Henüz daha yolun yarısı.

Tıp Fakültesini bitirmişti.
Acil tıp uzmanı olmuştu.

Görevi hastaları iyileştirmekti.
Ama kendisi hasta oldu.
Genç yaşta deri kanseri teşhisi kondu.

Tedavi için gitmediği yer kalmadı.
Ankara, Denizli, İzmir, Gaziantep'de şifa aradı, durdu.
Son çare bir yıl önce Manisa’ya sığındı.
Ama kalacak yeri yoktu.


Manisa Devlet Hastanesi’nin bahçesinde bir bankın üzerinde uyumak zorundaydı.
Gündüz hastanede tedavisini sürdürüyor, gece bahçede yatıyordu.
Bir gün hastanede tedavi olurken bahçede bıraktığı valizinden kemoterapi ilaçlarını çaldılar.
Perişan oldu.
Çünkü çalınan sadece ilaç değil hayatıydı.
Hırsızın bulunması için çalmadığı kapı kalmadı.
Bulamadılar.
Yeni ilaç da alamadı.
Vermediler de.

Çaresizlik içinde gündüz hastanenin içinde, gece parkta hayata tutunmaya çalıştı.

Dün sabah temizlik işçileri Manisa Devlet Hastanesi’nin bahçesindeki bankın üzerinde hareketsiz yatan bir insan buldular.
Hemen sağlık ekipleri geldi.
Yapılan kontrolde öldüğü anlaşıldı.
Hüseyin Ayılmazer’di.
Kalacak yeri olmadığı için hastane bahçesinde can veren acil tıp uzmanı Hüseyin Ayılmazer.

35 yaşında…

Bir hastane bahçesinde kimsesiz, sahipsiz, çaresiz bir şekilde can verdi. Alıntı