlarına göre 25 Eylül 1961 tarihinde doğan Erdal Eren, suçun işlendiği tarihte 18 yaşını 4 ay 7 gün geçmiş. 
Erdal Eren askeri mahkemede yargılanmış ve idam cezası verilinceye kadar da yaş konusu gündeme getirilmemiş. Temyiz aşamasında “Erdal Eren’in nüfustaki doğum kaydı 25 Eylül 1961 dir. Ancak fizyolojik yapısı itibariyle 18 yaşından küçük olduğu, bu nedenle gerçek yaşının tesbitinin gerekli olduğu” ileri sürülmüş. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu da “Eren’in doğum tarihinde bir ihtilaf olmadığı” gerekçesi ile iddiaya itibar etmemiş ve idam kararını onaylamış. 
Saygı Öztürk’ün mahkeme zabıtlarından naklettiği olayda görüldüğü gibi Erdal Eren’in yaşının büyütülmesi söz konusu olmamakla beraber sosyal medya bu tür gerçek dışı haberlerle dolu. 
Ayrıca yazar Taha Akyol’da 12 Eylül’de hapishanede iken Askeri Yargıtay’ın kararlarını incelediğini ve arkadaşlarına “Bizi yargılayacak hakimler Stalinci olsa bile sonunda beraat ederiz. Çünkü Askeri Yargıtay gerçekten hukuka bağlı. Emirle karar vermezler.” dediğini 12 Mayıs 2015 günü Hürriyet Gazetesi’ndeki sütununda yer verip, askeri yargı konusunda önemli bir tesbit yapmıştır. 
Bu gerçekler ve tesbitlere rağmen ne yazık ki meydanı ileri geri konuşanlar işgal etmiş gibidir. Oysa 35 yıl öncesinin genç kuşaklara çıkarılan derslerle birlikte yansıtılması gerekmez mi? 
Sayın Evren’e Ulu Tanrıdan rahmet diliyorum. 
Mekanı cennet olsun.