Değerli okurlarım Türkiye 1 kasımda seçime gidiyor. Türkiye bu seçimde kendi kaderini çizecek. 7 Haziran seçimlerinde “olacak olan bellidir” başlıklı yazımda seçimlerin ve sonucunun nereye varacağını kısmen tahmin etmiş ve gidişatın hangi yönde olacağını yazmıştım. Nitekim yazdığım  gibi de siyaset bu anlamda sirayet etmiş oldu. 
1 Kasımda ülke kaderi oylanacaktır. Bu doğrultuda çok bilinmeyenli denklem gibi sonucun olmayacağı kanısındayım. Ama bir etkileyici faktör olarak da şunu demeden geçemeyeceğim. 
Meclis dışındaki partilerin meclisteki partiler ile birleşeceği hususunda netlik çizebiliriz. Çünkü ülkenin kaderini tayin edecek bu seçimde partiler kendi aralarında vizyonu ve misyonuna uygun meclisteki partiler ile işbirliği yapacaktır. Bu da son derece normaldir.
MHP’nin milliyetçi camiayı ve kendi misyonuna uygun partileri kendi çatısı altında toplaması ve milliyetçi oyları bünyesine katması artık kaçınılmazdır. Büyük Birlik Partisi ve Yurt Partisi bu anlamda örnek teşkil edebilir. Diğer anlamda ise “Saadet Partisi Ak Parti ile zaten aynı gelenekten geliyor bu da Saadet partisinin oylarının Ak Parti’ye gideceğinin resmidir.
CHP sol kesim ve sol cenaha yakın partilerin oylarını almaya ve görüşlerini değiştirmeye devam edecektir. Ana muhalafet pozisyonunu koruyacaktır. HDP Türkiye ve Türk bayrağı çatısı altında olmadıkça, Pkk terör örgütü ile ayrışımını yapmadıkça gelen oylar onun misyonunu iyiden iyiye belli edecektir. 
Ancak MHP, seçime tek başına gitmeyi düşünüyor gibi. Önümüzdeki seçimin, ülkenin geleceği için çok önemli olduğuna dikkatleri çekmek istiyorum. 1 Kasım seçimleri Ak Parti ve muhalefet partileri için çok önemlidir. Önümüzdeki seçimlere her şeyden önce partiler üstü bakmak gerekiyor. 1 Kasım’da siyasi partiler oylanmayacak, ülkenin kaderi oylanacak. Seçmenin bunu düşünerek sandığa gitmesi gerekiyor. Bir de Ak Parti’yi daha önce iktidardan düşmüş partilerle mukayese etmemek gerekir. Çünkü Ak Parti 7 Haziran seçimlerine eski kurucu başkanları ve şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan insifiyatiyle seçimlere Başkanlık hedefi ile gitti.
Bu hedefi tutmayıp adeta Ak Parti için 7 haziran seçimleri bir hayal kırıklığı olunca 1 Kasım seçimlerine “Olmadı en azından iktidar elimizden gitmesin” parolası vede kendileri için bir var olma yok olmama sürecinin savaşını vereceklerinin sinyalini verdiler. Bunu 15 Eylül’de düzenlenen genel kongrede Başbakan Davutoğlu bazı mesajlar ile doğrudan ileti yaparak belirledi. Ak Parti elinden gücü bırakmak istemiyor. En kötü ihtimal birkaç puan artırarak biraz daha fazla vekil sayısı ile koalisyon görüşmelerinde elinin güçlü olmasını istiyor. Bunu 1 Kasımda göreceğiz.
1 Kasım’da bana göre çok şeyin değişeceğini sanmıyorum. Milli irade 7 Haziran’da sonuç eden duruma göre  aynı sonuçta tezahur edecek bir duruma oylama yapacaktır. Ve bu oylama ülkenin kaderini belirleyecektir. Sonuç ne olursa olsun Milli iradeye saygı duymak gerekir.