Her yeni bir yıl öncesi müthiş heyecan duyarız, yepyeni umutlar besleriz, iyi dilek ve dualarda bulunuruz, yalnız kendimiz ve sevdiklerimiz için değil, tüm dünya için hem de! Herşeyin en güzeli, en iyisi olsun isteriz. Artısıyla eksisiyle geride bıraktığımız yılın muhakemesini yapar, artılar fazlaysa yeni yılın en az bu kadar güzel olmasını dileriz, eksiler fazlaysa da gelen yenisinin gideni aratmamasını temenni ederiz.

Son yıllarda bu devir teslim törenleri iyice hızlandı mıdır nedir, eski yıl ne zaman bitiyor, yenisi ne zaman başlıyor, takip edebilene, çetelesini tutabilene aşkolsun! Sanki daha dün gibi eski yılı uğurluyoruz bir bakıyoruz ki hop yeni yıl kapıda, birazdan kapımızı çaldı çalacak! 2017 de öyle olmadı mı? Ne kadar az konuk ettik kendisini, misafirliği ne kadar da kısa sürdü? Oysa şöyle bir durup düşünürsek neler de sığdırdık aslında! Ne kitaplar bitirdik, ne kadar yeni bilgi kattık hayatımıza, çocuklarımız birer yaş daha büyüdüler, birer sınıf daha bitirdiler, belki liseli, belki üniversiteli oldular, belki iş hayatına atıldılar ya da asker oldular, belki evlendiler hatta anne-baba oldular. Ne seyahatler, ne tatiller yaptık, nereleri gördük, ne partiler verdik, ne davetlere katıldık, belki yeni bir işimiz ya da yeni bir evimiz oldu. Mesela biz kıtalararası yepyeni bir yaşam serüvenine atıldık, yepyeni bir kıtada, yepyeni bir şehirde, yepyeni insanlarla sıfırdan başladık hayatımızın yeni dönemine! Çocuklar yeni okulun yanısıra yeni arkadaşlar edindiler. Eşim yeni işyerinde mevcut görevine devam ederken, ben hem mevcut öğrencilerimle online derslerime, hem de yeni öğrencilerimle Amerika’daki derslerime başladım. Yepyeni arkadaşlıklarla sarmalanıyoruz, sosyalleşiyoruz, komşularımız büyükten küçüğe boncuk gibi dizilerek kapımızı çalıyorlar, hoşgeldiniz diyorlar, ne de hoş geliyor bu karşılama bize!

Herşey mükemmel miydi peki? Elbette ki hayır! Tabii ki üzüntülerimiz, dertlerimiz de oldu, canımızı acıtan erken kayıplarımız da, hastalıklarımız da, özlemlerimiz ve iç burukluklarımız da, daha önce hiç karşılaşmadığımız ama şükürler olsun ki başa çıkabildiğimiz zorluklarımız da…  İyisiyle kötüsüyle, eğrisiyle doğrusuyla sezon finali yapıyoruz Aralık sonunda! Hiçbirimiz bir önceki yılki biz değiliz, bu yılki yaşanmışlıklarımız da dahil artık yaşam kotamıza… Biraz daha farkındayız herşeyin, algılarımız bıraz daha açık, daha içseliz belki tüm bu hayat karmaşasına rağmen, daha güçlüyüz, daha olgunuz, daha şükürlüyüz, etrafımızdakilere daha duyarlıyız… Bu yılın sloganı benim için “Hiçbir şey tesadüf değildir!” oldu, karşılaştığım insanlar, dostlarımla konuştuklarımız, okuduklarımız, paylaştıklarımız, yaşadıklarımız  öylesine bu sözü doğrularcasınaydı ki, farkındalığımıza şükrettik çoğu kez göz pınarlarımızdaki yaşlarla… Bu çok enteresan bir frekans!  Milliyet, cinsiyet, ırk, din, dil ayırt etmiyor… Mesafeler saliselerle aşılıyor, sanki arada hiç zaman-mekan farkı yokmuşçasına, gönül birlikteliği bambaşka bir his azizim!!!

Seni uğurlamamıza sayılı günler kaldı 2017! Daha gitmeden koca bir yılın muhakemesini yaptırdın bile bize. Daha çok iyilik, daha çok sevgi, daha çok barış getirebilir miydin bilmiyorum ama bence farkındalık ve aydınlanma getirdin! Dilerim 2018 bunun devamı ve bir üst versiyonu olur ve bizler hepimiz içimizdeki gücün farkına varır ve etrafımıza bunu yaymak ve bir araya gelerek daha da güçlenmek için güzel fırsatlar yakalar ve bunları en iyi şekilde değerlendiririz. Biz dünya insanları boncuk gibi dizildik, umutlarımızı yüklendik, seni bekliyoruz 2018! Hoşgeliyorsun şimdiden!!!