Bugün 3 Mayıs. Dünya basın özgürlüğü günü. Ne tesadüf ki aynı zamanda benim de doğum günüm. 
Önce 1 Mayıs’ta yurdumuzda neler oldu, bir hatırlayalım. Çünkü o gün yaşananlar, basın özgürlüğünde ülkemizin düştüğü seviyeyi göstermesi açısından ayrı bir önem taşıyor.
Kolluk kuvvetlerinin, sarı basın kartı yok ise adeta terörist muamelesi yaptığı bazı gazeteciler,  malesef gaz kapsülüne ve şiddete maruz kaldı. 
Aksaray ilinde bir emniyet müdür yardımcısı, herkesin gözü önünde bir gazetecinin kafasına telsizle vurdu. Olaydan sonra Aksaray valisinin gazeteciden özür dilediği açıklandı. Ama şiddete başvuran emniyet personeli hakkında hukuki işlem yapılıp yapılmadığını henüz öğrenemedim. 
Tek amacı görevini yapmak olan gazeteciler bu kadar zor koşullarda çalışırken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası, tüm yurtta gazetecilere uygulanan şiddet ve baskıyı kınayan, ortak bir açıklamada bulundu. 
1985 yılında başladığım gazetecilik hayatım boyunca, meslektaşlarımın hiçbir 1 Mayıs’ta bu kadar baskı altında tutulduğunu hatırlamıyorum.
Konuyu kongre üyesi olduğum Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Örgütü’ndeki (http://www.ire.org) arkadaşlarıma da sordum. Türkiye’de artık basın özgürlüğünün kalmadığını söylediler.
Aslında bizi basın özgürlüğü konusunda sık sık eleştiren batıda da olumsuz örnekler yok değil. 
Avustralya’da yayın yapan SBS kanalının sunucusu Scott Mc Intrye, Anzak gününde attığı Twitter mesajları yüzünden işten atıldı. 
Scott Mc Intrye, Anzakların Anadolu’ya gelmesini ‘’emperyalist bir işgal’’ olarak nitelendirerek, ‘’kültleştirilmesi de modern toplumun tüm ideallerine aykırıdır’’ yorumunda bulundu. 
Sunucu, “Mısır’da, Filistin ve Japonya’da Anzaklar tarafından gerçekleştirilen yargısız infazları, yaygın tecavüzleri ve hırsızlıkları anıyoruz.” mesajını yazdı. 
Kanalın direktörü bu mesajlar üzerine harekete geçerek Mc Intrye’i işten kovdu.  
Doğruyu söyleyen bir gazetecinin dokuz köyden kovulmadığı, emniyet güçlerinin görev başındaki basın emekçilerine kolaylık sağladığı ve basın üzerindeki her türlü baskının kalktığı bir güne uyanabilmek dileğiyle, sansürsüz günler diliyorum.